en yakın arkadaş?

3.1K 348 259
                                    

sanırım bu fice de oy ve yorum sınırı bırakmalıyım? dördüncü kitabı çok istendi diye yazmaya başlamıştım ama üçüncü kitabın son bölümündeki kadar ilgi almıyor ^^

---

Düğünden önceki akşam Chan ve Seungmin oğullarını zor bela uyutmuş, sabahın köründe onun sayesinde uyanmış ve şu an düğüne hazırlanıyorlardı.

En az üç saat olan düğüne şu an hazırlanmalarının sebebi tamamen zorluk çıkaran oğullarıydı.

"Yeter ama Sunoo, izin ver giydireyim seni." dedi Chan taşan sabrıyla.

Seungmin duştan çıkarken eşinin isyanını duymuş, gülerek bornozunun kuşağını bağlayıp yatağın kenarına oturmuştu. Oğluna eğilip saçındaki damlaların pıt pıt yüzüne düşmesini sağlarken bacağına vuran eşiyle elini bacağına götürüp okşadı.

"Islatma çocuğu."

"Ne bu şiddet bu celal sevgilim? Gel öpüşelim iki dakika kalmaz bir şeyin." dedi Seungmin büyüğüne doğru emeklerken.

"Sen nasıl baş ediyorsun Sunoo'yla? İnat etti, giymiyor." dedi Chan gözlerini eşinin gözlerinde tutmaya çabalarken. Aksi halde bornozun açık kısmından görünen bedenini kesmeye başlayacağına emindi.

"Ya, kolay mı öyle çocuk bakmak? Hep keyif mi yapacaksınız baba oğul? Oh, iyi oldu sana." dedi Seungmin eşinden bir öpücük çalarak.

Chan onun beline hafifçe vurmuş, Seungmin'in bornozunun kuşağıyla oyalanan oğlunun altına hızlıca şortu giydirmişti. "Kalk giyin sen de." derken, Sunoo'nun üstüne muhtemelen kirleneceği için basit bir tişört giydirdi.

Seungmin yataktan kalkıp kurulanırken konuştu. "Sevgilim, aç o çocuk biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum, Jisung yemeğini hazırlıyor." dedi Chan oğlunu ellerinden tutup kaldırırken. "Hop, babaya öpücük?" dedikten sonra dudaklarını büzen oğluna yanağını uzatmış, öptüğünde ellerini indirip kaldırmıştı. "Zıpla bakalım, zıpla. Aferin benim oğluma."

"Kanguru mu çocuk ya, zıplatıp durma." dedi Seungmin altındaki pantolonun düğmesiyle uğraşırken. Üstünde hiçbir şey yoktu.

"Boyu uzasın."

"Çocuk daha bir buçuk yaşında Chan, uzar büyüdükçe. Bak terleteceksin." Chan oğluna sarılıp boynunu öperken Seungmin gülerek onlara bakmış, kurutma makinesini alıp ayna karşısında saçlarını kurutmaya başlamıştı.

Birkaç dakika sonra açılan kapıyla içeriye Minho girdi. "Böceği almaya geldim, hazırlanın siz." dedi Minho yatağa gelirken. Chan oğlunu son kez öpmüş, iyice uzayan saçlarını okşamıştı.

"Git bakalım amcaya." dedi çocuğu Minho'ya uzatırken. Minho Sunoo'yu almış, odadan çıkmıştı.

Salona gidene kadar çocuğu mıncıklayıp durmuş, ikili koltuğun köşesine yerleşerek çocuğu kucağına oturtmuştu. Jisung elinde tabakla gelip diplerine oturduktan sonra çocuğun saçlarını geriye itti.

"Kesmiyorlar şu çocuğun saçlarını, terliyor hep." diye söylenip bebeğin sıcak alnını öptü. "Sıcak basmış çocuğu, sıcak." diyerek eline kaşığı aldı.

Sunoo yemek yiyeceğini fark edip Minho'nun göğsüne rahatça yaslanırken Minho kahkaha attı.

"Bir bebek yemeğe ancak bu kadar aşık olur ya." dedi Sunoo'nun çıplak ve yumuşak bacağını okşarken.

Jisung gülmüş, kaşığı uzatmıştı.

"Bizim çocuğumuz olabilirdi." dedi Sunoo'ya sevgi dolu gözlerle bakarken.

kaçak damatlar⁴Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin