24. BÖLÜM~ ******* ********

419 58 57
                                    

"Benim bu dünyada gerçekten sevdiğim sadece ama sadece bir erkek oldu."

Gözümü sunucudan ayırmadan söyledim:

"O da Kim Jongdae."

Arkamdaki sesten Lay'in geriye yaslandığını anladım. Kyuhyun Sunbae başını önüne eğmiş,atmosferin ciddiyetine ayak uyduruyordu. Biz sus pustuk ama seyircilerden mırıltılar geliyordu.
Konuşmaya devam ettim:

"Bunu neden söylediğime anlam veremeyip saçmaladığımı da söyleyeceklerine eminim ama artık sınırlarımı aşan eleştiriler alıyorum. Kimsenin 'oppa'sına göz dikmiyorum. Çünkü zaten Jongdae kimsenin 'oppa'sı değil. Eğer birilerinin oppasıysa, o da benim demektir!"

Flashback:

"Bana vuruyorsun öyle mi? Hayranlar Kyuhyun'a da, Chen'e de, Lay'e de deliriyor. Oppalarını ellerinden almak için mi maymun iştahlılık yapıp bir ona bir buna gidiyorsun İnci?"

End

"Dizi çekimi üzerinden bir hafta geçti geçecek ve ben ilk defa Kyuhyun Sunbae'yi burada görüyorum. Diziyi izlediyseniz ilk sahne güçlü bir sahneydi. İnsanlar orayı görünce Kyuhyun Sunbae ile olan ilişkime laf etmeye başladı. Ne yani, şimdi başka bir hayran saldırısı mı olacak? Ben o tarz sahneleri onunla çekmek istemiyorum zaten. Kimseyle çekmek istemiyorum. Sadece işimi yapmaya çalışıyorum. Geçmişte yaşadığım ilişkilerim de geçmişte kalmıştır. Burada, yaptığım yanlışlar adına hiçbir şey görmüyorum. Bana düşüncesizce eleştiri yağdıranların artık aynaya bakma vakti geldi de geçiyor bile. Bu tatsız konuşma için üzgünüm ama artık içimde tutamadım."

Alkışlar stüdyoyu inletirken Kyuhyun Sunbae kalkıp Chen'in bileğinden tuttu ve oturduğu sandalyeden kaldırdı. Birkaç adım atıp ikisi de önümde dikildiğinde neler olduğuna anlam veremiyordum. Kyuhyun Sunbae benim de elimden tuttu ve Chen ile ellerimi birleştirdi. Tüylerimin ürperdiğini hissettim. Kyuhyun Sunbae yerine otururken insanlar ayakta alkışlamaya başlamıştı. Chen ile birkaç saniye bakıştıktan sonra elimi şaşkınlığı üzerinden atarak daha sıkı tuttu. Ben de tutsa mıydım karar veremiyordum. Sonuçta Lay buradaydı. Elini sıkmamaya karar verdim sonunda.
Sonra beni stüdyonun ortasına getirdi. Ah,acaba ikinci bir hayran saldırısı gerçekleşir miydi? Aklımda birçok düşünce vardı. Yine de bir yanım "Sen de tut Jongdae'nin elini sıkıca!" diye bağırıyordu bana. Belli belirsiz biraz sıkılaştırdım elimi. Fark etmiş olacak ki yere bakan gözlerini kaldırıp yüzüme baktı. Stresten dudaklarımı ısırdığımı o eliyle engel olana kadar anlamamıştım. Şaşkınlıkla ağzımdan sadece onun duyabileceği bir "Şşşt..." çıktı. Gülümsedi bana. Ben de gülmek istedim. Çok istedim;ama arkadaki oturan idol Lay'in huzursuzluğu yüzünden cesaret edemedim. İstediğim tek bir tebessümü bile başaramayacak kadar aciz olduğum için ağlamak istedim bu sefer. Onu yapabilir miydim? Tabii ki hayır. Asla!
Elimi bıraktı bir an. Sadece bir saniye boşlukta gibi hissettikten sonra kendimi bu sefer onun kollarında buldum. Daha fazla dayanamadım ben de sarıldım. Sırtındaki gömleği elimle sıktım. Kendimi bu halde bulunca ona aç olduğumu fark ettim. Kameraların elimi çektiğini fark ettim ama bu sefer istesem de bırakamadım. Bu sırada kalın askılı kıyafetimin çıplak bıraktığı kolumda bir ıslaklık hissettim. Bu ıslaklığın Chen'in göz yaşları olduğunu anladığımda kalbimin acıyla parçalandığını duydum. Gözlerimi sıkıca sıktım. Bu aptal çocuk kendini tutamaz mıydı? Kimsenin ağladığını fark etmemesi için dua ettim. Burnunu çekip kollarını ayırdı ve geri çekildi. İnsanların gözleri üzerimizdeydi bense Lay'e bakmamaya çalışıyordum. Chen konuşmaya başladı:

"Burda böyle bir ana şahit olmalarına sebep olduğumuz için hayranlardan özür diliyorum ama... Gerçekten çok fazla kişiye karşı savaşıyoruz. İnci ile bir sorunumuz yoktu buna rağmen kötü insanların kötü duyguları bizi de etkiliyordu. Eğer durum aramızı bozmaya kadar gitseydi İnci kadar beklemezdim. İnci hiçbir zaman yalan söylemez ve ben onun saf sevgisinden bir an bile şüphe etmemişken bundan sonra başkaları da susmalı."

"Bir Gün Ben De Sunbae Olacağım!"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin