"Hwan lütfen ya." Chae dudak büzerek küçüğünün koluna sarılırken Hwan başını iki yana salladı. "Hayır."
"Ya nolur, of... Babam zaten üstüne gidecek, bari sen destek ol ona."
"Beni ilgilendirmiyor. Sevmiyorum o herifi." Chae oflamış, kafeye giren Jeongin'i görünce onun yanına fırlamıştı.
"Hop, hop! Sakin ol bıcırık."
"Amca! Hwan'ı dövmeniz gerekiyor." Chae Jeongin'in koluna girip Hyunjin'i dirseğiyle dürterken Hyunjin kaşlarını kaldırdı.
"Ne yaptı bacaksız?"
"Sunghoon'u terslemeyip onunla iyi anlaşmasını rica ediyorum ama reddediyor. Amcalarım ya, babam zaten çok üstüne gidecek... Bari siz bir şeyler yapın."
"Güzelim, her konuda yardım var ama tanımadığım birini savunmam ben. Hwan'ı da tutmuyorum ama Sunghoon'u da tutmam. Gelsin, tanışalım, efendi bir şeyse baban zaten sever." Chae umutsuzca Jeongin'den ayrılıp omuzlarını düşürdü.
"Of ya..." Mutfağa da gidemeyeceği için eline peçete almış, üst kata çıkmıştı.
Hwan arkasından ayaklanırken Hyunjin genci ensesinden yakalayıp oturttu. "Sen niye kardeşine yardım etmiyorsun?"
"Sunghoon çok pasif birisi. Birkaç kez tartıştık, üstüne gidince yamuluyor hemen. Alttan alıp duruyor. Chae fırlamanın önde gideni, Chae'nin girdiği ortamlarda onu koruyup kollayacak kadar güçlü değil. Hemen özür diliyor." Hwan suratsızca konuşurken arkasına yaslanıp ofladı.
"Hyunjin ağabey, bir gün fakültenin oralarda kavga oldu tamam mı?" dedi ona dönerken. "Serseriler kızlara laf atıyorlardı, Chae de oradaydı. Üç kıza yedi sekiz kişilik grup saldırıyordu. Sunghoon da oraya gitti ama kızların önüne geçip de onları koruyamadı. Nasıl güveneyim ben o ite?"
"Sekiz kişiye tek başına kafa tutması manasız olurdu." dedi Jeongin kollarını çaprazlarken. "Dayak yerdi bir kere."
"ya ben de yiyebilirdim ama üç arkadaş pata küte daldık. Tamam ağzımıza sıçtılar ama kızları koruduk mu? Koruduk." Hwan dişlerini sıkıp elleriyle oynarken Hyunjin kolunu omzuna attı.
"Şu ana kadar anlattıkların hala onu sevmemen için yeterli değil Hwan. Tek başına koca bir gruba kafa tutamazdı, birileri gelip kızları korumaya çalışana kadar tetikte beklemiş bence." dedi Hyunjin eşine bakarken.
"Her erkek güçlü olmak zorunda değil. Üniversitede ikinci sınıfı bitirene kadar ben de bayağı güçsüzdüm."
"Ki Chae de kendini koruyabilecek bir kız. malum, bizle büyüyünce... Sık sık güreşiyoruz. Başka bir sorununuz olmadığına emin misin?"
Hwan onaylarken Hyunjin ona sarıldı. "Sunghoon güçsüzse sen korursun kardeşini, ne olacak?"
"Acaba bu akşam onun gücünü test mi etsem?" dedi Hwan ciddi bir ifadeyle. "Ne dersiniz ağabeyler?"
"Biriyle kavga et de kafanı kırayım senin. Dağdan mı indin oğlum?" Changbin elindeki tabaklarla masaya gelirken Hwan dudağını ısırdı.
"Dayı gel beraber dövelim."
"Bir döveceğim şimdi seni! Chae nerede?"
"Yukarı çıktı, Hwan'la tartışmışlar biraz." Hyunjin oğlanın ensesine vurunca Hwan yüzünü buruşturdu. "Acıdı."
"Yavaş vurdum, abartma." Hwan omuz silkerken Changbin yeğeninin dizini dürttü. "Mikser bozuldu az önce, Felix'in kremşantiyi çırpmasına yardım et hadi. Madem güçlü erkeksin hadi görelim gücünü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaçak damatlar⁴
FanficSunoo susmak yerine ağlamaya devam ederken Chan oflayarak oğlunun boynunu öptü. "Bebeğim keşke ağlamasan." "İçi açılır çocuğun, ağlasın." dedi Jisung. "İçine dert olacak neyi var bu çocuğun el kadar boyuyla ya? Ne derdin var bebeğim, sevgilin mi ayr...