Partners in Crime | AHDEN

Part 7: Yalan

Güneş'in bakış açısından...

Mezarlıkta yaşadığımız duygu dolu dakikalardan sonra yeniden yollara dönmüştük Efe'nin isteği üzerine sıradaki gezeceğimiz şehir yine daha önce hiç gitmediğim şehitlerden biri olan Antalya olmuştu. Her ne kadar yorgun gözüküyorsun biraz ben kullanayım arabayı diye ısrar etsem de şimdilik ihtiyacı olmadığını söyleyip reddetmişti. Sadece ilk yolculuğumuzdaki gibi uyumamamı rica etmişti. Meğer ilk yolculuğumuzda ben uyurken sıkıntıdan onun da uykusu gelmiş hatta bir kaç kez gözleri kapanır gibi olmuş... 

Müzik çalardan güzel bir şarkı açıp arabaya hakim olan hüzün havasını az da olsa dağıtmak istedim şarkılar arasında bir aşağı bir yukarı dolaşmama rağmen bir türlü hoşuma giden bir şarkı çıkmamıştı. Playlisti popüler arabesk şarkıların saçma remix halleri ile doluydu nasıl ilgimi çeksin ki?

-"Gerçekten bu şarkıları dinlemiyorsun dimi? dedim

Efe: "Gerçekten bu şarkıları dinliyorum hatta sana zahmet 25'i tuşlayıp İbrahim Tatlıses ve Dua Lipa'nın düetini açabilir misin?"

Dünya yıldızı Dua Lipa ve  Urfalı İbrahim Tatlıses'in gerçekten düet yaptığını sanıp heyecanlanmıştım başta şarkının mashup olduğunu anlayınca bir hayal kırıklığı yaşadım kabul ediyorum ama gerçekten çok kaliteli bir iş olmuş Efe böyle şarkılar dinlemekte haklıymış. Birkaç saat daha onun şarkılarında dolaştıktan sonra artık daha fazla dayanamayıp arabaya kendi telefonumu bağladım ve en sevdiğim şarkıyı açtım:

Son Feci Bisiklet- Bikinisinde Astronomi 

Kendimi kaptırmış bir halde şarkıya eşlik ederken Efe'nin de söylemeye başladığını fark ettim

-"Vaay İbrahim Erkal remixlerden sonra ağır gelmesin bu şarkı sana"

Efe eliyle müzik çaların altını kurcaladı biraz ve ikinci bir flash diski çıkardı.

Efe: "Bir flash canım biricik remixlerim arabesklerim için bir flash da daha normal diyebileceğimiz şarkılar için."

Sadece kafa sallamakla yetinip şarkıyı söylemeye devam ettim. Neredeyse playlistimdeki bütün şarkıları dinlemiştik ve varmamıza yaklaşık 1.5-2 saat gibi bir zaman kalmıştı. Israrlarıma daha fazla dayanamayan Efe boncuğa bir şey olursa çok fena yaparım seni tehditleriyle beraber direksiyonu bana devretmeyi kabul etmişti. Yorulmadığını iddia ediyordu ama yan koltuğa geçer geçmez uyuya kalmıştı. 

-"Uyan hadiiii."

Efe: "Ne oldu geldik mi?" 

«»«»«»

Tam 3 tane otele bizzat gidip 4 tanesiyle de telefon görüşmesi yapmıştık ancak bir oda bile bulamamıştık yaz sezonunun tam ortasında rezervasyonsuzduk ve dolayısıyla da otelsiz kalmıştık öğlen saatleriydi havanın sıcaklığının iyice artması yetmezmiş gibi külüstür boncuğun kliması bozulmuştu. Arabanın kenarındaki küçük gölgede oturmuş bir yandan serinlemeye çalışıyor bir yandan da Efe'nin altıncı otelle yaptığı telefon konuşmasının olumlu sonuçlanmasını bekliyordum. 

Efe: "Sana bir iyi bir de kötü haberim var. Önce hangisini duymak istersin?"

-Hangisi beni bu sıcaktan kurtaracaksa onu duymak istiyorum.

Efe: "Kötü haber yalnızca bir tane çift kişilik boş odaları varmış iyi haberse aşırı yakışıklı eğlenceli genç kızların hayran olduğu birisiyle odanı paylaşmak zorundasın."