Felix elindeki bardağı masanın kenarına koyarak sevgilisinin dikkatini çekmiş, ellerini omuzlarına yerleştirip hafif hafif sıkarken eğilip boynunu öpmüştü.
"Ne bu kağıtların hali?"
"İlhamım gelmiyor." Changbin sevgilisinin omuzlarına yaptığı yumuşacık hareketlerle mayışırken Felix ellerinin hareketini durdurup bir kolunu omzuna yaslamış ve kağıdı eline alıp okumaya başlamıştı.
Boştaki eliyle başını geriye atan Changbin'in boynunu okşarken güldü.
"Seo Felix mi? Tüm ihtiyacın olanların listesi de hoşmuş; yıldızlar, ay, deniz ve ellerim." Changbin onun küçük elini tutup avucunu öperek dudaklarını sürttüğünde gülerek kağıdı kenara bıraktı ve eğilip kulağına fısıldadı. "Because I just really love you."
"Şşhh, dikkatimi daha çok dağıtıyorsun." dedi Changbin gülerken. Felix omuz silkmiş, boynunu öpmüştü.
"Biraz kafanı dağıtmaya ihtiyacın var. Üstelik bu ne böyle, ziyan etmişsin kağıtları." Changbin gülerken Felix sevgilisinin boynuna sıkıca sarılıp yanağını yanağına sürttü.
"Yemek kokuyorsun." demişti Changbin ellerini zayıf kollara yerleştirirken. "Ne yemek pişirdin yavrum?"
"Sana güç versin, protein olsun diye et pişirdim. Moladayken yiyebilirsin bence." diyip ses çıkara çıkara Changbin'in yanağını öptü. Bayağı sulu sulu öpmüştü.
"Biri aşkından kuduruyor."
"İki güne Avustralya'ya gideceğiz, gitmeden kaçamak yapsak şöyle, muhteşem bir şeyler, sabahlara kadar..."
Changbin arkasında iki yana sallanarak sevişmeleri konusunda güzel güzel konuşan eşine gülerek elini arkaya atıp yamağını sıkıştırdı. "Yok öyle bir şey."
"Ya o evde yüz kişiyiz yüz. Olivia var, annemler var, ablan geliyor, Hwan olacak, neydi eniştenin adı o da var..." Felix başını geriye atan sevgilisinin boynunu öptü tekrar. "Kırma beni."
"Seni kıracağıma kemiklerimi kırarım. Yemek yiyelim bir..."
"Sonra kalori yakarız." Felix hevesle Changbin'in dudağına öpücük bırakıp sekerek mutfağa yürürken Changbin gülerek arkasından ilerlemişti.
İkisi masaya otururken Changbin spagetti ve etin lezzetiyle sevgilisine aşk dolu cümleler kormuş, Felix güldükçe keyiflenmişti.
"Biraz daha gül, bal damlıyor ağzından."
"Salak mısın ya? Çok konuşma bak soğuyacak."
"Senin ateşin sıcak tutar onu." Felix gülerek büyüğünün eline vurmuş, ağzına spagetti alıp içine çekerek yemişti.
Changbin bir tane spagettiyi ağzında tutmuş, uzunu çatalıyla takip ederek Felix'e uzatmıştı. Felix kahkaha atmış, büyüğünü bozmadan spagettinin diğer ucunu ağzına alıp gülerken Changbin'e yaklaşmış ve o ısırıp koparana dek spagettiyi içine çekmişti. Changbin onu öperek ayrıldığında Felix kahkaha attı.
"Sen, cidden!"
"Flört de mi etmeyelim?"
"On senenin ardından mı?"
"Chan ve Seungmin evlenip çocuk sahibi oldular hala flört ediyorlar. Biz onların yanında liseliyiz." Felix gülerek ağzına bir parça et attı.
"Seungmin burada olsa Chan'ın yaşlı olmadığını savunurdu."
"Tam sugar daddy yaşında." Felix başını yana eğdi.
"Chan burada olsa ağzının ortasına yumruk atardı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaçak damatlar⁴
FanfictionSunoo susmak yerine ağlamaya devam ederken Chan oflayarak oğlunun boynunu öptü. "Bebeğim keşke ağlamasan." "İçi açılır çocuğun, ağlasın." dedi Jisung. "İçine dert olacak neyi var bu çocuğun el kadar boyuyla ya? Ne derdin var bebeğim, sevgilin mi ayr...