Üç senede toplam dört ya da beş kez konuşmuştuk annemle onlarda da arayan taraf hep o oluyordu. Beni annemi aramak zorunda bıraktırdığı için bile affetmeyecektim Efe'yi. Son maaşımı ev kirasına ve biriken faturalara vermiştim yola çıkmadan önce banka hesabım da yardımcı olamıyordu şu anda bana.
-"Alo... anne. Çok acil paraya ihtiyacım var acil olmasa seni aramazdım emin ol bana para gönderebilir misin? En kısa sürede geri öderim merak etme?"
Annem: "Hesap bilgilerini at."
Ondan daha önce hiç yardım istememiştim bu bile durumun aciliyetinin anlaşılmasına yetiyordu konuyu uzatmadı sorgulamadı geri ödemene gerek yok diyerek gönderdi istediğim parayı. Kötü bir anne olması ilk defa işime yaramıştı. Hesabıma gönderdiği para ile sabah beşteki İstanbul uçuşuna bilet almıştım uçağa daha önce hiç binmediğim için korkuyordum biraz ama buradan kurtulmamın en hızlı yolu olduğu için korkumla yüzleşmem gerekti. Yol kenarındaki bankamatikten kalan parayı da çekip yoldan bir taksi çevirdim.
-"Havaalanına gideceğiz."
Hava aydınlanmak üzereydi uçağın kalkmasına da bir saatten az bir zaman kalmıştı etraftaki görevlilerden yardım alarak işlemleri gerçekleştirdim ve uçağın kalkmasını beklemeye başladım. Ağlamaktan ve sinirden başım çatlamak üzereydi bir an önce uçağa binip uyumak istiyordum. Ne düşüneceğimi bundan sonra ne olacağını bilmiyordum çok kızgındım sadece beni bir hafta boyunca aptal yerine koyduğu için kızgındım en başta gelip her şeyi anlatsaydı böyle olmak zorunda değildi. O ilk akşam ateş başında konuştuğumuzda bana saçma sapan gel parayı beraber harcayalım planı yaptırmak yerine anlatabilirdi gerçekleri. Uçak sonunda kalkış için hazırdı yerime oturmuş gergin bir şekilde kalkışı bekliyordum.
-"Hanımefendi sanırım yanlış yerde oturuyorsunuz. Orası benim yerim."
-"Çok özür dilerim kusura bakmayın ben boş sanmıştım burayı."
Pencere kenarında daha az korkarım diye düşünerek oturmuştum oraya ama dolu olabileceği aklıma gelmemişti hemen eşyalarımı toplayıp bir yandaki kendi koltuğuma geçtim. Hostesler gelip konuştular ve sonunda pilotun sesi duyuldu kalkışla beraber bildiğim bütün duaları mırıldanmaya başladım.
-"Üstüme vazife değil ama yüzünüz bembeyaz oldu bir su için isterseniz." biraz önce yerine oturduğum genç kadındı konuşan. Hostesten benim için su isteyip içmeme yardım etti.
-"Hayatımda ilk defa uçağa biniyorum biraz korktum."
-"Belli oluyor bayılacaksın sandım. Bu arada Ceren ben tek başıma yaptığım yolculuklardan nefret ederim çünkü çok sıkılıyorum. Nolur biraz sohbet edelim mi?"
O kadar yüksek enerjiyle giriş yapmıştı ki konuşmaya korkumu falan unutmuştum.
-"Güneş ben de memnun oldum tanıştığımıza."
Ceren: "Tatilden mi dönüyorsun?"
-"Orası biraz karışık aslında ama evet tatilden dönüyorum sayılır."
Ceren: "Anlatmak istemiyorsun galiba okay darling no pressure. İstanbul'da nerede oturuyorsun neler yapıyorsun?"
-"Moda'da bir butikte çalışıyordum aslında tezgahtar olarak sonra butikte işler iyi gitmeyince küçülmeye gittiler beni de işten çıkardılar. Sen ne iş yapıyorsun?"
Kıyafetlerinden, konuşmasından her hareketinden zenginlik akıyordu bu durum rahatsız etmişti beni bir hafta öncesine kadar hırsızlık yapmaya kalktığımı bilse bırakın benimle sohbet etmeyi yanımda bile oturmak istemezdi.
Ceren: "Okuyorum ben son senem bu sene de kalırsam zaten babam yakacak çıramı. Kadıköy'de yaşıyorum ben de hangi butikte çalışıyordun biliyorumdur belki?"
-"Büyükannemin Sandığı."
Ceren: "Ciddi olamazsın bin defa gelmişimdir oraya nasıl karşılaşmadık daha önce. Tuğçe yani markanın kurucusu okuldan bölüm arkadaşım benim ben bir sene sınıfta kaldım o mezun olup marka kurdu kendine."
Dünya küçük işte eski patronumun yakın arkadaşıyla bir uçakta denk gelecek kadar... Havadan sudan okuldan derken yolculuğumuzun sonuna geldik. Annemin yolladığı para çoktan bitmişti havaalanından eve nasıl gideceğimi kara kara düşünürken Eda imdadıma yetişti.
Ceren: "E aynı yere gidiyormuşuz beraber gidelim kardeşim gelmiştir çoktan dışarıda bekliyordur."
Normalde olsa yeni tanıştığım birisinin bu teklifini kabul etmezdim ama son zamanlarda tanımadığım insanlarla yola çıkmak nedense cazip geliyordu taksiye verecek paramın olmayışı da bir sebepti tabii. Ceren'nin valizlerini de aldıktan sonra havaalanından çıktık dediği gibi kapıda bekliyordu kardeşi olduğunu tahmin ettiğim kişi.
Ceren: "Güneş'çim bu Eren ikizim...Eren'cim bu da Güneş uçakta tanıştık evet tanıştırma bitti şimdi arabaya binme vakti ölüyorum sıcaktan."
-"Memnun oldum." diyebildim sadece kısık bir sesle çünkü Ceren kolumda tutup arabanın içine sürüklüyordu. Yol boyunca susmamıştı Ceren tatili boyunca yaşadığı her şeyi en ince ayrıntılarına kadar anlatıyordu kardeşi Eren'e ve dolaylı yoldan bana...Eren pek dinliyor gibi gözükmüyordu sadece arada kafa sallayıp hıhı diyordu. Benim tarifimle rahatça bulmuştu evi ve şansımıza çok trafik yoktu ve yol kısa sürdü.
Apartmanın önüne geldiğimizde eşyalarımı çöp kutusunun yanında bulmayı beklemiyordum
-"Hassiktir ya!"
Ceren: "Noldu?"
-"Bunlar benim eşyalarım ev sahibim olacak puşt oğlum gelecek evi boşalt diyip duruyordu zaten ama bu kadar çabuk olacağını beklemiyordum."
Kaldırıma çöküp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım kaldıramıyordum artık bütün bu olanları. Her şey üst üste geliyordu ve çok güzel artık sığınacak bir evim bile yok...
--------------------------------------------------------
yeni karakter alarmııııı
• Ceren Göksu
-23 yaşında Moda Tasarım öğrencisi varlıklı bir ailenin kızı
• Eren Göksu
-23 yaşında Ceren'nin ikizi.
Not: baya bir kişi okuyor galiba geriliyorum nvndfmgdmg hani klişe yazmayacaktın diyorsanız eğer içinizden bir iki bölüme bozulacak o klişe havası söz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Partners in Crime | AHDEN
FanfictieAynı benzinliği soymaya kalkışan iki acemi hırsız güçlerini birleştirip çaldıkları parayı beraber harcamaya karar verir. aşk tutku macera hepsi ve daha fazlası...