Yine yapabildiğim tüm şantajları yaparak bizimkiler dışarı çıkarmıştım hehehehhe. Evet daha iki tenefüs önce uyumaya çalışan ben şimdi dışarı çıkmaya çalışıyordum. E ben de böyle bi dengesizim işte naparsınız.
Basketbol sahasına doğru adımladım. Berru'yu bi yere sermem lazımdı. Eh beleşe lolipop almanın yollarından biri de bu işte. Berru'ya döndüm.
"Var mısın oynamaya. Kaybedince bana lolipop alacaksın ama."
"Ben mi kaybedicem? Olum daha önceki 53 maçın 27'sini ben kazandım bi tane daha kazanmak zor olmaz.""Onlarda kötü günümdeydim çünkü. Şimdi seni sahaya gömücem hehe."
"Görücezzzzz" dedikten sonra sahaya doğru koşmaya başladı. Ben de arkasından tabii.
Ama Hayır yaaa. Saha doluydu. Utku almış topu eline üçlük basketler atıyordu. Nalet olmasın bu çocuk basketbolda gerçekten iyiydi. Ama bir saniye... Berru orada ne yapıyor?
Kaşla göz arası çocuğun arkasına geçmiş, işaret parmağını dudaklarına bastırarak bize sus işareti yapıyordu. Yemin ederim mal bu kız.
Utku tam topu atmak üzere ellerini havaya kaldırmıştı ki Berru zıplayarak topa vurdu ve topun Utku'nun ellerinin arasından kaymasını sağladı. Utku ne olduğunu anlamaya çalışırken Berru topu hızla yakalamış ve kahkaha atıyordu. Bu yaptığına gülmeden edemeyerek bana bakan Utku'ya doğru omzumu silktim. Sonuçta neden yaptığını bilmiyordum ki.
Eveet bakalım ne diyecekti Berru
"İzin verirsen eğer Çağrı'yla bi basket maçımız var."
"İyi de önce ben geldim."
"Sıkıntı yaptığın bu olsun yaa kenarda oturup izleyebilirsin bizi."
"Oldu canım başka? Siz oturup benim gitmemi bekleyin."
"Ama şimdi benim gibi bir hanımefendiyi bekletecek misin böyle?"
Utku'nun şaşırmış ifadesini çok iyi anlayabiliyordum çünkü alışmak benim de çok zamanımı almıştı. Dengesiz bu kız valla.
"Tamam o zaman birlikte oynayalım" dedi Utku. Berru'yu tanıyorsam bu teklifi kabul etmezdi çünkü aramızda bi iddia-
"Kabul"
Şok olmuş gözlerle ona baktım. Omzunu silkerek "Ne, beni gaza getirdi."
"E ama biz oynayacaktıkkkk"
"Başka sefere Çağrı önce şuna haddini bildireyim bi"
Eh kafasına koyduysa yapardı. "İyi tamam. O zaman kaybeden bana lolipop ısmarlar."
"Pardon da biz oynuyoruz sana niye ısmarlayalım?"
"Çünkü canım istiyor"
"Çok mantıklı ben ikna oldum şu an" dedi gülerken. "E o zaman başlayalım?"
"Hay hay efendim"
Ben sahadan çıkarken onlar pozisyonlarını almıştı. Top Utku dan başlıyordu çünkü Utku centilmenlik gereği kızlardan başlasın gibi bi şeyler söylemişti ve Berru bunu duyunca kesin olarak önce başlamayı reddetmişti. Eh bu konuda katıydı biraz.
Veeee maç başladı. Berru Utku'dan topu almak için ona doğru koşarken Utku elindeki topu çoktan potayı göndermişti ve bir üçlüğü kapmıştı. Eyvahlar olsun. Bu kız şimdi kaybederse tüm gece bizi rahat bırakmayacak demekti. Utku nolur kaybet.
Bu arada Berru Utku'dan topu almaya çalışırken Utku kıs kıs gülüyordu. Tamam Berru nun boyu uzun olabilir ama Utku kadar değil tabiki. 187 boyu vardı çocuğun.
Art arda üç dört basket daha attıktan sonra zil çalmaya başladı. Durum puan olarak 13 e 2 ydi. Berru ezici bir mağlubiyet almıştı ve yaşasınnnn. Tüm gün burnumuzdan getirecekti.
Utku elini uzatmış Berru'ya bakarken Berru sanki kendisine uzatılan eli görmüyormuş gibi öfkeyle soluyordu. Tamam. Sanırım burada araya girmem gerekiyordu.
"Vayyy tebrik ederim kardeşim çok iyi oynadın." Havada kalan elini bana çevirdi bu sefer de ve ben sıktığımda memnuniyetle indirdi elini. Berru'ya kızmamıştı bile ve gülümsüyordu.
"Oyunu ben kazandım sanırım ama gelin lolipop alayım size. Berru baya kızmış görünüyor çünkü" dedi. İkimiz de bunun eğlenceli olduğunun farkındaydık. Berru yu sürükleyerek Utku'nun peşinden kantine gittim.
Hmmm hem de en sevdiğimden almıştı. Kolalı.
"Allah razı olsun karşim" dediğimde "Her zaman" dedi ve hepimiz sınıfa doğru yola çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MON AMOUR //boyxboy//texting
General FictionTherealhac: Merhaba Çağrı. Şey diyecektim ben Bugün giydiğin sweat çok yakışmış da Bir daha giymesen olur mu?