Fulya'nın ağzından devam~
Berke bana öyle dediğinde içimi garip bir mutluluk ve rahatlık kapladı. Berke ile biraz daha oturduk. O bana kardeşi Hande'yi anlattı ben onu dinledim. Anlattıkça Hande ile ne kadar benzer olduğumuzu fark ettim. Gerçekten de biribirimize benziyorduk.
Saat 15.00'da alarmım çalınca. Berke'nin yattığım omzundan doğruldum ve alarmı kapatıp ayağa kalktım. Berke şaşırarak sordu
"Ne oldu? Nereye?"
"İşim var Berke!"
"Ne işi yine! Beni bekle!!"
"Hayır Berke! Sen Ege'yi de al benim evime geçin. Ben gelene kadar bekleyin. Peşimden sakın gelme!"
"Ful-"
"Berke sakın! Merak etme bir şey yapmayacam! Ha ayrıca kapının şifresi 07042019" cevap vermesini beklemeden üstümü silkeleyerek motoruma bindim kaskımı taktım ve gaza bastım.20 dakika sonra Tarık'ın şehir sınırlarındaki evine gelmiştim. Motoru görmeyeceği bir yere park ettim. Motorun gizli bölmesinden gerekli malzemeleri aldım ve evine doğru yürüdüm. Cebimden çıkardığım anahtara baktım umarım kilidi değiştirmemiştir
"Haha salak kilidi değiştirmemiş" kapıyı açıp içeri girdim ve geri kapattım. Etraftaki her şey hâlâ aynıydı. Değişen tek bir şey bile yoktu. Merdivene ileleyip yatak odasına çıktım. Çantamdan kırmızı boyayı çıkardım ve merdivene geri gittim. Duvara
BEN GELDİM BABACIIM!! Yazdım.
Tekrar yukarı çıktım ve bebek ayağı şeklinde olan bir kalıp aldım ve merdiven basamaklarına kırmızı boya ile iz yapmaya başladım. Basamak sonuna kadar yaptım. Ardından yatak odasınada ortaya doğru ilerleyen ve ardından daire çizer gibi bir yer yaptım. Aşağı inip bir sandalye aldım ve dairenin ortasına yerleştirdim. Odada işim bittikten sonra masaya geri kalan eşyaları yerleştirdim. Ve piçin gelmesini bekledim.Yaklaşık 1,5 - 2 saat sonra kapının açılma sesi doldu kulaklarıma. Hiç istifimi bile bozmadan kapının arkasında yaslandığım duvarda gelmesini bekledim. Merdivenleri görmüş olacak ki
"Siktir! Bu ne lan!" dediğini duydum yüzümde sinsi bir sırıtma oluştu. Odanın kapısı açıldığında etrafına bakarken korktuğu belli oluyordu. Biraz daha ileri gidip sandalyenin olduğu yere geldiğinde odanın kapısını kapattım ve kilitledim. Korkuyla bana dönünce daha da sırıttım. Ama bu sırıtma içinde daha çok nefret, kin ve intikam barındırıyordu.
"Se-senin ne işin var burda?!" cevap vermedim.
"Ne yapmaya çalışıyorsun Fulya?" düşünür gibi yaptım ve konuşmaya başladım
"Umm intikam?"
"Ba-bak güzelim-"
"BANA. SAKIN. GÜZELİM. DEME. SAKIN!" diyerek üzürine yürüdüm. Ben ona yaklaştıkça o daha da geri gidiyordu.
"Ahh biliyor musun. Bugünü iple çekiyordum!"
"Bak be-ben çok üzgünüm ta-"
"SUS!! Sus! Üzgünmüş hah! Beni ve BEBEĞİMİ istemedin. Üstelik ah! Aynı gece en yakın olduğum kişi ile aldattın lan piç!"
"Bak ben seni istiyordum. Sadece bebek için hazır değildim. Üstelik seni hâlâ istiyorum güzelim..." bana yaklaşıp elini yanağıma koydu. Ayağımla diz kapağının arkasına vurdum ve yere düşmesini sağladım. Ardından elini tutup ters çevirdim kırılma sesi duyunca bıraktım. O yerde acıyla inlerken ben ipi alıp onu bağladım. Ve sandalyeye oturttum.
"Sen sen kafayı yemişsin!"
"EVET YEDİM! SENİN BANA YAŞATTIKLARIN YÜZÜNDEN!!" ardından bir başka ip alıp onu sandalyeye bağladım. Ardından işe koyuldum. Bir dikiş iğnesi ve küçük zehir şişesini aldım. Dikiş iğnesini zehire sokup koluna batırdım. Ardından boynuna ve ellerine. O zehrin verdiği acı ve kırık elin verdiği acı ile çırpınırken ben zevk alıyordum. Ona işkence ederken içimdeki tüm nefretimi kusuyordum ona. Onunla işim bittikten sonra banyoya gidip zehri döktüm ve elimi yıkayıp yanına geldim. Hizasına eğilip
"Merak etme bu zehir sadece acı vericidir. Birazdan geçer. Yani anlayacağın bana yaşattılarının yanında bu acı bir HİÇ!"
"Sen delirmişsin!" onun telefonunu alıp sürtük Ece'yi aradım ve hoparlöre aldım.
"Efen-"
"Selam sürtüüüük!"
"Fu-fulya"
"Gelip sevgiline bak istersen sürtükçüm"
"Ne yaptın ona?!"
"Hiçbir şey sadece ufak bir göz korkutma" dedim ve telefonu kapattım. Tarık piçini söküp yere bıraktım. Odadan çıkarken
"Polise şikayet etmeyeceğim çünkü hakettim!" dediğini duydum
"İstersen şikayet et umurumda değilsiniz!!" Evden çıkıp motoruma bindim. Tekrar gaza bastım ve kendi evimin yolunu tuttum.Yarım saatin ardından evime yetiştim. Kapıları açıp içreri girdiğim an karşımda iki çift gözle karşılaştım. Ege bana sarılıp
"Nereye gittin? Neden haber vermedin? Seni ne kadar merak ettim biliyor musun? Öz-"
"Sus" dedim ve bende sarılmasına karşılık verdim. Biraz o şekilde kaldık sonra ben odama çıkıp duş alıp üstümü değiştirip aşağı geri indim. Ve her şeyi anlattım.
"Ne yaptım dedin!??" kafamı yere eğdim
"Üzgünüm ama be-bebeğime söz verdim. İntikamını alacam dedim." Ege bana sarıldı ve
"Beni neden çağırmadın bende döverdim azıcık" dediğinde gülümsedim.O gecede bende kaldılar. Onlara çok minnettardım. Beni bırakıp gidebilirlerdi ama onlar bana yardım teklif etti. Gerçekten üçümüzde normal değildik!!
SELAAAAMMM~
KISA BİR BÖLÜM OLDU ÜZGÜNÜM. BUNU DAHA SONRA TEKEFİ EDECEĞİM SİZLERİ SEVİYORUM 🦋 İYİ OKUMALAR 💋
OY VERMEYİ UNUTMAYIN 😘🦋💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FOREVER TOGETHER (SONSUZA DEK BİRLİKTE)
Novela JuvenilÇoğu şey umduğunuz gibi ilerlemeyebilir. Ama sorun etmeyin. İlerlediği yolu istediğiniz şekle sokabilirsiniz. Unutmayın ipler sizin elinizde! Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Fulya'da öyle içine kapanık sert ve umursamaz gibi görünse de aslında t...