Oha! Ne diyordu bu?! Nasıl bunu söylerdi Lay'e!
"N-Ne diyorsun?" dedi Lay kaşları çatıkken. Elim ayağım titremeye, boğazım kurumaya başlamıştı. Şu an ecelim gelsin diye dua ediyordum.
"Yixing-ah-"
Ağlamaklı çıkan sesime aldırmadan:
"Öpüştünüz mü siz?" dedi Chen'e.
"Ne-Nereden?"
Lay beni seviyordu. Artık kanıtlanmış bir şeydi.
"Dudaktan!" dedi Chen.
"Kapa çeneni!" diye çıkıştım. Lay dönüp baktı.
"Ben..."
Hışımla saçlarını çekti: "Siz... Yani... Nasıl?"
"Yixing olayı çarptırıyor!" diye sızlanmaya başladım.
"İnci-ah... Bir süre görüşmesek iyi olur." arkasını döndü ve ayağıyla bir tabureyi devirdi. İçim titreyerek -ve çok da büyük bir baş ağrısıyla- önüme dönmüş suçlulukla kıvranıyordum. Lanet olsun o güne!
Kafamı kaldırıp Chen'e baktım:
"Midemi bulandırıyorsun."
Önüme gelip eğildi.
"Çekil karşımdan!"
"İnci-ah... Bak,çok pişmanım!"
" Ne diyorsun ya sen! Bugün nasıl zorbalık tasladığını unuttun mu?! Ayrıca beni kullanmış biriyle muhattap olmak istemiyorum!"
Ayağa kalkıp kapıya yöneldim. Arkamdan yetişti. Beni duvara çekerken:
"Gitme..."
Beni korkutuyordu. Kafayı mi yemişti? Sarhoş da değildi. Niye böyle davranıyordu?!
"Bırak beni. Umurumda değil nasıl hissettiğin. Git o sürtükle harika bir hayat sür. İkinizin de canı cehenneme!"
"Sevmiyorum onu ben!"
"Sen... Cidden! Yüzsüz şerefsizin tekisin!"
"İstediğin bensem... Senin olurum İnci. Senin olurum! Sana dokunurum,seni öperim,senin her şeyin olabilirim!"
Hayır. Bilinci yerindeydi. Ne dediğinin farkındaydı. İçinde bulunduğum durum... Gerçekten tiksindiriciydi.
"Saçmalamayı kes."
Gözlerim korkuyla kısılmıştı.
"Hayır,hayır... Bana böyle deme. Fark ettim! Bazı hatalarımı fark ettim! Her gece rüyamda gördüğüm kızın Yuri olmadığını fark ettim!"
"Yaa evet! Kızı o kadar sevmiyorsun ki telefonunda 'Güzelim' diye kayıtlı!"
Elini yüzüme koyunca ittirdim:
"Dokunma!"
"Farkında mısın,şu an sana Yuri'yi sevmediğimi ispatlamaya çalışıyorum. Sen beni seviyorsun değil mi? Yani yeni bir başlangıç yapabiliriz! İstediğin bensem her şeyimle senin olabilirim!"
"Jongdae... İspata ihtiyacım yok. Sen beni kullandın. Yoktan yere seni seviyorum deyip umutlandırdın. Beni mutlu ettin. Oyununa acımasızca alet ettin. Gerçeği öğrendikten sonra eskiden bana yaptığın hiçbir şeyin önemi kalmadı. Benim olmanı istemiyorum. İstediğim şey bu değil."
Ağlamaya başladı. Şaşırmıştım. Ciddi miydi? Şu an karşımda kafayı yemiş biri gibi duruyordu.
"Yixing ile iyiydik. Ama sen b*k ettin her şeyi! Yah! Ağlama! Ne halt etmeye ağlıyorsun karşımda!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Bir Gün Ben De Sunbae Olacağım!"
Fanfiction"... Hadi söyle,kendini onun yanında nasıl hissediyorsun?" "Oh Ha Ni gibi." Stajyer olduğu için hoşlandığı sunbaesi tarafından dikkate alınmayan hatta küçümsenen birisi o. Dengelerin değişmesine çok kalmadı.
