BAD LOVE ADRİNETTE

~ÖZEL BÖLÜM

Merhaabaalarr umarım bana kızgınlığınız geçmiştir. İyi okumalar 💜

Genç adam yatakta bir o tarafa bir diğer tarafa dönüyordu lakin gözüne uyku girmiyordu. Kol saatine baktığında saat sabah beşti. Bugün onun için çok önemli iki gelişme vardı. Sonunda başarmaya çok yaklaşmıştı.

Genç adam sırf kendi uyumuyor diye yanındaki bedene arkasından sarıldı. Bulundukları oda soğuk olmamasına rağmen sanki üşüyor gibi onu sarmalıyordu. Sarıldığı sevgilisi rahatsız mırıltılar çıkardı "Paul..." dedi sessizce

"Hm?" dedi genç adam

"Uzaklaş, sıcak burası" dedi sevgilisi.

"Ama hayatım ben uyuyamıyorum sen uyuyorsun" dedi Paul mızmızlanarak.

Sevgilisi ondan tarafa dönüp dudaklarına hafif bir öpücük kondurup geri çekildi "Gerginsin öyle değil mi?" dedi. Onu anlıyordu. Yaşadıklarını en az onun için de kötüydü.

Paul sanki bunu sormasını beklermiş gibi yattığı yerde bağdaş kurarak ona gülümseyerek bakan sevgilisine döndü "Evet Felix" dedi "Çok gerginim tam tamına iki yıl sonra ve... Ve ilk defa eminim, bu onlar" dedi heyecanla

Sevgilisi Felix, bağdaş kuran eşinin zayıf belini sarıp kendisine doğru çekti. Onu göğsüne yatırıp dağılmış saçlarını okşamaya başladı "Ben inanıyorum bu sefer onlar çıkacak. Tanrı artık bizim yanımızda" dedi Felix

"Birde biliyorsun... Bizimki pek hazır durmuyor" diyerek Paul diğer önemli konuya girdi.

"Biliyorum" dedi Felix "Ama alışması gerek" diyerek ekledi.

"Onu çok düşünüyorum. Sınıf öğretmeni ile konuşacağım. Üstüne düşsün" dedi Paul, eşine iyice sokulurken.

Felix, eşinin davranışını es geçmeyecek iyice sardı belini. "Tae akıllı bir çocuk. Sınıf ortamına hemen alışacaktır. Ama yine de öğretmeni ile konuş bu iyi olur" dedi Felix

Paul onaylar mırıltılar çıkararak kafasını yasladığı yere sürterek rahat bir yer yaptı kendine "Sence şu an burada olsalardı... Ne yaparlardı?" diye sordu Paul

Felix, bu konunun açılmasını sevmiyor Paul konuyu açınca da onu azarlıyordu "Kaç defa sana söyleyeceğim. Onlar burada değil. İki yıldır yoklar, güzelim" dedi sert bir ifadeyle

"Biliyorum, biliyorum. Ama düşünmeden edemiyorum" dedi

Paul eşinin kızdığını farkedince çenesini göğsüne yasladı. Planı sevimlilik yapıp Felix'i yumuşatmaktı.
Usulca ellerini Felix'in yüzüne çıkardı. Dokunduğu her noktayı önce hafifçe dokunuyor ardından ölüyordu.

"Bana... Kızmadın... Öyle değil mi?" diye sordu

Felix o an orada baygınlık geçireceğini düşündü. Paul'un dokunuşlarına karşı çok hassastı. Mırıldanarak "I-ıh" diye ses çıkardı.

"Güzel, şimdi uyuyabiliriz"

"Sence uyumalı mıyız?"

Paul gülüşünü gizlemeye çalışırken kapı iki kez tıktıklandı. Paul yattığı yerden doğrulup kapıya döndü "Gir içeri tatlım" dedi

Tae, kafasını kapıdan çıkarıp içeri baktı "Gene gördüm" dedi (İç sesim: 'göydüm' olucak geri zekalı)

Paul üstündeki pikeyi açıp yatağa iki kez vurdu "Gel birlikte uyuyalım" dedi

Tae düşen ön dişini umursamadan gülümsedi. Paytak adımlarla yatağa yanaştı. Küçük bacağını yatağa atıp çıkmaya çalışıyordu. Diğer tarafta yatan Felix, bu komik anı izlerken Tae'nin belinden kavradığı gibi eşinin üstünden çekerek tam ortalarına yatırdı. Üçüde yatar pozisyona geçip tavandaki yapma olan yıldızları seyrediyordu.