Part 2: Kaçalım

399 19 16
                                    

İkisi de bir süre birbirine baktıktan sonra adam konuşmaya başladı. 

-"Polisler gelene kadar burada böyle dikilmeyi düşünmüyoruz dimi? Sen kasadaki al şu çantaya ne var ne yok doldur."

Güneş: "Yalnız önce ben geldim. O paralar benim."

Adam: "Bir bunu tartışacak vaktimiz yok. İki sende kuru sıkı silah var bende ise... 

Deyip karşı duvarda duran oyunca ayılardan birisine ateş etti. kasiyer kız korkudan titreye titreye paraları çantaya dolduruyordu. Güneş de korkmuştu silah birden ateşlenince çaktırmamaya çalışsa da belli oluyordu. Parasını kimseye kaptırmaya niyeti yoktu ama şimdilik sessiz kalmaya karar verdi elinde silah olan bir adama karşı gelmeye cesareti yoktu.

Adam kasiyere dönüp:

-Şimdi gelelim işin anlaşma kısmına senin ve ailenin ev adresini biliyorum olur da ikimizden birisinin peşine polis düşerse yakalanmadan önce yapacağım ilk iş o evleri yakmak olur. Peşimize polis takılmaması için ne yaparsın orası sana kalmış. iyi günler

Kasadan çantayı alıp arkasına bile bakmadan marketten çıktı. Güneş peşinden koşarak ona yetişti. 

Güneş: "Paralarımı alıp nereye gittiğini sorabilir miyim?

Adam: " Bu senin araban dimi? Kızım benzin her taraf arabayı çalışır halde bırakmışsın patlayacak şimdi."

Güneşin cevap vermesine fırsat vermeden arabanın sürücü koltuğuna geçip pencereyi açtı. kafasını camdan çıkarıp

 -Hadi atla içerdeki kıza yalan söyledim evini falan bilmiyorum polise haber verebilir her an yakalanmadan kaçalım. Parayla ne yapacağımıza da güvenli bir yere gittiğimizde karar veririz. 

Polise yakalanmaktan korkan Güneş istemeyerek de olsa yabancıya uyup arabaya bindi. 

Adam: "Araba senin mi kiralık falan mı uzun bir yola çıkacağız güvenli bir araba lazım. 

Güneş: "Kiralık, kendime araba alabilecek kadar param olsa kuru sıkı silahla benzinlik soymaya kalkmazdım herhalde."

Adam: "Tamam o halde önce bu arabayı aldığın yere götürüyoruz sonra benim arabamı almaya buraya dönüyoruz az ileriye park ettim biraz eski bir şey ama bizi idare eder boncuğum."

Arabasına isim taktığını hem de boncuk ismini taktığını duyunca kendine hakim olamayıp güldü Güneş. Adam umursamadı arabayı sürmeye devam etti. Güneşin tarifiyle ve adamın son gaz sürmesiyle kısa sürede arabayı kiraladıkları yere ulaştılar ve yoldan geçen bir minibüse atlayıp tekrar otoyola çıktılar. Yol kenarında duran eski mavi arabayı görünce minibüsten inip yola 'boncuk'la devam ettiler. 

Uzun ve sessiz bir yolculuktu iki yabancı bilmedikleri bir maceranın tam ortasına atılmıştı ne yapacaklardı nereye gideceklerdi saklanacaklar mıydı ya da saklanmak zorunda kalacaklar mıydı bilmiyorlardı. Umdukları tek şey kasiyerin yaptıkları blöfe kanıp onları şikayet etmemesiydi. Şikayet etseydi de Güneş'in hayatında pek bir şey değişmezdi en fazla cezaevine girer bir kaç ay işe gitmek zorunda kalmadan yaşardı. 

Ne kadar yol gittikleri şehirden ne kadar uzaklaştıkları hakkında bir fikri yoktu benzinlikten sabah çıkmışlardı ve şu an hava kararmak üzereydi. Güneş yolun çoğunda uyumuştu uyandığında arabayı sürmeyi devralmayı teklif etti ama adam kabul etmedi. Birbirleri hakkında hala hiçbir şey bilmiyorlardı konuşmaya da gerek duymamışlardı nasıl olsa gerek kalmayacak paraları bir şekilde paylaşıp yollarına ayrı devam edecekler diye düşünüyorlardı o zamanlar. Güneş tekrar uykuya daldı zaten yapacak daha iyi bir işi de yoktu. Uyandığında başka bir benzinlikte durmuş arabanın deposunu dolduruyorlardı komik gelmişti ona bu durum daha bu günün sabahında benzinlik soyarken tanıştığı adamla şimdi başka bir benzinlikte her şey normalmiş gibi benzin alıyorlardı. Güneş arabadan inmedi içindeki herkes yaptıkları şeyi biliyormuş da yargılayan gözlerle ona bakıyormuş hissini atamıyordu arabada oturup kimseyle göz göze gelmemeyi tercih etti. Adam elinde iki poşet yiyecek içecek ve iki sandviçle gelmişti.

Adam: "Acıkmışsındır diye düşündüm."

Sandviçi Güneşe uzatıp araba sürmeye dönmüştü tekrar. Küçük bir kasaba ya da köy gibi bir yerdeydiler.

Güneş: "Teşekkür ederim... Şey senin adın ne? Sabahtan beri bırak konuşmayı adını bile söylemedin."

Adam: "Adım Efe 23 yaşındayım İzmirliyim yarışmaya İstanbul'dan katılıyorum. Senin olayın ne?" 

Güneş: "Adım Güneş 21 yaşındayım Kütahyalıyım 3 senedir İstanbul'da yaşıyorum yani ben de yarışmaya İstanbul'dan katılıyorum. "

Onun verdiği cevap gibi bir cevapla karşılık vermişti sorusuna. Başka bir şey konuşmadılar yola devam ettiler bir süre daha Efe arabayı deniz gören yüksek bir yerde durdurdu ve bir şeyler atıştırmak için indiler.

Güneş: "Hangi şehirdeyiz yolun çoğunda uyumuşum tabelaları göremedim."

Efe: "Muğla..."


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Partners in Crime | AHDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin