Selam güzellerim~
İyi okumalar :)"Sence de bu adam... Biraz tuhaf değil mi?"
Anlamamıştım. Orangutan mimikleri yaparken:
"Nea alaha?" diye sordum.
"Üff..." derken benden tiksinirmiş gibi elini salladı:
"Ne biçim konuşma bu böyle? İdol olacaksın bir de!"
Nefesim daha iyiydi. Dizlerime eğilmekten vaz geçip dikeldim. Dongwoo da kalkıp gerneşirken sordum:
"Gariplikten kastın ne?"
Dongwoo cevap vermek için ağzını açtığı anda tam önümüzdeki kapıdan anadan üryan iki adam çıktı! Tamamen çıplak iki ADAM!
Dongwoo hemen elini gözüme koyup beni göğsüne yasladı. Kaskatı kesilmiştim ve gördüğüm iğrençliğin etkisini atamıyordum. O adamların şeyleri... Aish!
Kafamı kaldırıp Dongwoo'ya baktım. O da gözlerini kapatmıştı. Adamlar ise hiç durumlarını bozmadan yanımızdan geçip gittiler. Allah'ım,o halde dolaşıyorlar!
"İnleme seslerini duyuyor musun?" dedi Dongwoo.
"Ne? Ne inlemesi?"
"Çok kötü bir yere düştük. Bizi buraya getiren taksiciyi elime geçirdiğim an boğup öldüreceğim! Burası bir Gay Club Hotel!"
"Ne?"
"Lügatındaki tek ünlem 'Ne?' mi?!"
"Kaçalım!"
"Ne diyon ya sen?"
"Burda mı kalalım Dongwoo?! İstersen beni bırak inleyen odalardan birine dal!"
Etrafa bakındı. Aklından binlerce tilki geçtiğini biliyordum. Elimi tuttu:
"Gidelim. Tek çare kaçmak."
Cidden... Ben ne demiştim yani? Bu erkeklerin Superman edaları ne lan? Ne gerek var böyle şeylere yani?
"Uuu..." dedim alaycı bir şekilde:
"Zekan beni ürkütüyor!"
Zemin kata indiğimiz anda birden elimi bıraktı.
"Şimdi... O kıllı Ayı Yogi bizi durdurmaya çalışmasın diye sanki kavga ediyor gibi çıkıp gidelim. Ama burda tehlikede olan ben olduğumdan önden ben gidicem,arkamdan koşan sen ol." dedi ciddi bir edayala.
"Kızın erkeğin peşinde koşması ne kadar mantıklı?"
"Bu adamlar gay! Ters düşünmelisin."
Vay canına... Bir idolün tüm özelliklerini taşıyordu! Ses,dans,yüz, "zeka".
"Haydi başlayalım." derken eliyle fighting işareti yaptı. Ben de karşılık verdim.
"Yeter ya! Boğuyorsun beni! Git başımdaağn!"
Allah'ım! Bu Dongwoo muydu? Bağırırken sesini inceltiyor,hafiften de kıvırtıyordu. O kadar komikti ki gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Eh,uyum sağlamak lazımdı. Sanki bıyıklarım var gibi dudaklarımı öne çıkarıp elimi salladım. Sesimi de kalınlaştırdıktan sonra:
"Dur yavrum, nereye gidiyorsun! Bekle be güzelim!"
"Ay,bana güzelim deme! Gerizekalı yaa!"
Dongwoo'nun zekası her zamanki gibi işlemişti. Kıllı ayı adam şaşkınlık ve korkuyla bön bön bakıyordu. Bu sırada Dongwoo aydınlık holden çıkıp gecenin karanlığıyla çoktan buluşmuştu. Ben de bir an önce çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Bir Gün Ben De Sunbae Olacağım!"
Fanfiction"... Hadi söyle,kendini onun yanında nasıl hissediyorsun?" "Oh Ha Ni gibi." Stajyer olduğu için hoşlandığı sunbaesi tarafından dikkate alınmayan hatta küçümsenen birisi o. Dengelerin değişmesine çok kalmadı.