Selam canikolar! Nasılsınız?
Bu hikaye sizi kesinlikle eğlendirecek!
Hikayenin konusu umarım hoşunuza gider!
Yorumlarınız bekliyorum!
İyi okumalar!
"Bu film çok saçma!" dediğimde kafama yediğim yumrukla sevgilime bakmıştım. Bana boncuk boncuk olan gözlerini dikmiş öfkeyle bakıyordu.
"End Game saçma diyemezsin!" diyerek kolumu cimciklemişti. Gözlerimle hafifçe koluma baktım daha sonra geri televizyona bakmıştım. "Sen ne kadar inkâr etsen de bu film sadece ticari amaçla yapılmış bir film önceki filmde şu mor patlıcanı Thor çok güzel öldürebilirdi. Ah! Ne vuruyorsun ya? Cidden polise erkek şiddeti var diye şikâyete bulunacağım." Dedikten sonra kollarımı birbirine bağlamıştım.
"Haklı olabilirsin ama bu film de Tony ölüyor!" dedi üzgün bir şekilde. Gözlerimin ucuyla sevgilime baktığımda yine ağlama krizine gireceği fazlasıyla belli oluyordu.
"Russo kardeşler yüzünden ki o ikisi olmasa da, adam yaşlandı artık salın şu adamı!" dediğimle yine kafama yumruk yemiştim.
"Duygusuz pislik!" diye çığırdığında yüzümü buruşturmuştum. Sevgilimin opera sançası olması gerçekten benim için hiç iyi değildi, organlarım yer değiştirmişti bu bağırışla. Koltuktan hızla kalktığımda elimi tutmuştu.
"Nereye?"
Başımla balkonu gösterdim. "Bir dal içim geleyim." Dedim sehpanın üstündeki paketi ve çakmağı alıp. Sevgilim başıyla beni onaylamıştı. Birlikte yaşama kararı aldığımızdan bu yanlı evin içinde sigara içemiyordum. O sıra balkona çıkıp arkamdan kapıyı kapatmıştım. İçeriye sigara dumanı girerse Yaseminden çekeceğim vardı. Dudaklarımın arasına bir dal koyup çakmakla yaktım. İçime bir duman çektiğimde ciğerlerim bayram etmişti neredeyse. Kollarımı balkon korkuluğuna yaslayıp aşağıya bakmıştım. Ankara'nın soğu cildimi kesiyordu. Balkona sadece kazakla çıkmak belki de akıllıca değildi, neyse şu dal bitsin içeriye girer ısınırdım.
"Hanımların dikkatine,
overlok makinesi ayağınıza geldi.
halı, kilim, yolluk, paspas kenarına, halıfleks kenarına;
overlok çekilir.
beş dakikada yapılır,
hemen teslim edilir." Diyen sesle kıkırdamıştım. Bu kadının sesini de bütün Türkiye biliyordu. Kadın bir kayıt yapmış bütün herkes kullanıyordu. Aşağıda kardan adam yapmaya çalışan çocuklara bakarken yukardan büyük bir ses gelmişti. Tam kafamı çevirip yukarıya bakacaktım ki kafamda büyük bir acı hissetim, daha sonrası tamamıyla karanlıktı. Son duyduğum ses o bütün Türkiye'nin tanıdığı sesti."Hanımların dikkatine,
overlok makinesi ayağınıza geldi.
halı, kilim, yolluk, paspas kenarına, halıfleks ken..."'Kafama ne düştü lan benim?'
'Bu kadar acıttığına göre normal bir şey düşmemişti başıma. Lan balkonlarda saksı olmadığına göre, çanakta düşmeyeceğine göre. Hadi be oradan buz sarkıtımı düştü başıma!' Başım o kadar acıyordu ki, kesin buz sarkıtı düşmüştü başıma! Lan bendeki bu şansızlık neden ya! Bir sorarım size neden? Allah'ım benim suçum günahı ne? Ha, tama bunu sormuyorum. Şimdi aklıma geldi de bunlar bana az bile. Ne kadar karanlıkta durduğumu bilmiyordum ama bir anda gözlerime ışık gelmeye başlamıştı.
"Patron!"
"Patron!"
Kim lan bu adam hem kime Patron diyor. Gözlerimi açmaya çalışsam da başıma daha fazla ağırı girmeye başlamıştı. "Bayan Potts! Bay Stark bir anda fenalaştı." Diyen bir başka adamdı. Bunlar ne diyordu Allah aşkına ya.
"Ne! Tony iyi misin?" endişeli bir kadın sesiydi. Ama baş ağrımdan tam olarak başımdaki bu kalabalığın kimler olduğunu bilmiyordum bile. Ne dediklerini bile beyin hücrem kabul etmiyordu. Gözlerimi sonunda açabildiğimde karşımda hafif çili turuncu saçlı bir kadın karşılamıştı.
"Ah, Tony tanrıya şükür! Sana bu kadar içme demiyor muyum? Eve gidince Jarvise kesinlikle bütün içkilerini attıracağım!" diyen kadına korku gözlerle bakıyordum. Bu kadın kimdi lan! Ben en son balkondaydım. Bir sigara zevkim var oda batmıştı.
"Ne oluyor?" diye fısıldadığımda yüzü fazlasıyla yakın olan kadın arkasına dönüp takım elbiseli adamlara dönmüştü. Her nasıl baktıysa koca koca adamlar hizaya gelip hızla uzaklaşmışlardı. Adamların uzaklaştığını gördükten sonra hiddetle bana dönmüştü.
"Tony Stark!" diye kükrediğinde boş boş bakmıştım. Kimse kusura bakmasın ama Yasemin kadar korkutucu bir ses çıkartamıyorsun tatlım. Alışığım ben, dur lan o kadın ne demişti. Tony Stark mı demişti o? Gözlerim şokla açılmıştı. Korkuyla ağzımı yavaşça açtım.
"Pepper," diye fısıldadığımda kadın bana öfkeli gözlerle bakıyordu.
"Hiç Pepper diyerek itiraz etmeye çalışma bile! Ayık bile değilsin." Diyerek öfkeyle açık olan turuncu saçlarına elini geçirmişti.
Dur dur! Şimdi ben cidden Tony Stark'tım yani hani Iron man olan, hani Dünya'yı kurtaran, zengin olan Tony Stark değil mi? Beynim algıladığı şeyle şok dalgası gelmişti.
"Ayna!" dedim boğuk sesimle. Bu ses cidden bana ait değildi. Karşımdaki kadın bana boş gözlerle bakmaya başlayıp yanındaki çantadan küçük bir ayna çıkartmıştı.
"Ayna'yı ne yapacaksın Tony?" diye sorarak verdiğinde hızla elime küçük makyaj aynasını almıştı. Aynadaki yansımaya baktığımda göz bebeklerim daha çok büyüyordu. Köse olan benim keçi sakalım vardı. Koyu mavi gözlerim kahverengi olmuşlardı, sarı saçlarım siyahtı daha önemlisi ben beyazdım şimdi ise esmer olmuştum. Boş olan elimle yüzümü sıvazlamıştım.
"Aman tanrım!" diye fısıldamıştım. Ben nasıl buraya düştüm böyle. O buz sarkıtı ne yaptı lan bana. Hayır Cengiz! Bunların hepsi bir rüya. Kafana buz sarkıtı düştü sende şu an ameliyatasın tamamı koçum. Ameliyat bitince Yasemin başının etini yiyecek, sigara içmenin zararlarından doya doya bahsedecek kesinlikle sadece bunlar olacak. Başka bir şey olma ihtimali yok.
"Tony! Tony," omuzumda hissettiğim ele, elimi yüzümden çekmiştim. Turuncu kadın bana endişeli gözlerle bakıyordu. "Sen iyi değilsin, Happy'ye söyleyelim seni eve bıraksın." Dedi kafasını benden uzaklaştırarak. "Hadi ayağa kalk. Kalkabilirsin değil mi?" diye sorduğunda. İstemsizce kısa bacaklarıma bakmıştım ben uzun boyluydum. Bu adamın bacakları cidden kısaydı.
'Dur lan konumuz şu an bu değil! Bu yerden nasıl kurtulacağımıza bakmamız lazım.' Düşüncelerim artık o kadar çok dolanmıştı ki başıma ağırılar dan ağırılar giriyordu. Kafamı yavaşça sallayıp ayağa kalktım. Turuncu kafa hemen koluma girmişti. Yavaşça yürüyorduk. Etraftaki insanlar şokla bakıyordu. Tabi Tony Stark'ı böyle perişan bir halde görmemiştiniz değil mi? Hadi hadi çekin, hiç değilse gazeteden iyi para kaldırırsınız. Düşüncelerime gülümsemiştim. Ben Tony Stark değildim ki! Nasıl bu hale gelmiştim.
Kapıdan çıktığımızda koca göbekli ve iri bir adam bizi bekliyordu. Arkasında lüks siyah bir araba vardı.
"Happy!" diye seslenmişti turuncu kafa.
Happy denen adam hızla arabanın arka kapısını açmıştı.
"Patron iyi misin?" diye sorduğunda. Başımla onaylayarak içeriye girip yumuşak deri koltuklara uzandım. Başım cidden çok pis ağrıyordu, kulaklarımda çınlama vardı. Happy kapıyı kapatmıştı ben binince, ama hemen arabaya binmemişti. Gözlerimi sımsıkı kapatmıştım. Uyumalı ve bu saçma salak durumdan kurtulmalıydım. Kesinlikle uyumalı ve uyandığımda Yasemin'le birlikte olmalıydım.
* * *
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lan Ben Ana karakter oldum! (TONY STARK) (Beklemede)
Фанфик'Tony Stark' artık benim adım bu! Nasıl olduğunu bilmiyorum ama kesinlikle dünyayı kurtarmaya çalışırken ölmeyeceğim! Bir Marvel klasiği- Bu bir fanfictir