Dışarı çıktım. Gizli bir numaraydı.
- Buyrun.
- Nasılsın efsane komutan? Beni hatırladım mı?
- Kimsin?
- Aaaa, çok ayıp insan hiç düşmanını tanımaz mı?
- Kimsin lan?
- Ben senin için ecel diğerleri için doktor.
............................................................
- Pislik herif seni bulacağım.- Hiç yakışıyormu?
- Ne istiyorsun? aşağılık.
- Olmanı ama o sonradan olacak seni bunun için aramadım.
- Ne?
- Sorun su ki. Sana bazı bilgiler vermek istiyorum. Aileni neden öldürmemi bilmek istersin diye düşündüm. Ama madem istemiyorsunbnede kapatayım.
- DUR!!! ..... dur, tamam söyle.
- Annen ve baban gizli ajanlardı. Ülkenizin hatta dünyanın en iyisi. Mit den mi nelerdi? Benim de azılı düşmanlarım. Bir yıllığına izin almışlardı. Çocukları için. Ve ben onları öldürdüm. Sonra iş arkadaşları çocuğunu evlatlık aldığını öğrendim. Fakat yaklaşık 5 yıl süren bir operasyonda olduğu için karısı ve evlatlık çocuğunu öldürttüm. Sonra sen bir eğitmen albayın evlatlık olarak gittin ve tabi senle birlikte Yağız'a babalık yaptı. Onu öldüremedim. Ama kendi ecelini getirtti. Sen askeriyeye girdin. Yağız'ı evlatlık aldın. Çünkü Albay öldü. Sonrada ikiniz asker oldunuz.
- Sen nerden biliyorsun?
- Burdaki asıl sorun benim bunları bilmem değil. Annen ve baban mit görevlisiydi. Bunu bilmediğine o kadar eminim ki.
- Yalan söylüyorsun.
- Sen öyle san.
Bip sesiyle
- DOKTOR,DOKTOR!!! Kahretsin.
Koşarak Albayın odasına giderken yantaraftaki binbaşıyı umursamadım. Kapıyı açıp içeri daldım. Albay
- Asena, bu de ne demek?
Yanıda Mit başkanı vardı. Ben devam ettim.
- Annem ile babamın mit görevlisi olduğunu biliyormuydunuz?
İkiside ayağa kalktı.
- Asena, biz.
- Bana neden söylemediniz?
Kapıyı kapatıp devam ettim.
- Ne zaman söyleyecektiniz? Yarın, bir ay, bir yıl, hiç?
- Peki, Yağız'ın babasını mit görevlisi olduğunu?
Mit Başkanı
- Sen bunları nerden öğrendin?
Sakinleşip devam ettim.
- Daha demin doktor aradı. Herşeyi anlattı.
- Doktor mu?
- Evet, sadece bir şey sormak istiyorum. Yağız'ın babası yaşıyor mu?
Mit Başkanı durdu
- Ajan olarak göreve gitti irtibatı kestik.
Yere çöktüm. Bir süre öyle durunca Albay
- Asena?
- Bana söylemeliydiniz.
Dedim ve ayağa kalktım. Kapıyı açıp dışarı çıktım. Albay
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Yıldız' ın Gölgesi
Non-FictionBölük üzgündü Berk'i gören Murat "Ne diye sırıtırsın pişmiş kelle gibi" dedi. Ve Berk bir nota mırıldandı. Ray Ray Ra Ra Ra Ray Ray Ray Ra Ra Ra Ardından bağırarak sözlerini söyledi Ey...