"Chan, yine mi?" Seungmin gülerek manzaralı odalarındaki camın önünde pufa yayılan eşine ilerledi.
Chan, yeniden kafayı bulmuştu.
"Ooo, Seungmin? Hala yirmilik çıtırsın, yaşlandım ben." Seungmin konuşması kayan eşine gülerken yanına çökmüş, dizlerinin üzerine oturmuştu.
"Niye hep yalnız kaldığımızda kafayı buluyorsun? Uçtun yine."
"O zaman atla sırtıma." Chan aniden kalkınca başı dönse de kendine gelmiş, eşinin elini tutup sızlanmıştı. "Atla, beraber uçalım."
"Düşeriz manyak."
"Kim? Ben? Koskoca Yang Chan? CB97 olan Chan? Seni düşüreceğim? Tch!" Chan eşinin önüne çöküp onun ellerininden tutarak kendine çektiğinde Seungmin mecburen sırtına yüklenmişti.
"Düşüp bir yerimizi kıracağız."
"Uçuyorum ben düşmeyiz." Chan ayağa kalkıp eşini hafifçe zıplattığında Seungmin onun boynuna sıkıca tutundu.
"Chan!"
"Ne ya? Tutuyorum seni. Hazır mısın uçmaya?"
"Hayır, ne yapacaksın? Chan, camdan uzak dur bak." Chan eşine göz devirip geniş odanın ortasında koşturmaya başladığında Seungmin kahkaha atarak eşine sıkıca sarıldı.
"Tamam yeter, otur hadi."
"Daha hızlı uçmalıyız."
"Hayatım çok hızlıydık bak korktum hızdan, hadi indir beni."
"Korkma, korkma ben varım." Chan eşini yavaşça yere indirdiğinde Seungmin bir sakatlık çıkmaması için onu yatağa iteklemiş, yanına uzanmıştı.
Chan ona dönerek bir şeyler mırıldanırken Seungmin anlamasa bile onu dinleyip gülüyordu. Çünkü dedikleri gerçekten kelime gibi çıkmıyordu.
Bir süre sonra sızdığında Seungmin eşinin üzerini örtmüş, eline telefonunu alıp otel odasının balkonuna çıkmıştı. Oğlunu arayıp trabzanlara yaslandı.
Kısa süre sonra telefon açılmıştı. "Efendim baba?"
"Bebeğim? Arkadan gelen ses ne?"
"Ha şey, amcam sana söylemedi mi? Hwan ve ablamın okulda maskeli balosu varmış da, ona geldik. Siz nasılsınız? İyi mi Jeju adası?"
"Hm, iyiyiz bebeğim. Baban yine kafayı bulup sızdı. Merak ettiğim için aramıştım ama madem balodasınız, döndüğünde mesaj atarsın. İyi eğlenceler."
Sunoo onaylayarak telefonu kapatıp iç cebine yerleştirmiş, onunla beraber dışarı çıkan sevgilisinin elini tutmuştu.
"Ne diyor?"
"Ne yapıyorsun diye aramış, balodan haberi yok."
Hwan onaylayarak sevgilisinin elinden tutarak onunla beraber tekrar binaya girmiş, merdivenlerden çıkarak üst kattaki loca balkonlarından onların masasını aramıştı.
Chae Sunghoon'un geldiğini söyleyerek ayaklandığında Hwan genç kızın gelinliğe benzeyen beyaz prenses elbisesine göz devirdi.
"Ne biçim maskeli balo kıyafeti bu?"
"Babamla hazırladık, sus sen. Aşağı iniyorum ve orada dans ederim ben."
"Topuklu ayakkabı giydiğini ilk defa gördüm. Yürüyebilecek misin?"
"Sussana sen bir." Chae topuklu ayakkabılarını yere vurarak masadan uzaklaşırken Hwan balkona kolunu yaslamıştı. Kızı gözleriyle takip ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaçak damatlar⁴
FanfictionSunoo susmak yerine ağlamaya devam ederken Chan oflayarak oğlunun boynunu öptü. "Bebeğim keşke ağlamasan." "İçi açılır çocuğun, ağlasın." dedi Jisung. "İçine dert olacak neyi var bu çocuğun el kadar boyuyla ya? Ne derdin var bebeğim, sevgilin mi ayr...