Gülüp devam ettim.
- Bu Nefes.
Nefes elini uzattı.
- Seninle iyi anlaşacağımıza dair içimde tuhaf hisler var.
Ben gülümseyip
- Benim hissetmeme gerek yok siz ikiniz aynı kafadan insanlarımız. Kesin iyi anlaşırsınız. Yani inşallah diyelim biz yinede.
Atlas
- Ekiple tanıştığımıza göre gelelim diyet meseleye.
- Neymiş o?
- Bizi gölge öldürdü dedin. Görevde Gölge üzerineydi. Yoksa sen...
............................................................................
- Yoksa ben ne?- Yoksa sen Gölge'yi tanıyor musun? Hatta bence görevi birlikte yürüttünüz. Yada sen onun adına yaptın.
Yaklaştım ve sesizce
- Sesiz ol yerin kulağı vardır.
- Bu evet demek mi?
- Sanırım.
Kurt aramadıyla hemen telefonu alıp ayağa kalktım.
- Haber var mı?
- Üzgünüm. Bu sefer yok. Yaptığı bir çok eykem var ama lakaptan başka hiç bir şey yok. Ne bir robot resim nede bir kayıt.
- Bana girdiği çatışma yada eylemelerin listesini atar mısın?
- Tabi hazırlatıp gönderiyorum.
- Saol.
- Bir şey daha var.
- Nedir?
- Hani şu mezuniyetini beklediğin kız vardı ya sanırım birkaç hafta önce mezun olmuş.
- Kim?
- Bekle hemen adına bakıyorum... Buse.
- Ha tamam hatırladım sağ ol.
- Rica ederim.
Telefonu kapattım. Bizimkilere döndüm. Tim meraklı bir şekilde bana bakıyordu.
- Bir haber yok.
Serdar
- Kötü olmuş.
Atlas'a baktım
- Bir sorun mu var?
Atlas
- Ben buraya geldim. Peki ya şimdi?
- Görevim bitti. Ne yapacagım?
- Aslıda Albaydan bizim time katılmanı isteye bilirim.
Sakar
- Güzel.
Nefes
- Hoş geldin diyelim o zaman.
Ahmet
- Zamanla normal olmadığımızı sen de anlarsın.
Burak
- Senin görevin ne?
Atlas
- Aslıda istihbarat ama ağır silah da kullanıyorum.
Ben araya girdim
- Daha durun Albay'a söylemedim bile.
Serdar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Yıldız' ın Gölgesi
Non-FictionBölük üzgündü Berk'i gören Murat "Ne diye sırıtırsın pişmiş kelle gibi" dedi. Ve Berk bir nota mırıldandı. Ray Ray Ra Ra Ra Ray Ray Ray Ra Ra Ra Ardından bağırarak sözlerini söyledi Ey...