Uzun Bir Hayat İstiyorum!

1.1K 100 31
                                    


Naber!

Nasılsınız?

İyisinizdir umarım.

İkinci bölüm ile karşınızdayım.

Yorumlarınızdan beni mahrum etmeyin.

İyi Okumalar!



Uyandığımda bu kâbusun aslında bir kâbus olmadığını anlamıştım. Komada değildim ya da bir rüya görmemiştim Matrix gibi değildi bu. Ciddi ciddi ben Marvel evrenin içine düşmüştüm. Hem de baş karakter olarak!

"Anasını satayım!" inleyip yataktan kalktım. Her şey o kadar karman çorman olmuştu ki, kafamı toparlayamıyordum bile.

"Jarvis!"

"Efendim, Bay Stark." Diye seslenen sesle tavana kısa bir süre baktım. Hala alışamamıştım olmayan biriyle konuşmaya ki, nasıl alışacaktım o da daha dün buraya geldiğim düşünülürse. Of, şimdi bunları düşünme sırası değildi bile.

"Tarihi bana söyler misin?" diye sordum. Göğüsüm de ark reaktörü yoktu. Aklıma Iron Man olmadan önceki zamanlarda olabilme ihtimali geliyordu ve bu benim için bir veli nimet olurdu.

"5 Nisan 2008, efendim." Dediğinde kocaman gülümsemiştim. Daha Iron Man olmamıştım.

"Allah'ım şükürler olsun!" diyerek banyoya doğru yürümeye başladım. Büyük siyah karoların olduğu banyoya girdiğimde beyaz kocaman jakuzi beni karşılamıştı. Demek ben buraya bir şekilde geldim. Hiç değilse sefasını sürelerim değil mi, ama? Jakuziyi doldurup içine yavaşça girdim. Şimdi tam anlamıyla detaylıca düşünmenin vaktiydi.

- Birincisi; Afganistan'a gidecektim. Eğer Afganistan'a gitmezsem bu Iron Man olma konusu hiç açılmadan kapanırdı. Ve ben bunu yapacaktım.

- İkincisine gelirsek, ark reaktörünü yapacaktım. İlk önce zekilerden birkaç kişi bulmalıydım. Benim zekâm bir maymunla eş değer olduğu için. Tony Stark'ın yaptıklarını yapamazdım. J.A.R.V.I. S'den birkaç bilgisayar korsanı ve deha bulmasını istemeliydim. Ne kadar erken o kadar iyiydi.

- Üçüncüsü, Tony Stark'ın düşmanları resmen her filme konu oluyordu. Bu düşmanlardan kurtulmam gerekiyordu hem de sesiz bir şekilde. Birkaç suikastçı ve askeriyeden atılmış birkaç adam tutmalıydım.

- Dördüncüsü, HYDRA'yı bir şekilde yok etmeliydim. Gelecekte rahat, huzurlu ve en önemlisi uzun bir yaşam için onların yok olması şartı.

- Sonra en önemli faktör New York savaşı LOKİ meselesi vardı ki, ona karışamayacağım çok beliydi tek yapabileceğim o mavi kutuyu yani uzay taşını bir şekilde ortadan kaldırmalıydım. Daha sonrasını kahramanlar halledebilirdi. Geçit açılmaz uzaylılar gelmezdi, uzaylılar gelmezse o balistik füze atılmazdı, balistik füze atılmazsa bir Iron Man'e ihtiyaçları olmazdı. Kesinlikle böyle yapmalıydım. Daha sonra şu ikizler vardı. Onları HDYRA'yla ilgilenirken Yenilmezlere postalardım. Hem bana minnettar olurlardı bu şekilde de beni öldürmek istemezlerdi. Hayır isterlerdi. Ama, onları bir şekilde ikna edebilirdim. O zaman geldiğinde bunları düşünmeliydim.

Düşüncelerimden J.A.R.V.I. S'in sesi ayırmıştı.

"Bay Stark, Bayan Pontts sizi salonda bekliyor." Dediğinde kaşlarımı çatmıştım. Bugünden itibaren bu sıraladıklarımı yapmaya başlamalıydım. İlk önce şu şirketteki haşerelerden kurtulmalıydım. Jakuziden çıkıp üşütme kenarda duran beyaz bornozu geçirdim. Aşağıya böyle insem o turuncu kafa hiçbir şey demezdi. Ne de olsa Tony Stark böyle biriydi. Salona geçtiğimde ayakta bir turuncu kafa beklemiyordum.

"Neredesin sen?" diye öfkeyle bana bağırdığında yüzümü buruşturdum.

"Evde, nerede olacaktım başka." Diyerek beyaz koltuklara doğru yürüyüp koltuğun orta kısmına çöktüm. Elimle karşımdaki yeri göstererek.

"Otursana."

Pepper derin bir iç çekip.

"Tony bir saat sonra toplantın var ve sen hala evdesin!" diye sitem ettiğinde kaşlarımı çatmıştım ne toplantısıydı bu.

"Toplantı ne hakkında?"

Pepper bana inanamayarak bakıyordu.

"Sen cidden inanılmazsın." İç çekmişti açıkçası, Tony bu kadına nasıl dayanıyordu, çünkü şu an ben hiç dayanmıyordum.

"Nasıl unutursun Afganistan'a gidecek silahların satışını. Yeni bir silah tanıtacağını söylemiştin." Dediğinde kaşlarım havalanmıştım.

"Ho"

Bu mükemmeldi oraya gitmeyecektim. Resmen her şey benim lehime işliyor gibi duruyordu.

"Üstümü giyineyim gidelim." Diyerek ayağa kalktım. Pepper kaşlarını çatıyordu. Merdivenlerin oraya geldiğimde Pepper'a dönmüştüm.

"Hem silahlarımı almak için o kadar çok çabalıyorlar. Birkaç dakika beni bekleseler silahlardan vazgeçmezler." Diyerek odama çıktım. Pepper'ın arkamdan küfürler ettiğine kesinlikle emindim. Odama girince güzel bir siyah takım giymiştim. Kravatı bir kenara atmıştım. Ankara'da bile yasemin bağlardı kravatımı ben kravat bağlamasını bilmezdim hem. Aynaya geçtiğimde tipime bakmıştım idare ederdi. Önceki hayatımda yakışıklı olduğum için bu cılız vücutlu adamı kabullenemiyordum. Neyse, şu işleri hallettiğim zaman spor yapmaya başlardım. Ama ilk önce şirketti halletmeliydim.

"Uzun bir hayat için yapamayacağım bir şey yok!" aynaya daha fazla bakmadan yatağın üzerindeki telefonu ceketimin iç cebine koymuştum. Odadaki komodine yürüyüp üst çekmeceyi açıp içinden gümüş bir Rolex saat çıkardım sağa koluma takmıştım. Diğer taraftaki araba anahtarlarını görünce gülümsemiştim. Önceki hayatımda gebersem alamayacağım kadar arabam vardı. Şaka gibiydi her şey. Her neyse, şimdi düşünmemiz gereken şey önümdeki bu toplantıydı. İçinden birinin anahtarını alıp hızla odadan çıktım. Merdivenlerden indiğimde Pepper'ı ayağa kalkmış elindeki evrak çantasını tutarken görmüştüm ha elindeki tabletten bir şeyler yapıyordu.

"Hadi gidelim!" diyerek garaja doğru yürümeye başladım. Arkamdan Pepper'ın topuklu sesleri geliyordu. Hayatımda belki de ne gıcık olduğum şey topuklu sesiyle yüzümü buruşturarak hızla garaja girdiğimde anahtarın açılma tuşuna basmıştım. Kenardaki sportif araba bana selektör yakınca hızla o tarafa doğru yürüdüm. Kapıları açıp içine binince Pepper'da binmişti.

"Bak toplantıda sakın sorun çıkarma!" diye beni uyardığında kaşlarımı çatmıştım. Arabayı çalıştırıp, garajın çıkışına doğru sürmeye başladım.

"Sana söylüyorum Tony sakın ama sakın olay çıkartmayacaksın. Ben sana işaret veririm o zaman konuşursun." Dediğinde öfkelenmiştim.

"Neyim ben çocuk mu?"

"O zaman çocuk gibi davranma!" diye çemkirdiğinde kaşlarımı çatmıştım.

"Bugünden itibaren bir yetişkin gibi davranacağım. Sende ona göre davranırsın mutlu olurum." Dediğimde turuncu kafa konuşmamıştı ama şok olduğunu biliyordum.

"Eğer, dediğin gibi davranırsan neden olmasın." Dediğinde gülmüştüm.

"İyi o zaman, kemerini bağla!"

Lan Ben Ana karakter oldum! (TONY STARK) (Beklemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin