15. BÖLÜM~Ailemize Hoş Geldin.

359 66 18
                                    

"Yok artık!"

Buket ağzını açsa da bir türlü konuşamıyordu. Asistan olan abim ise boş boş eski sevgilisi Buket'e bakıyordu.

"Abi!"

Bakışlarını bana çevirip sessiz olmamı işaret etti. Hocanın yanında konuşmamalıydık. Yerdeki dökülmüş pahalı kahveye bakarak hocasını dinledi bir süre. Bu sırada gözüm yaka kartına takıldı: Atakan Sancak. Neler olurdu şu an bilmiyordum. Bunca zaman kızlara Kore'de olduğundan bahsetmemi istememişti. Buket'le de çıkışımızdan bir yıl önce ayrılmışlardı. Buket uzaktan ilişkiyi sürdüremediğini söyleyince abim kalkıp gelmişti ama Buket ikna olmamıştı. Ardından özel hastaneye girip stajını tamamlamaya başlamıştı. Fazla görüşmezdik. Her zaman çok ayrı işlerimiz olmuştu hayatta. Ben  melodi çıkarmak için, o işlemleri karıştırdığı için masalara vururdu. Uzağımda kalmasına alışmıştım. Farklı yerlerde okumuştuk,farklı yerlerde çalışıyorduk şimdi de. Ama yine de abimdi ve insanın ihtiyacı oluyordu. Yanımda olup bana destek çıkmasını isterdim ama stajdaki son senesiydi.    

   Diğer doktor dışarı çıktığında gelip sarıldı:

"Her şeyi duydum. Ne kadar korktum biliyor musun? Kafana darbe almışsın,şaka gibi!"

    Benimle konuşuyordu ama hepimiz asıl konunun ben olmadığımı biliyorduk.

"İyiyim."

"O kadar iyisin ki dört gün kendine gelemedin!"

"Abi,ya olay sizin duyduğunuz gibi değil. Şirketteki herkesle çıktığım falan da yok."

"Biliyorum, sana kim bakar ki zaten."

Abiler hep böyle iğnelerdi değil mi?  Sorun olmayacak çünkü bu salağı özlemişim.

"Sen öyle san. Sevgilim var bir kere."

"Biliyoruz. Sen dayak yedikten sonra ortaya çıktı."

"O değil!"

"Aynı anda kaç kişiyi yürütüyorsun kızım?"

Kahkaha attık.

"Neyse sonra anlatırım. Kızlar senin burda olduğunu bilmiyorlardı. Baya şaşırdılar."

"Öyle olmalı,yerdeki kahveyi görebiliyorum." deyip yandan Buket'e baktı. Kızcağız başını kaldıramıyordu. Eminim kıpkırmızıydı.

"Atakan merhaba."

Ezgi'nin çekingen selamına içtenlikle cevap verdi:

"Merhaba, kusura bakma. İnci'ye de numaramı vermedim."

"Hayır,hiç sorun değil."

Yalancı tebessümler havada uçuşuyordu. Uzun boylu yakışıklı Atakan,bana göre ara sıra abi,ara sıra Ata olan kişi, canı kadar sevdiği Buket'inin yanındaydı. Aradan yıllar geçmişti. Ayrıydılar artık ama bu liseliler gibi selamlaşmamalarını gerektirmiyordu. Çok ergen gibiydiler. Sonunda Buket selam verdi:

"Sana da merhaba."

İşin aslı,Buket'in Ata gelince onunla çıkmaya devam edeceğinden adım kadar emindim ama o sadece bitirdiği işe tekrar başlamayacağını söylemişti. Ata'nın ise niye bana numarasını vermemekte bu kadar ısrarcı olduğunu anlamam pek mümkün olmamıştı.

   Gelen çağrıdan sonra tahminimce büyük bir zevkle odadan çıktı Ata.

  Ezgi'yle ben derin bir nefes alıp rahatladık ama Buket dumura uğramış gibiydi.

"Niye Kore'de olduğunu söylemedin?!" diye asabiyetle sordu. "Çünkü istemedi! Bana numarasını vermedi senin takıldığın şeye bak! Hem ne fark eder? Onu sen terk etmedin mi?"

"Bir Gün Ben De Sunbae Olacağım!"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin