Serdar
- Hazırız başlatmamızı istiyorsan yüzüne dokun.
Çeneme elimi koyup ona yaslandım. Yan tarafta Serdar ile Sakar ingilizce bir şekilde konuşarak kavga ediyorlardı. Şahin ile İlker rol icabı yanıma yaklaşıp etrafa bakınınca adamın kahramanlık yapmak isteyeceğine emindim. Öylede oldu. Adam Serdar gilin yanına konuşmak için gitti. Ben çantamdan bir kap çıkarıp içindeki tozu adamın kahvesine koydum.
- Serdar yeter.
Dedim. Onlar son kelimelerini söyliyip bitirirken adam yanımıza geldi. Kahveleri elinize aldık. Adam bir yudum aldı bu sırada adamı yanındaki kişiyi tanıdım. Bu son Yunan görevinden bir arkadaşımdı ve bize doğru geliyordu. Adam bunu fark etti. İkimizde bize doğru gelene bakıyorduk. Ekibe seslenemiyordum. Şimdi yanımıza gelip bütün operasyonu bozacaktı.
............................................................................
İçimden ne olur birşey olmasın diye du ederken adam yanımıza geldi ve- Γεια! Πώς είσαι;
(Geiá sou! Pós eísai?)
Merhaba! Nasılsın?Ayağı kalktım birbirimize sarıldık adam bize tuhaf tuhaf baktı. Arkadaşım olan Cenk
- Είμαι ο αδερφός της Ελένης.
(Eímai o aderfós tis Elénis.)
Ben Eleni'nin kardeşiyim.Adam rahatlamış gibi Cenk ile el sıkıştı.
- Αδερφέ, έπρεπε να είσαι στο εξωτερικό, σωστά;
(Aderfé, éprepe na eísai sto exoterikó, sostá?)
Kardeşim, yurtdışında olmalıydın, değil mi?- Ναι, καλύτερα να πάω.
(Nai, kalýtera na páo.)
Evet, gitsem iyi olur.Cenk gitti adam ilacın etkisi ile sersemlemişti. Şahin ile İllerin burda kalmasını isteyip onu odasına çıkartmamı istedi. İlker ile Şahin'e döndüm. Burda kalmalarını istedim adam ile yukarı çıktım. Kulaklıktan Serdar'ın sesini duydum.
- Asena dikkatli ol.
Odaya girdiğimizde adamı kanepenin üstüne koydum çoktan sızmıştı. Çantayı aldım. Bir not kağıdı çıkarttım. Kulaklıktan Serdar'a seslendim.
- Serdar güvenlik kameralarındaki kayıtların bizim olduğumuz bölümleri silin birazdan çıkıyoruz.
Bu sırada içeri bir adam girdi. Silahı bana doğrulttu ve susmamı işaret etti. Sesizce
- Sakaın arkadaşlarına haber vereyim deme.
Dedi. Kurt aradı. Adam telefona baktı. Bana verdi ve
- Sakın belli etme. Yalış bişey dersen sıkarım.
Hoparlöre alıp açtı. Ben
- Alo Kurt Nasılsın?
Kısa bir süre ses gelmedi. Sonra
- İyiyim Asena sen nasılsın?
- İyi.
- Görev nasıl?
- Görev güzel gidiyor.
- Tamam.
- Görüşürüz.
Telefonu kapattı. Kenara koydu.
- Kulaklığı çıkart.
Kulaklığı çıkarttım. Yavaşça yere koydum. Ben Kurt'u biraz bile tanıdıyorsam o da şifeyi çözmüştür ama zaman kazanmalıyım. Adama baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Yıldız' ın Gölgesi
Non-FictionBölük üzgündü Berk'i gören Murat "Ne diye sırıtırsın pişmiş kelle gibi" dedi. Ve Berk bir nota mırıldandı. Ray Ray Ra Ra Ra Ray Ray Ray Ra Ra Ra Ardından bağırarak sözlerini söyledi Ey...