vote ⭐ yorum! ( 25 + sınır )
( Yorum istiyorum Yorum!!! )
.
.Darned : Güzel sesin olduğunu duydum, bana şarkı söylemeye ne dersin?
Darned : Belki seni polise vermekten vazgeçerim?
Jungkook: Olur tabi, hangi cenaze marşını istersin?
Darned : Ah, bir düşüneyim.
Darned : Film out - nasıl olur mesela?
Jungkook : Harika!
Jungkook : Sen ölmeyi başar cenazeni ben idare edeceğim, merak etme sen.
Darned : Çok centilmence, ama böyle bir düşüncem ilerdeki 40 yıl içinde yok bebeğim.
Jungkook : Beni çok üzüyorsun ama bebeğim, bir de heveslenmiştim :(
Darned : Yapacak bir şey yok :(
Jungkook: Neyse kes şu soytarılığı da bana ismini söyle.
Darned : İsmimi ne yapacaksın?
Darned : Yoksa kolunu süsleyen güzel dövmelerin yanına mı yazdıracaksın?
Jungkook : Hayır, direk kalbime yapacağım.
Jungkook : İsmini söylüyor musun yoksa şu ' ismimi söyleyesi olsam bilinmeyen numaradan yazmam ' zımbırtı şeysinden mi söyleyeceksin?
Darned : Hayır, sen ismimi sormadın ki söyleyeyim de.
Jungkook : Şimdi sormuş oluyorum?
Darned : İsmim Anna.
.
.
.
.• Demek Anna.
Kızın ismini mırıldanarak zihnini yokladı Jungkook. Hayır böyle bir kız ismi tanıdık gelmiyordu. Ya ona yalan söylemiş, yada tanımadığı biri olduğunu bildiğinden rahatlıkla söylemişti ismini.
• Neyse , bununla sonra ilgilenirim.
Jungkook arabadan inerek geldiği sokağa baktı, burası sessiz huzurlu bir yere benziyordu. Sokakta bina evleri değil de bahçe evleri vardı sadece.
• Enteresan.
Mırıldanarak koliyi barajdan alıp adrese doğru ilerledi, zile basacakken evin yan tarafından gelen sense kaşları hafif çatıldı. Oraya doğru yürüdüğünde, gördüğü manzarayla hormonları kıpırdamaya başlamıştı anında.
• Zoe'nin boklu bezleri aşkına .
Sarışın ateşli bir kız, üzerine yapışan kan kırmızı bikiniyle havuzun kenarında durmuş vücuduna krem sürüyordu. Jungkook'un dudağının üzerinde dilini gezdirerek kızı süzdü kenardan. Dolğun kalça ve göğüsleri vardı. Acaba o göğüslerinin arasına küçüğünü sıkıştırmasına izin verir miydi. O kalçalarını şaplaklayarak ona arkadan sahip olmasına.
¤ Üzerine bakıyorum da temiz bir aile çocuğuna benziyorsun, muhtemelen annen sana ' Başkalarını dikizlemek ayıptır ' demiştir de sen dinlememişsin.
Gelen sesle irlikip kirli düşüncelerden sıyrıldı. Arkasını döndüğünde kafasını biraz eğip sesin sahibine baktı.
Gece siyahı gözlerle buluştu gözleri. Jungkook hayatında bu kadar iri ve güzel irisler görmemişti belki de. Gözlerini kızın yüzünde gezdirdi dikkatlice. Gözleri gibi sim siyah saçları omuzların üzerindeydi. Bunun aksine teni saçına inat gibi beyazdı. Küçük burnunun üzerinde ve göz altlarından çilleri vardı. Dudakları kalemle çizilmiş gibi kıvrımlı, dolgun ve şekilliydi.
Jungkook kısa saçlı kızlardan hoşlanmazdı ama bu kız gerçekten güzeldi.
¤ Bula bildin mi?
Jungkook kızın güzel sesiyle kendine gelerek gözlerini tekrar gözlerine çevirdi.
• Ne, neyi bula bildim?
Kız omuz silkerek elindeki bahçe eldivenlerini çıkardı.
¤ O kadar çok baktın ki yüzüme, gözlerini bir anlık röntgen olarak kullanıp hastalık falan aradığını düşündüm.
Ağzı iyi laf yapıyordu, acaba o ağzı başka şeylerde de iyi miydi bu kadar. Gerçi o dudakların iyi olmama ihtimali 100/1 bile değildi.
• Sadece incelemeyi severim desem?
Kız kot şortunun cebine sıkıştırdı gözlüğünü alarak üzerine silip gözüne taktı. İnce, yuvarlak gözlüklerle bile güzel gözüküyordu.
¤ Bende kobay faresi gibi incelenmeyi sevmiyorum desem?
Hazır cevap diye geçirdi içinden Jungkook. Şu kızla saatlerce oturup laf dalaşı ede bilirdi, sırf o dudaklarının her kelimede nasıl şekilden şekle girdiğini görmek için.
• Senin suçun, bu kadar güzel olmamalıydın.
Kız göz devirerek kaşlarıyla oğlanın elindeki kutuyu gösterdi.
¤ Elindeki bana ait sanarım.
Jungkook elindeki kutuyu daha yeni farkediyormuş gibi kaşlarını kaldırır, ardından kıza baktı.
• Tessa Zeit ? Bu güzelliğin bir Alman kızına ait olduğuna anlamalıydım zaten.
Tessa bir kaç saniye durdu ve ardından gülmeye başladı. Sesi kısık ve tuhaf bir şekilde tatlıydı. Jungkook anında sertleştiğini hissetti. Lanet olsun bu kızdan gerçekten de etkilenmişti.
Tessa gülmek istememişti ama bu herif gerçekten de onun sinirlerini bozuyurdu, ne sanıyordu? İki tatlı güzel lafa ağzınının suyunu akıtarak kucağına mı kaçacağını?
¤ İltifat için teşekkür ederim, seninle sohbete doyum olmaz ama izninle.
Erkeğin kucağındaki kutuyu alarak, kapağını açıp içine kısaca göz attı.
¤ Evet kitaplar burada, teşekkürler.
Kız arkasını döndüğünde Jungkook gözlerini kamaştıran ışıkla elini yüzüne siper etti. Sanki biri gözüne ayna tutuyormuş gibiydi.
• Bu da ne?
Kız onun sesiyle arkasını döndüğünde Jungkook'un gözüne yansıyan ışık da gitmişti.
¤ Ne, ne?
• Sanki biri gözüme -
Gözleri kızın dizindeki parlaklığa kayınca sözünü tamamlayamadı. Dikkatlice bakınca ne olduğunu anlamıştı.
• Dizin, yani diz kapının metalden mi?
Kız ilk dizine ardından erkeğe bakarak hafif tebessüm etti.
¤ Güzel olduğumu söylemiştin değil mi? Hayat işte, demek ki her güzelin bir kusuru varmış Jungkook.
Kız eve gidene kadar Jungkook baktı arkasından. Kusur mu demişti o kendine?
Kafasını iki yana salladı oğlan, ah hayır. Bu onun kesinlikle hayatında gördüğü en güzel kusur olmalıydı.
.
.
.
.
NOT : Tessa'ın bacağı yerinde, geçirdiği kaza zamanı diz kapağı parçalandığı için sadece o kısmı metalden. Bunu da ilerdeki bölümlerde görecek siniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Whisper of a lie ᴶᴶᴷ
Fiksi Penggemar▪︎ Eger sen kendini kusur olarak görüyorsan , o zaman bil ki sen benim bu dünyada gördüğüm en güzel kusursundur. ▪︎ Jeon Jungkook