oy ve yorum rica edebilir miyim??
---
"Selamlar hepinizin aşık olduğu Han Jisung mekana giriş yapmış bulunmakta." dedi Jisung elindeki bilgisayar çantasını masaya bırakırken. Maalesef ki döndükleri gibi hepsi işe başlamıştı.
Hyunjin ve Jeongin hastaneye gitmişti. Minho bir haftadır kapalı olan kafeyi açmıştı. Chan eşinin bir gün dinlenmesini istese de bugünkü dava yüzünden o da şirkete gelmişti.
"Hepimiz? Burada tek kişiyim ben." dedi Chan gülerek.
"Changbin iti hala Halstattlarda geziyor tabii. Oğlun nerede babacık?" dedi Jisung sandalyeye otururken.
"Seninle saatler süren evrak işleriyle uğraşacağımız için Bayan Jung onunla ilgilenmeyi teklif etti. Seungmin de izin verdiği için şu an alt katları karıştırıyordur diye düşünüyorum."
"İşte baba gibi baba." dedi Jisung gülerek. Chan göz devirmiş, önündeki dosyaları incelemeye devam etmişti.
"En sıkıcı yer hep bana denk geliyor. Bu şirketin sefasını Changbin sürüyor cefasını ben çekiyorum." Jisung eline kalemini alırken bir dosya çekmişti. Her ayın bu gününden nefret ediyordu.
Chan ona gülüp işine devam etmiş, başını bir dahaki kaldırışında çoktan iki saat geçmişti. Tıklanmadan açılan kapıyla ikisi de irkilirken Bayan Jung kucağında durmadan ağlayan Sunoo'ula içeri girmiş, panikle bebeği babasına getirmişti.
Chan koltuğunu geri itip oğlunu kucağına bırakan kadına kaşlarını kaldırsrak baktı. "Bir şey mi oldu?"
"Çok özür dilerim Chan Bey, yemin ederim hiçbir şey yapmadım bir anda ağlamaya başladı susturamayınca size getirdim. Aşağıda oyun oynuyorduk, bir telefon gelince açmak zorunda kaldım, sizinle görüşmek için randevu isteyen Prodüktör Jackson Wang'la konuşuyorduk ve biraz uzayınca mızmızlanmaya başladı. Elindeki arabayı attıktan sonra da ağlamaya başladı, aç değil, altı pis değil, ne oldu anlamadım." dedi kadın nefes bile almayı es geçerek.
"Sakin olun, Changbin'le yarışacaksınız neredeyse." dedi Jisung kadına gülümserken.
"Sorun değil, işinize dönebilirsiniz ben hallederim." dedi Chan hala ağlayan oğlunu göğsüne bastırırken. Kadın son kez özür dileyerek odadan çıktığında Chan bebeğine dönüp yanağını sildi. "Neyin var bakalım?"
"Baba!"
"Buradayım ya oğlum." dedi Chan ona gülümserken. Sunoo ağlamasını iç çekişlere çevirirken Chan yanaklarını sildi. Ağlamaktan kızarmıştı böcek.
"Baba."
"Hm, anlat ne oldu?" Chan oğlunun titreyen sesiyle yutkunduğunda Jisung gülümsemişti. "İçin gidiyor değil mi ağladığında?"
"Hm, keşke onun bütün üzülme sebeplerini çekip alsam da onun yerine ben üzülsem." dedi Chan oğlunun boynunu öperken. Sunoo babasının bacaklarına basarak boynuna sarıldığında Chan yavaşça poposuna vurdu.
"Babayı arayalım mı?"
Sunoo başıyla onayladığında Chan masadan telefonunu almış, Seungmin'i görüntülü aramıştı. Seungmin aramayı reddedince telefonu kenara bıraktı. "Pekala, babayı arayamıyoruz. Ne yapalım? Resim mi çizsek?"
"Anlıyor mu?"
"Ben çocuğum salak mı diye sormaktan yoruldum siz salakmış gibi davranmaktan yorulmadınız. Anlıyor tabii ki Jisung, niye anlamasın? Salak mı bu çocuk? Ne diyor oğlum amcan?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaçak damatlar⁴
FanfictionSunoo susmak yerine ağlamaya devam ederken Chan oflayarak oğlunun boynunu öptü. "Bebeğim keşke ağlamasan." "İçi açılır çocuğun, ağlasın." dedi Jisung. "İçine dert olacak neyi var bu çocuğun el kadar boyuyla ya? Ne derdin var bebeğim, sevgilin mi ayr...