BÖLÜM 28: Karanlık

14 3 0
                                    

Herkes pür dikkat ona bakıyordu ben hariç. Çünkü yerine kim geçerse geçsin ben hep en güçlüydüm ve buradaki herkes yine bana çalışacaktı. Ahh güçlü olmak çok güzel!
"O kişi Fulya!" ben şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırırken Lara öfke ve kıskançlıkla bakıyordu.
"İtirazı olan birinin olduğunu düşünmü-"
"Nasıl ya! Neden ben değil de o!? Ha söylesene baba! Neden o? Ben senin kızınım o değil!"
"Kes sesini! Fulya'nın yaptıklarını yapmayı bırak sen daha düzgün silah tutamıyorsun! Eğer bir daha karşı çıkarsan sana cezanı ben değil artık o verecek!" diyerek beni işaret etmişti. Ona bakıp sinsice sırıttım. Öfkeyle çantasını alıp dışarı çıktı.
Patron eline kadehini alarak ayağa kalktığında bende kalktım.
"Orhan'ın dediği gibi 'Çok hırslı ve güçlü biri'sin bu işi senden daha iyi yapabilecek biri yok. Bunu yapmayı sen hak ediyorsun." elindeki kadehi havaya kaldırıp benim kaldırmamı bekledi. Bende kadehimi alıp kaldırdım. Benimle birlikte herkes ayağa kalktı ve kadehini kaldırdı.

2 yıl sonra~~

"Kalkın artık ya! Geç kalacaz!" yine ses yok. Son çare odalarını basmak! İlk önce en başta ki Berke'nin odasına girdim
"Berkeeee!" diyerek içeri daldım. Kalkmayınca yorganın ucunu tutup çektim. Sızlanarak gözlerini açtı.
"Kalk hadi kahvaltı hazır" odasından çıktım ve karşıdaki Cem'in odasına girdim.
"Ceeemm!" kalkmayınca gözümü devirip yanına ilerledim ve komodinin üzerindeki suyu alıp yüzüne döktüm
"Aağğ!" yatakta aniden dikleşti
"Kahvaltı hazır hadi" dedim ve bu sefer Ege'nin odasına girdim
"Zürafacıııımm!" bir kerede seslendiğim zaman kalkın ya! Bu sefer yatağına çıktım ve zıplamaya başladım.
"Ege kalk hadi! Ege Ege Ege Egeeeğğğğ!" ayak bileğimde hissettiğim baskı ile yatağa düşmem bir oldu. Ah pardon Ege'nin üzerine düşmem! Bilerek yapmıştı manyak!
"Manyak ya yere düşseydim!" kollarını bana sararak konuştu
"Yatağa çıkıp zıplayacağına gelip öperek uyandırsaydın keşke Hatunum" kafamı kaldırıp çenesini öptüm.
"Kalk hadi geç kalacaz"
"Böyle kalalım ya gitmeyelim okula" üstünden kalktım kolunu tutup çekiştirerek banyoya soktum.
"Elini yüzünü yıka üzerini değiştir ve aşağı gel kahvaltı hazır!" odasından çıkıp bende aşağı indim.

Üniversite girişine geldiğimizde herkes bize bakıyordu. Neredeyse iki yıldır görüyorlardı bizi ama hâlâ girişimize alışamadılar! Motorumdan inip Ege'nin elini tutarak binaya ilerledim. İlk 4 ders bitmişti. Sonraki iki ders saatimiz boştu bizde yakınlarda ki kafeye gitmeye karar verdik. Ben biraz geç kalmıştım. Çünkü kütüphaneye gitmiştim. Kafenin kapısından girdiğimde bana el sallayan Ege'ye baktım ve kahve almak için standa ilerledim. Siparişimi verip oturaklardan birine oturup bekledim. Yakışıklı sevgilime bakmaya başladım. Ahh cidden çok yakışıklı! Dikkatimi dağıtan şey yan tarafımdaki kızların konuşmasıydı. Onları dinlemeye başladım.
"Şuradaki çocuk ikinci sınıf olan çok yakışıklı değil mi ağağağ?"
"Onlara bulaşmak istemezsin Ela!"
"Neden çok mu bad boylar?" ben şimdi bu kızı iki sebepten döverim! Bir sevgilime baktığı için iki Türkçeyi siktiği için!! En nefret ettiğim şey Türkçe İngilizce karışık konuşulması! Kahvemi görevliden alıp yanlarına gittim.
"Hayır tatlım 'kötü çocuk' oldukları için değil! BENİM sevgilim olduğu için bulaşmak istemezsin!!" kız beni baştan aşağı süzüp konuştu
"Sen kimsin ya!?" yanındaki diğer kız onu susturmak ister gibi dürtünce aldırmadan kızın elini itti.
"Sen yenisin buralarda galiba ha?" dedim kıza alayla bakarak
"Evet yeniyim bir hafta önce geldim!"
"Hah! Belli zaten beni bile tanımıyorsun! Ama sorun yok tanışırız!!"
"Gerek yok bence ben seninle değil ordaki çocuk ile ilgileniyorum çünkü!" kız sabrımı zorluyordu! Yanındaki kız araya girdi.
"Ela senin canın bu kadar mı değersiz sussana!" kıza döndü
"Ne yani beni mi öldürecek? O kim ki!?"
"O 'N' Ela!!" kız duyduğu şeyle şaşkınlık ve korku ile bana döndü. Ben ise tek kaşımı kaldırıp alayla gülümsedim ona. Belime sarılan elle sağıma döndüm
"Bir sorun mu var Hatunum?"
"Bir sorun yok sevgilim. Arkadaş beni tanımıyormuş bende ufak bir şekilde tanıtayım dedim!" tekrar kıza dönüp konuştum
"Tanıştığımıza hiç memnun olmadım!" dedim ve oturdukları masaya gittik.
"Bir sorun mu var prenses?"
"Yok Beko'm sadece şahsa kendimi tanıttım o kadar" kahvelerimizi içerek konuşmaya başladık.
"Neden geç kaldın kuzen?"
"Kütüphaneye gittim" anladım anlamında başını salladı.
"Eee yarın pazar günü ne yapacaz?"
"Hiçbir şey yapmayacam Berke. Benim çok işim var"
"Hadi amaaa ne işiymiş bu?"
"Üç koca bebek ile aynı evde yaşıyorum ve hatırlatırım ben bir mafya lideriyim!"
"Siz Cem'le birlikte gidin isterseniz Berke"

Ertesi sabah~~

"Güzelim gelebilir miyim?" makyaj masama oturmuş hazırlanıyordum
"Gelebilirsin!" kapıyı açıp içeri girdi ve arkama geçti.
"Neden hazırlanıyorsun?"
"Bugün toplantı vardı ya Zürafacım unuttun mu?"
"Iıı o bugün mü?" ona döndüm
"Ahh Ege! Cidden mi? Her ay yapıyoruz ya bu toplantıları?!"
"Doğru aklımdan çıkmış üzgünüm bebeğimmm"
"Sorun yok git hazırlan hadi" yanağımı öpüp çıkmıştı.
"Şapşal çocuk ya" diyerek gülmüştüm ardından.

Bu toplantılar iyice sıktı artık! Birde bunların sürekli tartışması!! O da yetmezmiş gibi toplantının yapıldığı salon çok koyu ve kapalı. Ege benim bu halimi fark etmiş ve elimi tutmuştu. Daha fazla dayanamadım ve boştaki elimi sertçe masaya vurdum.
"YETER!" herkes irkilerek bana döndü.
"Yeter! Yüzlerinizi görmek beni yeterince sinir ediyor zaten birde bu tartışmalarınız beni hepten çileden çıkarıyor!" derin bir nefes alarak tekrar konuştum
"Bundan sonra sadece önemli bir konu konuşulacağı zaman toplantı olacak. Her ay yüzlerinizi görmek istemiyorum!"
"Bunu yapamazsın!" konuşan Lara'ya baktım. Bir şeyde itiraz etmese şaşırırım zaten!
"Yoo gayette yaparım! Hatırlatırım patron benim! Ve istediğimi yaparım!"
"Bu-" lafını bitirmesine izin vermeden belimden silahı çıkarıp masaya koydum.
"Benim dediklerimin aksini iddia eden ya da kabul etmeyen varsa şimdi söylesin ya da çenesini sonsuza dek kapatsın!" kimseden ses çıkmayınca ayağa kalktım ve silahı belime geri koydum.
"Güzel! Bende öyle düşünmüştüm. Önemli olan konular dışında toplantı yapılmayacak. Toplantı bitmiştir!" hızla kendimi dışarı attım. Açık alana geldiğim de durdum ve kafamı gökyüzüne çavirip derin derin nefes almaya başladım. Berbat durumdaydım ve bunu kimsenin görmesine izin veremezdim. Hastalığım git gide ilerlemeye başlamıştı. Saçlarımın dökülmesi hızlanmış zayıflamaya başlamıştım. Ege fark edecek diye çok korkuyorum ama tedaviye de başlayamazdım şuan yapamazdım. İşler bu durumda ilerlemişken yapamazdım. Düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayan şey omzumdan tutulup çevrilmem oldu. Ne olduğunu anlamadan beni çeviren kişiye öfkeyle baktım. Lara!?
"Ne yaptığını sanıyorsun be sen!"
"Sen kendini ne sanıyorsun Fulya?" alayla gülümsedim
"Ben senin patronunum sikik surat! Yani sanmıyorum ÖYLEYİM!!"
"Hah kıçımın patronu!" sıktığım yumruğumu yüzüne geçirdim. Beklemediği için yere düşmüştü salak. Yanına çöktüm ve saçlarından tutup bana bakmasını sağladım
"Kıçının patronu ha? Eğer şuracıkta kafana sıkmıyorsam bil ki babana olan saygım yüzündendir. Yoksa şuracıkta alırdım canını!" gelen sesle kafamı o yöne çevirdim. Ege telaşla buraya geliyordu.
"Güzelim bir şey mi oldu? Ne yaptı bu yine!?"
"Aklınca bana hesap soruyor sikik surat!" saçlarını sertçe bırakıp ayağa kalktım. Ayağa kalkmam ile başım döndü. Son hatırladığım şey Ege'nin 'GÜZELİM!' diyerek yanıma gelip tutmasıydı. Sonrası... Karanlık...









SELLAAAAMMMM~
YENİ BÖLÜM GELDİİİ
İYİ OKUMALAR BEBEKLERİM 💋
OY VERMEYİ UNUTMAYIN 🦋💜

FOREVER TOGETHER (SONSUZA DEK BİRLİKTE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin