BÖLÜM 20: Hatunum

22 6 7
                                    

Fulya'nın ağzından devam~

Ege'nin dün akşam dediği şey kulaklarımda yankılanıyordu. BAYAN YAZICI. Fulya YAZICI...
"Esmer Güzeli. Esmer Güzeli? ESMER GÜZELİ!!" yerimde sıçradım ve bana seslenen Kara'ya döndüm
"Ha?"
"Az önceden beri sana sesleniyorum. Duymuyor musun?"
"Ummm şey aaaa dalmışım ya!"
"Belli belli neye dalmışsan artık kendi kendine sırıtıyordun"
"Iııı"
"Tamam tamam sormadım var say!" diyerek gülümsedi. Bende yolu izlemeye devam ettim. Bugün okuldan erken çıkmıştım. Kara gelip beni almıştı. Şuan depoya gidiyorduk. Tarık piçi, sürtüğümüz ve Serdar'ın tutulduğu depoya. Ege'nin bu duruma sinirleneceğini biliyorum ama ona söyleseydim o da gelmek için tutturacaktı.

Yarım saatin sonunda depoya gelmiştik. Arabadan indiğimiz sırada yan tarafımda duran arabaya baktım.
"Ege??" arabadan inip
"Neden bana söylemediğini sonra konuşacaz HATUN!" ha-hatun mu dedi o?! Aish! Fulya konumuz bu değil kendine gel!!
"Biz birlikte değiliz Ege hatun falan deme!" ardında depoya girdim. Şuan da öfkesinden kuduruyordur adım gibi eminim HEHE! Depoya girip adamlara selam verdikten sonra Ayhan abinin belinde ki silahı aldım
"Hatun!? Elindeki ile ne yapacaksın?" hâlâ hatun diyor ya!
'Ama itiraf et Fulya hoşuna gidiyor' 'Kes be' kendimle iç savaşım bitince cevap verdim
"Ummm hiçbir şey?" diyerek sırıttım.
"Ayhan abi içeriye kimseyi alma"diye fısıldadım ve içeri girdim. Silahı belime koydum ilerleyip gözleri bağlı bir şekilde ortada oturan kişilerin önüne geldim ve ikisinin de gözlerinindeki bağı çıkartıp önlerinde durdum.
"Selam Allah'ın belaları!!"
"Sen kafayı yemişsin!" diyen Ece'ye sırıtarak yüzüne eğildim.
"Ne o korktun mu sürtükçüm?!" yerinde kıpardandı. Ufak bir kahkaha atarak ondan uzaklaştım. İlerde duran sandalyeyi alacağım sırada kapının açılmasıyla o tarafa döndüm.
"Ege? Ama ben Ayhan abiye kimseyi almasın demiştim! Sen-"
"Orasını boşver Hatunum"
"Hatunum mu?" diye soran Tarık'a baktık ikimizde
"Evet Hatunum. Bir sorun mu vardı!!?"
"Sana sormadım! Fulya'ya sordum! Fulya??"
"Biz birlikte olduğumuz için ona sorman veya bana sorman fark etmez. Aynı cevabı alırsın!" onlar
konuşurken ben sandalyeyi tek elimle çektiğim sandalyeyi elimden alıp beni belimden tutan Ege'nin beni yönlendirmesine izin verdim. Sandalyeyi ikisinin de önüne koyup benim oturmamı istedi. Ben sandalyeye oturunca o arkama geçip bana sarıldı.
"Bir de bana sürtük diyordun. Asıl sürtük sensin!!" ayağa kalkacağım sırada Ege beni durdurdu.
"Sen kes sesini! Şuan odağımız sen değilsin yanındaki piç!" diyerek Tarık'a döndü Ege.
"Ee piççim yaşattıklarını yaşamaya hazır mısın?" şaşkınlıkla kafamı arkama çevirdim.
"Sen iyi misin? Ateşin mi var?" diyerek elimi alnına koydum.
"Yok Hatunum ateşim yok. Sadece seni üzen şu piçe haddini bildireceZ o kadar"
"Siz ne zaman sevgili oldunuz?" diye soran Tarık'a aynı anda cevap verdik
"BU SENİ HİÇ ALAKADAR ETMEZ!" ayağa kalkıp Ege'nin koluna girdim. Gülümseyip belimde ki silahı çıkardım önünde salladım.
"Hımm Ege?"
"Buyur Hatunum" hayranlıkla baktım ona sonra kendime gelip
"Öhöm biz buna ne yapalım??"
"Tırnaklarını sökelim ardından sirkeye sokalım ellerini sonr-"
"Ummm bence sen sus ve beni izle zürafacım" elini alnına koyup asker selamı verince gülmeden edemedim.
"Zürafacım Ayhan abiyi çağırır mısın makineyi getirsin ve iki kişi daha"
"Tamam Hatunum çağırıyorum" diyerek kapıya yöneldi.

Gelen adamalara Ece'yi başka yere götürmelerini söyledim. Ece gittikten sonra Ayhan abi içeriye elindeki makineyle girdi. Ege şaşkınca izliyordu. Ufak masayı Tarık'ın önüne koyup makineyi üzerine yerleştirdi. Ardından makineden uzanan kabloları Tarık'ın karın bölgesine ve kollarına yerleştirdi. Kenara çekilip durduğunda sıranın bana geldiğini anladım. Sandalyeyi ters çevirip oturdum.
"Eee Tarık anlat bakalım"
"Ne-neyi anlatıyım??" lafını bitirir bitirmez düğmeye basarak karnına elektrik akımı yolladım acıyla inledi.
"Ben BEBEĞİMİ kaybettiğimde hissettiğim acının yanında bir hiç!!" sonra tekrar düğmeye basarak kollarına elektrik akımı yolladım tekrar bir acı dolu inleme
"Araba çarptığında hissettiğim acının yanından bile geçemez!!" tekrar elektrik akımı yolladım bu sefer göğsüne çığlık attı nefes almakta zorlanıyor gibiydi
"Taksiye bindiğim zaman hissettiğim ölüm duygusunun yarısıydı!!" voltajı yükselttim bu sefer tüm bedenine
"Bu bugün ki kadınlar için!" bir kere daha bastım tekrar tüm vücuduna
"Bu zevk" bir daha bastım bir daha ve bir daha tâki Ege kolumdan tutup beni kaldırana dek. Ege bana sarılıp başıma küçük küçük öpücükler bırakıyordu. Öpücüklerin arasından konuştu
"Sakin ol ben burdayım Hatunum" ondan ayrılıp Tarık'a baktık acıdan bayılmıştı. Ayhan abiye dönüp
"Ayıltın şu piçi!" Ayhan abi bir hortumu aldı ve ucundaki vanayı açıp Tarık'ın üzerine tuttu. Tarık irkilerek kendine geldi. Ve hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya başladı
"Tekrar benim olacaksın Güzelim!!"
"Nah senin olacak! O benim Hatunum! Ona 50 metreden daha yakın olursan sana yeminim olsun seni bizzat ben öldürürüm! Ve emin ol bundan büyük zevk alırım!!" şaşkınlıkla Ege'ye baktım. O kadar sinirli nefret dolu bakışları vardı ki Tarık'a karşı gerçekten öldürecek gibiydi! Daha fazla zaman kaybetmeden Tarık'ın kafasına silahın arkası ile vurup bayılttım. Ayhan abiye dönüp
"Şunu Kara'ya götürün. O ne yapacağını biliyor. Ece'yi getirin" Ayhan abi beni başıyla onaylayıp dediğimi yaptı. İçeri giren adamlar Tarak'ı aldı ve başka bir yere götürdüler.

Ece'nin gelmesini beklerken telefonum çaldı.
"Efendim"
"Hı my girl!"
"Oha Cem!"
"Oha Fulya!" gülümsedim. Ege'nin gözlerini üzerimde hissediyordum ama pek umursamadım.
"Hayırdır sen armazdın beni?" dedim o görmesede tek kaşımı kaldırmıştım.
"Aşk olsun kuzen!" Cem Amerika'da ki kuzenim. Kara ile yaşıttı ama o üniversite öğrencisi. Gerçekten çok severiz birbirimizi ikizi Cemre gibi soğuk biri değil çok daha cana yakın biri. Canım kuzenim!
"Hahaha tamam tamam bir şey demedim. Bir şey mi oldu?"
"Yok kız! Birkaç güne yanındayııığğğm!!!" sonlara doğru böğürdüğü için telefonu kulağımdan uzlaştırma ihtiyacı duymuştum.
"Oha Cem benimki de kulak ya hani aq!"
"Oww sorry baby"
"Not problem Man!" ikimizde gülüyorduk. Ahh ne kadarda özlemişim beeğğğ! Kapı açılınca o tarafa döndüm Ayhan abi Ece'yi getirmişti.
"Cem ben seni sonra ararım işim var. Bayy!" diyerek telefonu kapattım. Ece'yi sandalyeye oturtup makineyi ona bağladım.
"Eee sürtükçüm anlat bakalım! Bunca zaman neden bana bunları yaptın?"
Konuşmasınca makinenin voltajını düşük bir seviyeye ayarlayıp düğmeye bastım. Ece acıyla ufak bir çığlık atmıştı.
"ANLAT!"
"Ta-tamam anlatcam dur!" dediğinde parmağımı düğmeden çektim.
"Dinliyoruz"
"Biz Tarık ile en başından beri birlikteydik"
"Ne? Nasıl!?"
"Sen Kara'ya en yakın kişi olduğun için Tarık'ın babası Tarık'tan seninle sevgili gibi davranmasını istemişti. Ama biz zaten sevgiliydik. Sizi her yakın gördüğümde seni öldürmek istiyordum! Sevgilimi elimden almandan korkmuştum!!"
"Yani hedefiniz Kara'ydı?"
"Evet"
"Ama neden Kara'yı ne yapacaktınız!!?"
"Kara'nın babası çok güçlü bir mafyaydı Fulya! Ve babamda onu alt etmek yerine geçmek istiyordu! Sonra çok güçlü bir adamı olduğunu öğrendik. Öğrenmek için Kara ile yakınlaşmaya çalıştık ama o sadece seninle yakındı! Bizde seni kullanarak Kara'ya ulaşabilir o güçlü kişiyi bulabilirdik diye düşündük. Kara'nın babası ölünce sevinmiştik ki birden o güçlü kişinin sen olduğunu öğrendik! Bu sefer hedef sen olmuştun. Tarık'ın babası Tarık'tan sana daha yakın olmasını istedi o yüzden seninle sevgili rolü yapacaktı. Sen o gün arayıp hamile olduğunu söylediğinde tapem atmıştı. Ve Tarık bana sana aşık olduğunu söylediğinde dahada öfkelenmiştim!! O yüzden de öyle bir plan yapmıştım. İşe yaramıştı da. Sende karnındaki o küçük piçte zarar görmüştünüz!"
"BEBEĞİM HAKKINDA DÜZGÜN KONUŞ!!"
dediği şey ile voltajı en yüksek düzeye getirip düğmeye bastım. O acı ile daha çok çığlık atıyordu. Ben ise gözümden akan yaşlarla gözümü bile kırpmadan ona bakıyordum.
"Fulya dur ölecek kız! Hatunum dur artık!!!!" Ege birden belimden tutup beni kaldırınca ona vurmaya başladım.
"Bırak! BIRAĞK BENİ!! ÖLDÜRECEM ONU! HEM ONU HEM DE TARIK'I!!!" beni yere indirip ellerimi sıkıca tuttu. Ben kurtulmaya çalıştıkça dahada sıkı tutuyordu! Beni kendine çekip sarılınca ağlamaya başladım. Kapı birden açılınca Kara endişeyle içeri girdi. Ayhan abiye
"Götürün şu sürtüğü şurdan!!!" yanıma gelip saçlarımı okşamaya başladı. Ben hâlâ Ege'ye sarılmış ağlıyordum.

Sakinleşip kendime geldiğimde Kara'ya Ece'nin bana anlattıklarını anlattım. O da çok sinirlenmişti. Ege aniden ayağa kalkıp Kara'ya
"Şu Tarık piçinin babası hangi cehennemde!?" diye sordu. Bende ayağa kalkıp önüne geçtim.
"Sakin ol!"
"Sakin falan olamam! Seni bu halde görmeye dayanamam ben!" şuanda yüzüne öylece bakıyordum. Bir anda yüzünü ellerimin arasına alıp parmak uçlarımda yükseldim dudaklarını öpmeye başladım. İlk başta şaşkınca durdu ama bir anda dudaklarının kenarı kıvrıldı elleri belimde ki yerlerini almıştı artık o da karşılık veriyordu.







SELAAAMMM~
UMARIM BEĞENİRSİNİZ 💋
OY VERMEYİ UNUTMAYIN 💜🦋
İYİ OKUMALAR 🦋

FOREVER TOGETHER (SONSUZA DEK BİRLİKTE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin