Jessie ile okul çıkışı otoparkta bekliyordum. Adrien ve tayfası oradaydı. Jessie'nin geldiğini görünce el salladım utangaç bir şekilde yanıma geldi.
"Adrien ve arkadaşları buraya bakıyor." dedi sessizce
"Eee yani? Arabaları burda olduğu için olabilir mi canım?" dedim
"İnsan onlardan korkuyor." dedi şaşırdım ben asla korkmam saman kafadan. Ama bir düşününce dışarıya karşı pek de centilmen değil.
Adrien ve arkadaşları duysun diye onlara bakıp bağırarak "Onlar sadece ahmaklar grubu." dedim ve buraya doğru yöneldiler. Ha siktir...
Adrien beni arabayla arasına alıp "Sen ne dedin!" Dedi sinirle. Tanrım göz bekelerinin büyüyüp küçüldüğünü şair oldum.
"Dedimki.." derken kısık ses tonuyla kulağına yaklaşıp, sesimi yükselterek devam ettim "ONLAR SADECE AHMAKLAR GRUBU!" Adrien bağırmamdan rahatsız oldu ve kulaklarını tutarak geri çekildi.
"Sen uğraşılmaya değmezsin bile... dengesiz şanslısın ki kadınsız." dedi arkasını döndü kolundan tutup kendimi çevirdim .
"Bir dakika bir dakika ne yapacaksın bana.. Şanslıymışım ki kadınmışım güldürme beni Agreste sen bana ne yapmaya cüret eder-" derken beni dudağımdan öptü karşılık vermeden ittim ve tokatı yapıştırdım.
Ardından yere tükürdüm.
Herkes bana şaşkınca bakarken dudağımı elimin tersiyle silip Adrien'ın suratına tükürdüm ardından Jessie 'ye "Gidiyoruz Jessie." dedim ve yeni arkadaşım ile arabaya binip otoparktan çıktık.
"Neden Adrien'ı ittin onu öpmek için neleri vermezdim." dedi
"Sen ciddi misin? O saman kafa ondan nefret etmeliyim ve o ne halkla beni öper."
"Belki senden hoşlanıyordur çok yakışıyorsunuz." dediği an frene basıp durdum. Jessie'e bakarak,
"Benden hoşlanmaz nefret eder, zorunda... eminim birisiyle iddiaya falan girmiştir beni öpmek zorunda kalmıştır." dedim, başka açıklaması olmaz. Olamaz!
"Bana hiç öyle gelmedi bas baya sana yanıktı."
Ben derin düşüncelere dalmışken arkadan korna sesleri geliyordu. Kafamı camdan çıkarıp korna basan kadına bağırarak,
"NE KORNA BASIYORSUN DİNGİL!" dedim ve gaza bastım Jessie bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Tamam kaba biri olduğumu kabul ediyorum.
Kafeye geldiğimizde cam kenarına oturduk garson gelip, "Bayan Dupaın-Cheng hoş geldiniz. Ne arzu edersiniz?" diye sordu.
"Ben bir sütlu kahve alayım, sen Jessie?" dedim Jessie'ye bakarak.
Jessie garsona bakarak "Aynısından lütfen." dedi
Garson "Peki efendim" dedi ve gitti.
İçeceklerimiz gelene kadar kimse konuşmadı sessizliği bozan ben oldum.
"Eee Jessie biraz kendinden bahsetsene muhabbet olsun." dedim, Jessie zorla gülümseyerek,
"Kendimdem mi? Bahsedeyim, ben; Sessiz, ders çalışmayı seven biriyim işte" derken parmakları ile oynuyordu. "Aslında zamanla birbirimizi tanırız." sanırım şu an konuşmak istemiyor.
"Pekala." dedim ve içeceklerimiz bitene kadar konuşmadık, hesabı ödedim ardından arabayı güzellik salonuna çektim.
"Jessie ben düşünmüştüm de..." dedim ve Jessie'ye dönüp "Bak, sen çok güzel bir kızsın ama sana eminim kötü davranıyorlar çünkü kendini ön plana çıkaramıyorsun. Bugün benle seni baştan yaratayım." dedim gülümseyerek, onurunu incitmeden olabildiğince iyi anlatım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAD LOVE ADRİNETTE
FanfictionKötülükten doğan aşk mı? Ya da nefret? Merinette hayatının en berbat anısını tadmıştır ve hayatını değiştirmiştir... ama hayatta kötü olanı seçmiştir, kendini kötülüğün bir halkası yapmıştır. Tek başınadır ve ona yanlış yolda olduğunu söyleyen kimse...