~60: FİNAL

1.2K 47 214
                                    

💜Sevgili okuyucularım bu bölümde size dediğim yerdeki şarkıları dinleyin. Gerçekten çok iyi olucak. Şarkılardan biri 'Never not' yani medyada ki. Jungkook'un söylediğini dinleyin. Diğeride 'Nothing like us' onun da Jungkook'un söylediğini dinleyin. Bölümün sonunda iki şarkıyı da Türkçe anlamları ile paylaştım. Ordan izlersiniz. Şimdilik diyeceklerim bu kadar. Lütfen yapın.

Merinette'in Ağzından
Bazen bizler insanoğlu olarak neyin ne zaman olacağını bilemeyiz. Şans eseri yaşanan olaylar veyahut planlı olaylar... Yarının garantisini veremeyiz. Bugün yaşıyorsak yarın da yaşayacağımızı bilemeyiz. Bu yüzden her günümüzü her saniyemizi doya doya yaşamamız güzel değerlendirmemiz gerek. Bunlar herkesin ağzında dolaşan basit kalıplaşmış cümleler fakat ben pek böyle düşünmüyorum. Bence bugün yaşıyorsak yarın da yaşayabiliriz. Sonuç olarak son anın son vaktin geldiğini o anı yaşarken de anlayabiliriz. İşte o anı değerlendirmemiz gerek. Sonun yaklaştığı kısa zamanı...

Sabah alarmsız bir güne 'merhaba' dedim. Tae daha uyanmadığı için sessizce yataktan kalktım. Bugün Tae, Yetimhaneye gidecek. Son günümüz ve ben doya doya geçirmek istiyorum.

Tuvalete girip dünün yorgunluğunu atmak için banyo yaptım. Islak saçlarım ile banyodan çıkıp giysi dolabından bir kaç parça kıyafet çıkarıp banyoya da giyindim.

Banyodan çıktığımda Tae, ayaklarını yataktan sarkıtmış yeri izliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Banyodan çıktığımda Tae, ayaklarını yataktan sarkıtmış yeri izliyordu. Benim çıktığımı görünce gülümsedi.
"Günaydın!" dedim neşeli bir ses tonuyla

Poposunu kaydırarak yataktan indi. Bana yaklaşıp belime sarıldı "Ben gitmek istemiyoyum. Müdüyem ile konuşamaz mısın?" dedi

Dizlerimi kırıp Tae'nin boyuna geldim. "TaeTae biliyorsun... Gitmen gerek bu benim yapabileceğim bir şey değil" dedim

Kollarını boynuma sardı "Ama gitmek istemiyoyum. Hem çocukların hey istediği yapılıy" dedi.

Saçına öpücük kondurdum "Ah öyle deme bak beni üzüyorsun. Üzülmemi istemezsin öyle değil mi?"

Beni bırakıp burnunu çekti "Tamam üzülmeni istemiyoyum ama... Ama bu sefer ben üzülüyorum" dedi. Büzdüğü dudaklarını iki parmağım arasında sıktım ve yanağından öpüp ısırdım

"Bence benim için bir ayrım yapabilirsin hm?" aşağı yukarı kafa salladı "Güzel şimdi gidip Paul ve Felix'i uyandır" dedim

Tae önce banyoya girip işini hallederek çıktı. Birlikte odadan çıkıp el ele aşağı indik. Paul, -Felix bu ara bizde kaldığı için- oturma odasında onunla beraber yatıyordu. Koltuğu açıp çift kişilik yapmışlardı ve koyun koyuna yatıyorlardı. Tae, zıplayarak ikisinin arasına atlayınca ayrılmak zorunda kaldılar. Paul uyansada Felix, götünü dönüp yatmaya devam etti.

"Amanın kimler gelmiş!" dedi Paul neşeli sesiyle.

Tae'yi sırt üstü koltukta yatırıp gıdıklamaya başladı "Seni küçük velet! Uykumu bölmekte ne?"

BAD LOVE ADRİNETTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin