507 45 208
                                    

Artık herkes içerideydi. Hepsi tuhaf ve korku dolu bakışlarla evi süzüyorlardı. Evde burun yakıcı, berbat bir koku vardı.

Phoenix: ceset kokusu, iğrenç!

Aslan: kayıplardan birini ölü olarak mı bulacağız yoksa?!

Phoenix: ceset hemen kokmaz, büyük ihtimalle önceden öldürdüğü cesetlerin kokusu bu. Ama yine de soruna cevabım hayır değil, hatta evet. Ben artık bundan tamamen eminim, arkadaşlarınızdan biri ya da birkaçı kesinlikle öldü. Çünkü Mare'ye onlara naptığını sorduğum zaman hiç sesini çıkarmamıştı. O yüzden fazlasıyla şüphelendim.

İkizler: *ağlar*

Kova: umarım yanılıyorsundur.

Phoenix: umarım. *tütsü yakar*

Phoenix: hadi odaları dolaşalım. Bu arada, arkadaşlarınızın cesetleriyle karşılaştığımız an lütfen kendinizi kaybetmemeye çalışın.

Akrep: ayy Balık, kızcağız ölmemiştir inşallah ya. Asla affetmem yoksa kendimi.

Oğlak: ben de seni asla affetmem bilmiş ol.

Akrep: ya bi dur sen de, zaten içimi bi kasvet kapladı.

Boğa: önce yukarıyı kontrol edelim mi?

Phoenix: olur.

Merdivenlerden yukarı çıkıp odaları dolaşmaya başladılar. Ve bir odanın kapısını açtıklarında, yerde yüzü kanlar içinde yatan Koç'u gördükleri an hepsinin başından aşağı kaynar sular dökülmüştü. İkizler ve Aslan Phoenix'in uyarısına rağmen kendilerini kaybetmiş bir şekilde çığlık atmaya başladılar. Kova ise, gördüğü kanlardan etkilenip odanın bir köşesinde kusuyordu.

Phoenix: olamaz... Lütfen sakin olun!! Bağırmayı kesin! Sizi uyarmıştım, böyle bir şeyle karşılaşma ihtimalimiz yüksek demiştim!

Phoenix, yavaş adımlarla Koç'un yanına doğru yürüdü ve acımış bir ifadeyle Koç'un kanlı yüzüne baktı. Onun ardından İkizler de koşarak yerde yatan Koç'un yanına oturdu ve onu sarsmaya başladı. En yakın arkadaşını kaybetme korkusu sonunda başına gelmişti ve deli gibi ağlıyordu.

İkizler: kanka!!! Kankam, ölemezsin sen hayır!! Kalk hadi, kanka hadi kalk!! Yarın maç yapacaktık oğlum birlikte, sonra sen beni yenecektin ben de sana kola ısmarlayacaktım... Bu kadar erken olmamalıydı bu lan, nolursun uyan hadi!!

Phoenix: *Üzgün bir şekilde İkizler'in omzuna elini koyar* Çok üzgünüm İkizler...

İkizler: *hiç kimseyi umursamadan başını Koç'un gövdesine gömüp ağlamaya başlar.*

Odada duyulan tek ses İkizler'in ağlama hıçkırıklarından başkası değildi. Herkes dilini yutmuş gibiydi, tüm gözler odanın ortasında kanlar içinde yatan Koç'taydı. Onu bu halde görmek korkularını ikiye katlamış, içlerinde olan azıcık ümidi de yok etmişti. Hepsi üzgündü, en çok da İkizler. Daha önce kendini hiç bu kadar kötü ve yalnız hissetmemişti. En güvendiği ve en sevdiği arkadaşı şu an kollarının altında olsa da, ruhu yoktu. Derken...

Koç: *gözlerini açıp önce gövdesinde ağlayan İkizler'e sonra da ayakucunda dikilen Phoenix'e bakar*

Phoenix: *şaşırır* Ama nasıl...

Akrep: oha!!

Koç: *Sırıtarak İkizler'i ensesinden kavradığı gibi başını gövdesinden kaldırır*

12 ~ Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin