Chae ve Minho eve sessizce girmiş, Jisung'ı uyandırmamaya çalışmışlardı.
Chae azarlanacağını bildiği için Minho'nun bir şey demesini beklerken Minho kızına bakıp iç çekti.
"İyi geceler Chae, sabah konuşuruz."
"İyi geceler baba." Chae derin bir nefes alıp odasına geçmiş, kapıyı kapatmıştı.
Minho da kendi odasına girip kapıyı kapatarak üzerini değiştirmiş, yatağa girdiği gibi ona yanaşan eşini sıkıca sarmıştı. Dönüp başını öptükten sonra gözlerini kapatsa da Jisung'ın mırıltılarıyla yeniden açtı.
''Minho..." Minho gülümseyerek eşinin yanağını öptü. "Efendim bebeğim?"
"Su verir misin?" Minho onaylayarak doğrulmuş, ayaklanıp mutfağa geçerek bir bardağa su doldurmuştu.
Odaya geldiğinde yatağın ortasında oturup saçı başı dağılmış halde karşıdaki duvara bakan eşine suyu uzatarak yatağa oturdu.
Jisung suyu içip derin bir 'ehh' sesi çıkardığında Minho gülerek ona sarılıp yatağa düşmesini sağlamıştı.
"Ah, ezildim. Neredeydin?"
"Hastane." Jisung kaşlarını çatarak eşine bakmaya çalıştı. "Kime ne oldu?"
"Hwan ve Sunoo kaza yapmışlar. Motor yarışı yapmaya gidiyorlarmış Chae'yle." Minho eşinin üstünden kalkıp yeniden yatağa oturduğunda Jisung da doğrulmuş, uzanıp gece lambasını açmıştı. Zaten sabah olmak üzereydi.
"Durumları nasıl?"
"Sunoo kolundan ve karnından ameliyat oldu, Hwan da gayet iyi, kaşı falan patlamış o kadar." Jisung onaylamış, sonradan dank eden şeyle kafasını kaldırmıştı.
"Chae'yle mi?"
"Hm. Kızımız motor yarışçısıymış da haberimiz yokmuş." Minho sıkıntıyla nefes verirken Jisung dizlerinin üzerine çıktı.
"Kızdın mı?"
"Sabah konuşuruz dedim sen uyuyorsun diye." Jisung onaylayarak yataktan fırlamış, odadan çıkıp kızının odasına giderek kapıyı çalmıştı. "Güzelim?"
"Baba? Gelebilirsin." Jisung içeri girdiğinde Chae'nin aynanın önünde kopçesiyle uğraştığını görünce göz devirip yanına gitti. Geceliğin açık sırtından kolayca kopçeyi kapattıktan sonra kollarını kızının beline sarıp çenesini omzuna yasladı. "Galiba bana anlatman gereken bir şeyler var."
"Hani sabah konuşacaktık?"
"Şimdi konuşalım, aynı şeyler değil mi sonuçta?" Chae dudak büzerken Jisung onun omzunu öptü. "Hadi uğraştırma beni."
"Yarışlara gidiyorum işte, bu kadar." dedi Chae iç çekerken. Sırtını babasına yasladığında Jisung iç çekmişti.
"Tehlikeli ama."
"Ama... Seviyorum hızı. Baba ben sizin bildiğiniz gibi öyle hanım hanımcık bir kız değilim." dedi Chae ondan ayrılırken.
"Yarışmayı ve hızı deli gibi seven, aksiyon meraklısı kaçığın tekiyim."
"Ya, bizim bildiğimiz Chae kimmiş peki?" dedi Minho içeri girip kızının yatağına otururken.
Chae dudaklarını dişledi.
"Sizin sevdiğiniz Chae. Sessiz, sakin, ara sıra küçükleriyle uğraşan ve babalarına aşk kusmaktan başka hiçbir şey yapmayan. Ama ben sadece bu kadar değilim."
"Kimse söylediklerin kadar olamaz. Bana az önce söylediklerin de değilsin sadece. İnsanlar zaman içinde değişirler bebeğim. Neler hissettiğini ve neler istediğini bilemezsek sana yardımcı olamayız." dedi Jisung kızının ellerini yakalarken. Chae'ye sıkıca sarıldığında Chae de karşılık vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaçak damatlar⁴
FanficSunoo susmak yerine ağlamaya devam ederken Chan oflayarak oğlunun boynunu öptü. "Bebeğim keşke ağlamasan." "İçi açılır çocuğun, ağlasın." dedi Jisung. "İçine dert olacak neyi var bu çocuğun el kadar boyuyla ya? Ne derdin var bebeğim, sevgilin mi ayr...