Bu sırada telefonum çaldı. Bizimkilere döndüm.
- Ben geliyorum.
Lavabonun oraya gittim. Kapının önünde telefonu açtım.
- Asena beni aramışsın.
- Evet. Bilgisayarımı siz almışsınız.
- Evet.
- Benim geri almam gerekiyor.
- Onun için buraya gelmen gerekiyor.
- Tamam. Ben yarın gelirim o zaman.
- Tamamdır.
Telefon konuşması bitin ve tam ilerlerken sırtımda bir soğuk sertlik hissetim. Arkamdan bir ağda min sesi vardı.
- Sakın kımıldama yoksa sıkarım.
......................................................................Hareket edemedim sadece
- Kimisin sen?
- Çok konuşma yürü.
Silahı biraz daha bastırdı.
- Tamam. Sakin.
- Normal davran.
İlerledim saçımı bağladım. Beni durdurdu.
- Namlu sana dönük olacak. Sakın yanlış bir şey yapıyım deme.
- Benim kim olduğumu biliyor musun?
- Evet.
- O zaman o silahı elimden almamın iki saniye bile sürmeyeceğini biliyorsun.
- Evet. Ama bunu yapmayacağınıda biliyorum.
- Ya nedenmiş o?
- Çünkü eğer bunu yaparsan çok sevdiğin o kardeşinin kafasında bir delik olmasını istemezsin.
- Yalan söylüyorsun.
Telefonunu çıkartıp gösterdi. Yağız ellerindeydi.
- Yağız.
- Abla ne istiyorlarsa sakın yapma.
Kafasına vurdu.
- Yağız merak etme canım, seni kurtaracağım.
Telefonu kapattı.
- Aşağılık it. Bırak onu.
- Benimle gelirsen neden olmasın?
- Aşağılık köpek. Tamam.
Yağız'a birşey olmasına izin veremezdim o bana emanetti. Çantam olmaması iyi birşey. Adamla birlikte yarı hızlı bir şekilde dışarı çıkarken İlkerin bizi gördüğünü gördüm. Çaktırmadan gözlerimle hayır işareti yaptım. Adamla birlikte dışarı çıktım.
......................................................................
İlker'in ağzındanAsena komutanımı gördüm. Dışarı gidiyordu ve bir adam arkasındaydı. Oda beni gördü. Gözleriyle hayır işareti yaptı. Dikkatli bakınca adamın Asena komutanıma silah dorulduğunu gördüm. Dışarı çıktılar. Kapımın olduğu duvar ve kapı camdı. Onlar hala gözüküyordu l. Bizimkiler gülerken Murat
- İlker bir sorun mu var?
- Beyler! Sakin olun ama kötü bir haberim var.
Ahmet
- Ne oldu?
Ahmet bunları söylerken adam silahın horonunu çekti. Bende masadan kalkarken silâhımın güvenliğini açtım. Serdar komutanım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Yıldız' ın Gölgesi
Non-FictionBölük üzgündü Berk'i gören Murat "Ne diye sırıtırsın pişmiş kelle gibi" dedi. Ve Berk bir nota mırıldandı. Ray Ray Ra Ra Ra Ray Ray Ray Ra Ra Ra Ardından bağırarak sözlerini söyledi Ey...