Telefonda duyduğum erkek sesi ile beynimden vurulmuşa dönmüştüm bu kız bir hafta öncesine kadar hiç arkadaşı olmadığını söylememiş miydi şimdi bu telefonu açan kimdi o zaman. Biraz düşünsün sakinleşsin diye ona zaman vermiştim ama onu kaybetmeyi de göze alamazdım. Hemen Ahmet'i aradım.
-"Alo ortak arabayı hazırlat İstanbul'a dönüyorum."
Ahmet: "Lan saçmalama o nereden çıktı şimdi?"
-"Soru sorma yolda anlatırım sen de benimle geliyorsun."
Telefonu suratına kapatıp uçak bileti almak için internet sitesine ama şansızlık beni bulacak ya o akşamki bütün uçuşlar kötü hava şartları yüzünden iptal olmuştu mecburen arabayla dönmek zorundaydım ve biraz uzun sürecekti. Hemen eşyalarımı valizime toplayıp resepsiyonda beni bekleyen Ahmet'i buldum. Soru sormasına fırsat vermeden yürüyüp kapıda bizim için hazırlattığı arabaya bindim ne olduğunu merak ettiği için peşimden gelmek zorunda kalmıştı.
Ahmet: "Heeey ne oluyor anlatacak mısın artık?"
-"Az önce duştan çıktığımda Güneş'i aradım yine telefonu bir erkek açtı. 'Güneş banyoda' falan dedi kapattım direkt. Kafasını dinlesin diye yalnız bıraktık ama bu kadarı da fazla ben de insanım. Göz göre göre başkasının ellerine veremem aşık olduğum kızı."
Durumu anlayınca Ahmet de gitmeme engel olmaktan vazgeçmişti. Sekiz saat kadar süren yolculuğun ardından sabah İstanbul'a varmıştık. Hala Güneş'in nerede olduğunu bilmiyordum ama bir şekilde bulacağımdan emindim. Önce eve uğrayıp eşyalarımı bırakacak ardından ise Güneş'i aramaya başlayacaktık planı böyle yapmıştık. Tam eve ulaştığımda hiç beklemediğim bir şey oldu ve telefonum çaldı arayan Güneş'ti...
Güneş: "Alo..."
-"Kimdi o telefonuna cevap veren puşt."
Daha önce Güneşle konuşurken hiç küfür etmemiştim ama o kadar sinirliydim ki farkında bile değildim ağzımdan çıkan kelimenin.
Güneş: "Sana ne?"
-"Neredesin konum at yanına geliyorum İstanbul'dayım."
Güneş: "Yeni mi geldi aklına İstanbul'a gelmek."
-"Peşimden gelme diyerek çıktın benim yanımdan ben de bu isteğine saygı duyup gelmedim. Ama yeterince bekledim şimdi bana konum at geleyim oturup konuşalım kimmiş bakalım o telefonunu açan arkadaş."
Güneş: "Konumuzun bu olmaması gerekmiyor mu şu anda?"
-"Kim olduğunu söylemiyorsun hala."
Güneş: -"Arkadaşım?"
-"Tamam konum atar mısın artık gerçekten konuşmamız lazım...Her şeyi."
Güneş: "Sana çok kızgınım ve sinirim hala geçmedi ama konuşmak istiyorum yarım saat içinde Kadıköy Limon Cafe'de olabilir misin?"
-"Işınlanmayı bulurum yarım saat çok bile."
Gergindim fazlasıyla ama bu konuşmayı yapmaya artık ihtiyacımız vardı. Otelde söylediklerimden çok da farklı anlatacak bir şeyim yoktu aslında bütün bunların neden başladığını anlatmıştım ona. Ahmet'i de yanıma alarak hemen evden çıktım yarım saatten bile kısa bir sürede varmıştım söylediği kafeye.
----------------------------------------------------------------------
Telefonu kapattıktan sonra çok gergin bir şekilde salona gittim ve çocuklara durumu açıklamaya karar verdim.
-"Şimdi size bi şey anlatacağım. Bir hafta öncesine kadar hayatıma birisi girmişti ama hani öyle sevgililik durumları gibi değildi ve bu kişi sanki tesadüfen karşılaşmışız gibi yapıp beni kandırdı aslında beni çok daha eskiden tanıyormuş ve karşıma çıkmak için bir fırsat arıyormuş fırsatını bulunca da söyleyememiş korkmuş."
İkisi de şaşkınlıkla beni dinliyordu yüzlerine tek tek bakıp konuşmaya devam ettim.
-"Cerenle karşılaştığımız uçağa da bunları öğrendikten sonra o kişinin yanından kaçarken bindim. Ve dün akşam Eren'in yanlışlıkla konuştuğu kişi de o. Yarım saat sonra köşedeki limon kafede buluşacağız ve çoooook gerginim."
Güneş: "İstersen ben de seninle gelebilirim darling yan masada falan otururum bir sıkıntı çıkarsa koşup kurtarırım seni. Nasıl fikir?"
-"Mükemmel olur."
Beraber hazırlanmaya başladık tüm o akşamdan kalma hallerimiz bir anda yok olmuştu. Kafenin kapısından girdiğimde Efe de çoktan gelmişti ve yanında Ahmet vardı.
Efe: "Selam..."
-"Selam. Tanıştırayım Ceren."
Efe: "Memnun oldum Efe ben de." diyerek elini uzattı ve tokalaştılar.
Ceren: "Ben dışarıda oturacağım siz konuşun."
Ahmet: "Benimle henüz tanışmadınız ama isterseniz ben eşlik edeyim size."
İkisi beraber bahçeye çıkmıştı gergin bir atmosfer vardı aramızda konuşmaya ilk Efe başladı masaya bile geçmeyi bekleyemeden kapının önünde ayakta konuşmaya başlamıştık.
Efe: "Bak Güneş sana otelde söylediklerimden daha farklı söyleyecek bir şeyim yok korkağın tekiydim seni kaybetmekten korktum söyleyemedim gerçekleri. Seni zor bulmuştum kolay kaybetmek istemedim. Biz çok güzel zaman geçirdik bunu nasıl mahvetseydim sen de farkındasın ne kadar eğlendiğimizin. Özür dilerim sana yalan söylememeliydim ama ne olur bundan sonrası için bana bir şans ver."
Konuşmasını bitirdiğinde artık bir karar vermem gerekiyordu ayrı geçirdiğimiz bir haftada ona karşı bir şeyler hissettiğimin farkına varmıştım ama gerçek Efe'ye değil yalan Efe'ye karşıydı bu hislerim ya gerçekte öyle biri değilse ya her şey daha da kötüye giderse? Ne yapacağımı bilmiyordum ama karşımda dolu gözlerle bana bakan birisi varken objektif düşünemiyordum.
Efe: "Güneş bir şey söyle susman için gelmedim ben bura-..."
Cümlesini bitiremedi çünkü bir anda kendimi kaptırıp dudaklarına yapıştım. İlk anın şaşkınlığını aşıp karşılık vermeye başladı. Kendimi çekip gülümsedim:
-"Sana hala kırgınım kendini affettirmen gerekecek."
Efe: "Sen iste yıldızları bile indiririm gök yüzünden."
************************
Karakterlere instagram hesabı açtım bir kaç da fotoğraf paylaştım kitap bitene kadar da paylaşmaya devam ederim bakmak isterseniz
Efe: m.efeyildiz
Güneş: gunesarslan.00
Şimdilik sadece ikisine belki diğer karakterlere de açarım
Veee son olarak Ahmet karakteri olarak da Ali Burak Ceylan'ı düşündüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Partners in Crime | AHDEN
FanfictionAynı benzinliği soymaya kalkışan iki acemi hırsız güçlerini birleştirip çaldıkları parayı beraber harcamaya karar verir. aşk tutku macera hepsi ve daha fazlası...