1 yıl sonra~~
Berke'nin ağzından~Fulya gideli 1 yıl olmuştu. Ege kendinde değildi hâlâ o suikastleri yapan kişinin peşindeydi. Evet o uçak patlaması bir suikastti.
(Hadi o güne dönelim~~~)
Ders sırasında Ege'nin telefonu çalmıştı.
"Kim arıyor?"
"Arda" profesörden özür dileyerek sınıftan çıkmıştı. Gözlerimi onun üzerinden ayırmıyordum. Camın arkasından onu görebiliyordum. Ne olduğunu anlamadan koşarak çıkışa ilerledi. Bende alelacele ayağa kalkıp profesörden özür dileyerek sınıftan çıktım. Ama Ege'ye yetişemedim. Bende kendi arabama bindim. Yolda giderken Ege'yi aradım
"Ege ne oluyor nereye gidiyorsun!?"
"Fu-fulya'nın bineceği uçak patlamış!!"
"NE!?" telefon birden yüzüme kapandı. Hızla havalimanına sürüyorduk. İçimden bir şey olmaması için dua ediyordum. O benim kız kardeşimdi! Tekrar kaybedemezdim! Bana söz vermişti. O gün sahil kenarında söz vermişti! Gitmeyecekti! Hande gibi onuda kaybedemezdim! Bu sefer dayanamazdım!Babam, anneme Hande'ye ve bana pek sevgi göstermezdi. Bir kere sarıldığını hatırlamıyorum! Hande diğer insanların babaları ile arasındaki bağı sevgiyi görünce çok üzülüyordu. Ona söz vermiştim babamın vermediği sevgiyi ona ben verecektim!
Babamın işleri bir ara çok kötüye gitmişti. O zamanlar alkol bağımlısı olmuştu. Eve her sarhoş geldiğinde annemi dövüyordu. Biz küçüktük o zamanlar. Ben 10 Hande 7 yaşındaydı. Hande çok korkuyordu diye sürekli yanıma gelip bana sarılarak ağlıyordu. Ben daha fazla dayanamamış ve Hande'yi odada bırakıp babamın yanına gitmiştim. Ona bağırıp çağırmıştım. Sonra banada vurmaya başladı. Ama en azından artık anneme vurmuyordu. Ardından evden çıkıp gitmişti. Birkaç yıl bu şekilde devam etmişti. Babamın işi düzene girdiğinde o da pişman olmaya başlamıştı ve artık daha iyi davranıyordu. Geçmişte yaptığı şeyleri ben ve annem biraz da olsa affetmiştik ama Hande affetmemişti. Ve her gece ağlıyordu. Sürekli kabus görüyordu o yüzdende hep yanına gidiyordum. Birlikte uyuyorduk. Birbirimize çok bağlıydık. Hep birlikteydik. Tâki o güne kadar... Akşam saatleriydi kafede Ege ile birlikte Hande'yi bekliyorduk. Telefonum çalmıştı Hande arıyordu açtığımda ağlıyordu. Ne olduğunu sorduğum da daha fazla bu şekilde dayanamayacağını söylemişti ve kapatmıştı. Ne olduğunu anlayamamıştım. GPS ile yerini bulmuştuk. Ege ile hızla oraya gitmiştik. Ama çok geç kalmıştık. Çoktan kendini uçurumdan aşağı atmıştı...
Havalimanına geldiğimizde etrafa baktım. Çok kötü durumdaydı. Her yer alevler içinde kalmıştı. Ege'nin yanına gittiğimde deliye dönmüş gibi Fulya'yı arıyordu. Benimde ondan farkım yoktu. Yanımızdan geçen sedyeye baktım. Üzeri beyaz çarşaf ile örtülmüştü ama bileği dışarda kalmıştı. Bileğinde bir saat vardı. Saatin üzerinde de kelebekler. Şokla Ege'yi dürttüm. Ve sedyeyi işaret ederek konuştum
"E-ege" Ege gösterdiğim yere baktı ve koşarak sedyenin önünü kesti. Lütfen o olmasın diye dua ediyordum. Ege bir hışımla üstündeki beyaz çarşafı çekti. Korkuyla çarşafın altından çıkacak kişiye bakıyordum. Derin bir nefes aldım o değildi. Rahatlamıştım. Ama o kişi içinde üzülmüştüm. Ege yanıma geldi
"O değil. Nerde o zaman!?"
"Bilmi-"
"EGE! BERKE!" ikimizde hızla kafamızı sesin geldiği yöne çevirdik. Üstü başı dağılmış üzeri kanlı ve yanında zorla taşıdığı Arda ile Fulya bize doğru gelmeye çalışıyordu. Hiç vakit kaybetmeden yanlarına koşmuştuk. Ben direk Arda'yı tuttum Ege ise ayakta zor duran Fulya'yı tuttu ve ardından Fulya'ya sımsıkı sarıldı. Onları o şekilde bırakıp Arda'yı ambulanslardan birinin yanına götürmeye başladım. Onu görevlilerin yanına oturtup bize doğru gelen Ege ve Fulya'ya baktım hızla Fulya'ya sarıldım
"Çok korkuttun bizi!" ondan ayrılıp yüzünü inceledim
"İyi misin prenses!?" sadece kafasını salladı.Yine bu hastane koridorlarında bekliyorduk. Bir süre sonra Ayhan geldi. Nefes nefeseydi
"Onlar iyi mi!?"
"Evet iyiler pansumanları yapılıyor"
"Ege bey bu bir suikastti!" Ege'de bende şaşkınlık ve öfkeyle ona bakıyorduk. Ege Ayhan'a yaklaşıp
"Ne suikasti!? Kim yapmış olabilir!"
"Bilmiyorum araştırıyorum!" kim yapmış olabilir bilmiyorum ama başına çok büyük bela aldığı kesin!İki gün sonra Fulya'yı Ayhan ve birkaç adam ile birlikte Amerika'ya tedavisi için gönderdik. Ama ordada birçok kez çatışma yaşanmıştı. Bu yüzden Ayhan yaklaşık 60-70 adam daha getirtmişti oraya. En azından daha güvende olacaktı. Biz üçümüz ise burada o kişiyi bulmaya çalışıyorduk.
(Şuana dönelim~~)
Okuldan çıktıktan sonra hemen araştırma yapmaya devam ettim. Hepimiz kendi odalarımızda bilgisayar başında o kişiyi bulmaya çalışıyorduk. Çok yorulmuştum. Gözlerim ağrımaya başlamıştı ve susamıştım. Odadan çıkmış mutfağa gidiyordum ki Ege'nin sesini duymamla onun odasına ilerledim. Kapıyı açıp içeri girdim. Masa başında uyuya kalmış bir şeyler mırıldanıyordu. Ah yine mi kabus görüyordu?! Yanına yaklaşıp onu sertçe dürtmeye başladım
"Ege uyan. Ege!" birden kafasını kaldırınca kafalarımız çarpıştı
"Ağzına sıçayım Ege! Burnumu becerdin göttoş!!" o da kafasını tutuyordu
"Ahh kafam!" birden odanın kapısı açılınca oraya döndük Cem gelmişti
"Ne oldu bir şey mi buldunuz?" kafamızı hayır anlamında salladık. Ege'ye dönerek konuştum
"İyi misin? Kabus görüyordun." gözlerini kaçırıp konuşmaya başladı
"Fulya'yı gördüm. Çok üzgündü ve kötü durumdaydı. Onun için endişeleniyorum. Ve çok özledim!" Cem bize yaklaşıp
"Buldum!"
"Neyi buldun!?"Fulya'nın ağzından~
Şu hastane odasında tek başımaydım ve başım çatlıyordu. Elimi başımın üstüne koyup ovalamaya başladım. Bir yandanda ağlıyordum. Başıma her dokunduğumda kendimi berbat hissediyordum. Başımda tek bir saç teli bile kalmamıştı bu yüzden kendimi çok çirkin hissediyordum. Laptoptan gelen zil sesi ile oraya baktım. Ege görüntülü arıyordu. Göz yaşlarımı silip laptopu kucağıma aldım. Aramayı yanıtlamadan önce kamarayı şağa çevirdim. Beni her görüntülü aradığında bu şekilde yapıyordum. Ben onun yüzünü görebiliyordum ama o göremiyordu. Beni bu şekilde görmesini istemiyordum.
"Güzelim?"
"Zürafacım"
"Hatunum neden yüzünü göstermiyorsun? Çok özledim!"
"Bende özledim ama beni böyle görmeni istemiyorum!"
"Her halinle güzelsin!" nereye gidiyordu bu? Çok tanıdık geliyordu. Merakıma yenik düşerek ona sordum
"Nereye gidiyorsun öyle?" cevap vermeden öylece gülümsüyordu.
"Neden gülüyorsun cevap verir misin" birden odanın kapısı açılınca doktorun geldiğini düşündüğüm için oraya dönmedim. Ben hâlâ ekrandan Ege'yi izliyor ve nereye gittiğini çözmeye çalışıyordum. Ama birden fazla kişi geliyordu hemşirelerde gelmiştir diye düşündüm. Adam başımın dibinde öylece dikilince kafamı kaldırıp ona baktım. Karşımda bana sırıtarak bakan bir adet Ege, Cem ve Berke beklemiyordum! Şaşkınlığımı belli edercesine gözlerimi açmış onlara bakıyordum.Ege'nin ağzından~
Cem'in bulduğu şey Fulya'nın yanına gitmemizdi. Mantıklı ve güzel bir şeydi. O biletleri hallederken bizde hazırlanmaya başladık. Ertesi gün sabahtan uçağa bindik ve şuanda tam karşısında duruyordum. Çok sevdiğim saçları yoktu ama yine çok güzeldi. Ona hayranlıkla bakıyordum. Birden ağlamaya başladı ve ayağa kalkarak banyo olduğunu düşündüğüm kapıyı açıp içeri girdi. Kapıyı da kilitledi?! Kapıyı tıklatıp konuşmaya başladım
"Güzelim açar mısın şu kapıyı!"
"Ha-hayır!"
"Neden!?"
"Beni böyle görmenizi istemiyorum! Çok iğrenç görünüyorum!" Berke ve Cem yanıma gelip aynı anda konuştu
"HAYIR ÇOK GÜZELSİN!"
"DEĞİLİM! ÇOK ÇİRKİN GÖRÜNÜYORUM!!" aklıma gelen şeyle dışarı çıktım. Ayhan'ın da yardımıyla istediğimi buldum. Koşarak Fulya'nın odasına gittim. İçeri girdiğimde Fulya'nın hâlâ çıkmadığını gördüm. Berke ve Cem bir bana birde elimdekilere bakıyordu. Onlarada birer tane verdim. Berke benden önce yapacağını söyledi. Evet tıraş makinesi getirdim.
"Prenses aç kapıyı bize bak hadi!" Fulya kapıyı açmayınca Berke makineyi çalıştırdı. Ardından Cem'de konuştu
"Bak bize lütfen daha fazla üzülme!" ve o da makineyi çalıştırdı. Fulya aniden kapıyı açıp bize baktı.
"Siz delirdiniz mi-" lafını bitirmeden bende makineyi çalıştırdım ve üçümüz aynı anda saçlarımızı tıraş ettik. Gözlerini kocaman açarak şaşkınca bakıyordu. Ama üçümüzde gülüyorduk.
"Siz delisiniz!" diyerek gülmeye başladı. Ne kadar da özledim bu gülüşü canlı canlı görmeyi!SELAAAMM~
YENİ BÖLÜM GELDİİİİĞĞ
İYİ OKUMALAR 🦋💜
OY VERMEYİ UNUTMAYIN 💋
![](https://img.wattpad.com/cover/267153798-288-k948588.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FOREVER TOGETHER (SONSUZA DEK BİRLİKTE)
JugendliteraturÇoğu şey umduğunuz gibi ilerlemeyebilir. Ama sorun etmeyin. İlerlediği yolu istediğiniz şekle sokabilirsiniz. Unutmayın ipler sizin elinizde! Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Fulya'da öyle içine kapanık sert ve umursamaz gibi görünse de aslında t...