'Tony Stark' artık benim adım bu! Nasıl olduğunu bilmiyorum ama kesinlikle dünyayı kurtarmaya çalışırken ölmeyeceğim!
Bir Marvel klasiği- Bu bir fanfictir
İçimden geldi buna bölüm yazmak! En baştan okumam gerekti yazabilmek için dfhjghjgfj
Bunca bekleyişin hatırına yorum isterim!
Medyadaki şarkıya bu aralar taktım sizde takın dedim!
İyi Okumalar!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Hiçbir şey yapmam gerekmiyor, üç ay boyunca esaret altındaydım, bu yüzden istediğimi yapacağım. Bir çizburger istiyorum!"
Anthony Stark
"Heyecanlıyım!" Kapının önünde bir ileri bir geri gidiyordum. Sol bacağım ağırlık yüzünden ağrımaya başlamıştı bile ama heyecandan zile bile basamıyordum.
'Heyecanlanmam çok boşa! Örümcek adamım bana, bana baba diyecekti değil mi?' düşündükçe kocaman bir şekilde sırıtıyordum.
"Artık zile basmalısın, Tony." Ah, evet Frank'de yanımdaydı. Bu zalim adamın varlığını nasıl unutabilirdim ki? Ama şimdi adamı kendim buraya sürüklemiştim bundan da şikayetçi olamazdım.
Derin bir nefes alıp verdim. Şimdi örümceğime daha çok yaklaşmıştım. Zile bastığımda, sanki kapının önünde bekliyorlarmış gibi kapıyı Ben amca açmıştı.
"Yemeği dışarda yiyebiliriz." May halaya yük olmak istemiyordum. Hem, Peter'a en sevdiğim yemekleri tattırmanın zamanıydı.
"Yemekler hazır ama istersen..." Kadın çoktan yemeği hazırlamıştı, katılmamak büyük ayıp olurdu.
"Sizin yemeklerinizi çok merak ediyordum bende!" Dememle, May Hala benim heyecanlı halime şaşırmış görünüyordu ki, arkamda duran koca dağ gibi adam konuştu.
"Tony'nin kusuruna bakmayın lütfen. Peter'la görüşeceği için çok heyecanlı." Demesiyle, masumca gülümsemeden edemedim. Cidden çok heyecanlıydım. Beni bunu kaçıncı kez demiştim?
May Hala kapının önünden çekilip. "İçeri geçin. Biz de heyecanlıyız Bay Stark." Demesiyle, titreyen elimden birini yumruk yaparken, diğer elimdeki bastonu sıkıca tutup içeri adım atarken, içerden gelen bıcır bıcır konuşmalarla kalbim sıkışmıştı.
Peter Parker'ın çocukluğuyla tanışacaktım. O kalbi kocaman olan, mahallenin kahramanıyla tanışacaktım.
Holden çıkıp yemek odası gibi görünen yere geldiğimizde, bir tane kumral çocuğu görmemle kocaman sırıttım. Bu çocuk benim çocuğum olacaktı. Örümcek adamı kendi çocuğum edecektim.
