"Konuşabilir miyiz, lütfen?"
Aralarındaki sesler yükselmeye başlayınca Efe'nin ısrarlarından daha fazla kaçamayacağını anlayan Güneş çevredeki insanlar rahatsız olmaması adına Efe ile konuşmayı kabul etti. Geldikleri yöne doğru sessizce yürümeye başladılar. Efe kafasında bir haftadır hazırladığı özür cümlelerini toparlamaya çalışırken Güneş ise sakinliğini korumaya çalışıyordu. İkisi de oldukça yavaş yürüyordu yol bitince olacaklardan korktuklarından olsa gerek istemeye istemeye atıyorlardı adımlarını ve yavaş da olsa biraz önce karşılaştıkları bankın yanına ulaştılar.
"Burada insanların, çocukların önünde konuşmayalım içimde sana karşı büyük bir sinir var Efe bunu atabilmem için bağırmam gerek burada olmaz."
"İstersen sabaha kadar bağırabilirsin."
"Bağıracağım zaten ama önce eve geçelim. Sende anahtar var mı? Ben benimkini ikizlerde unuttum."
Efe var anlamında kafasını salladı ve yine biraz önce olduğu gibi sessizce ve yavaşça eve doğru yürümeye başladılar. Eve ilk taşındığı hafta bir yedek anahtar vermişti Güneş Efe'ye ancak Efe konuşmadıkları bu bir haftada eve o anahtarla girmek yerine evi uzaktan seyretmeyi seçmişti birbirlerinin özel alanına ne olursa olsun saygı duyuyorlardı. Apartmanın girişine geldiklerinde Efe anahtarı Güneş'e uzattı kapıyı açması için ellerinin değdiği o iki saniyede bile birbirlerini ne kadar özlediklerini anlamışlardı ama biri gururunu biri de söylediği yalanın utancını aşamıyordu. Şanslarına asansör sıfırdaydı ve beklemelerine gerek kalmadan hemen bindiler sessiz geçen her saniye aralarındaki gerilim artıyordu bir an önce eve ulaşıp konuşmaları sorunu halletmeleri gerekiyordu.
Anahtarı deliğe sokmaya çalışan Güneş bir türlü beceremiyordu gerginlikten titreyen elleri de bu konuda ona hiç yardımcı olmuyordu. Efe uzanıp yardım etmeye teklif etti ancak Güneş gerek yok diyerek tersleyip teklifini reddetti. Bir kaç saniyelik uğraşmanın ardından nihayet kapıyı açtı ve içeri girdiler.
Bu evde beraber çok vakit geçirmişlerdi her köşede başka bir anı vardı. Giriş kapısından salona doğru yürürken anılar gözlerinin önünden geçiyordu. Aklına gelen anılarla beraber kendisine yalan söyleyerek bütün bunları bozan Efe'ye olan siniri de giderek artıyordu. Artık konuşma vaktinin geldiğine karar verip yüzünü tam arkasında bekleyen Efe'ye çevirdi ve konuşmaya başladı:"Sadece üç dakikan var neden yalan söylediğini anlatmak için."
"Sana neden yalan söylediğimi anlatamam çünkü bir sebebi yok ortada aslında yalan söylenecek gizlenecek bir şey de yoktu bir anlık bir şeydi istemeden oldu."
"Efe sanki yanından geçerken bana çarpmışsın da pardon istemeden oldu diyormuşsun gibi konuşuyorsun bu mudur ya açıklaman yani? Ben bu açıklama için mi bir haftadır bu haldeyim bir haftadır uyumuyorum lan ben şu gözlerimin haline bak zombiye döndüm senin yüzünden. İstemeden oldu diyorsun bir de..."
Efe'nin verecek bir cevabı yoktu konuşmak isteyen kendisi olduğu halde dili tutulmuştu Güneş'in karşısına gelince sadece susup hafif öne eğik başıyla duruyordu yalan söylediği için ayrı açıklaması olmadığı için ayrı utanıyordu.
"Kimdi o kız Efe? Aldattın mı beni? Başka ne yalanlar söyledin ya zaten her şeyin yalan değil mi senin? Sen kimsin Efe ben artık seni tanıyamıyorum. Susmasana konuş bir şey söyle. Kim olduğunu söyle bana annen baban da yaşıyor mu bari kendini mi acındırmak istedin kimindi o beni götürdüğün mezarlar kız tavlama taktiği mi bu da yetim numaraları falan..."
Güneş söylediği şeyin farkına vardığında artık cümlelerini geri alması imkansızdı bir anlık sinirle en büyük acısına laf etmişti ve bu Efe'yi adeta yıkmıştı zaten çıkmayan sesi boğazına oturan yumru ile iyice çıkmaz olmuştu. Gözlerinden bir damla eğdiği kafasından yere doğru süzüldü Güneş ağladığını fark etmesin diye kafasını sola dönüp sertçe yutkundu.
"Ben seni aldatmadım aldatmam da." zor da olsa birkaç kelime çıkmıştı ağzından sonra da arkasına kapıya doğru yürümeye başladı.
"Efe özür dilerim öyle demek istemedim dur." Güneş Efe'nin arkasından bağırıyordu ancak cümlesini bitirmeye fırsat kalmadan sertçe kapanan kapı ile sustu ve uzun zamandır tuttuğu göz yaşlarını saldı. Kapının hemen arkasına çökmüş bir şekilde ağlıyordu tam arka taraftaki kendisinden farksız halde ağlayan Efe'nin farkında olmadan iki sevgili bir kapının ardında birbirlerinden habersiz çırpınıyordu karaya vurmuş balıklar gibi. Güneş söylediği sözlerin pişmanlığı ile oturduğu yerden kalkıp Efe'nin peşinden gitmeye karar verdi ayağa kalktı göz yaşlarını sildi tam ayakkabılarını giyerken kapı sertçe çaldı.
"Güneş ben sana deliler gibi aşığım bağır çağır istersen siktir çek istersen bırak ailemi komple benim varlığıma bile inanma yine de gitmem gidemem. Sen bu haldeyken biz bu haldeyken gidemem ben ölüyordum sensiz bir daha böyle yaşayamam."
Güneş sinirliydi, yorgundu, pişmandı bitik bir haldeydi ama aşıktı gözünü kör eden bir aşktı bu gururunu yıkan bir aşk ne olursa olsun galip gelen bir aşktı. Aklıyla kalbi arasındaki çatışmayı yine kalbi kazanmıştı ve Efe gömleğinin yakasından tutup öpmeye başladı. Neye uğradığını şaşıran Efe başta karşılık veremese de sonra hemen ayak uydurdu. Arkalarındaki kapıyı hızlıca kapatıp yine hızlı adımlarla salona ilerlediler ikisinin de üst kata çıkacak kadar enerjisi ve sabrı yoktu. Salondaki geniş koltuk artık onların yatağıydı...
Yatakta geçirdikleri uzun vaktin ardından gün yerini geceye bırakmıştı pencereden süzülen ay ışığı haricinde oda karanlıktı. Efe sevgilisinin elini avcunun içine almış inceliyordu bir yandan da bütün olan biteni anlatmıştı söylediği yalanın ne kadar gereksiz ve mantıksız olduğunu sadece yanlış anlaşılmaktan korktuğunu ve babası öldüğünde her anlamda yanına olan adamı kırmak istemediğini... Her şeyi tek tek anlattı Güneş'in de siniri tamamen yok oluyordu artık Efe'ye güvenmeyip bir haftadır işi yokuşa süren kendine kızıyordu.
"Efe özür dilerim az önce ailenle alaklı-" Güneş sözünü tamamlayamadı çünkü bir anda heyecanla konuşmaya başlayan Efe sözünü bitirmesine engel olmuştu.
"Güneş benimle evlenir misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Partners in Crime | AHDEN
FanfictionAynı benzinliği soymaya kalkışan iki acemi hırsız güçlerini birleştirip çaldıkları parayı beraber harcamaya karar verir. aşk tutku macera hepsi ve daha fazlası...