30.BÖLÜM

1.5K 75 69
                                    

Bu bölüm okuyan herkes adına gelsin.

Oy vermeyi unutmayın!⭐⭐⭐⭐⭐
_______________________________________

Saçlarım! Dökülmeye başlamış. Benim tek bir teline bile kıyamadığım saçlarım dökülmeye başlamış. Dolu gözlerimi daha fazla tutamadım. Teker teker dökülmeye başladı. Ufak ufak hıçkırıklarım başladı. Hıçkırıklarımı durdurmak için dudaklarımı dişledim. Ellerimle yüzümü kapattım. Dökülen saçlarımı görmek istemiyorum.

Ben ağlarken bacağımda ufak bir temas hissetmemle beraber benim sesimin yanında hafif bir inleme duydum. Ellerimi yüzümden çekip gözyaşlarımı sildim. Bacağıma baktığımda bana bakan Fındık'ı gördüm. Sanki onun da canı yanıyormuş gibi bakıyordu.

Ona bakmamla heyecanlandı. Kendi etrafında bir iki tur atıp bana baktı. Ona hala baktığımı görünce havaya zıpladı. İki ayağının üstünde durmaya çalıştı. Sanki benim halimi anlamış ve beni neşelendirmeye çalışıyordu.

Sanırım biraz da olsa başarıyordu. Hafifte olsa yüzümde gülümseme oldu ama hala göz yaşlarım akıyordu. Ben ne olduğunu anlamadan kucağıma çıkıp yüzümü yalamaya başladı. Gülümsemem ufak kıkırtılara dönüştü.

Bir iki defa kurtulmaya çalıştım ama kurtulamadım. En sonunda beni yalamayı bıraktı.

"Sen beni neşelendirmeye mi çalışıyorsun bakalım?"

"Hav"

"Bu çabaya karşı sana bir ödül verebilirim. Benimle yatmaya ne dersin?"

"Hav"

Fındık'ı yatağımın üstüne bırakıp dolabımdan bir eşarp ve küçük bir kutu çıkardım. Saçlarımı atmak istemiyordum. Dökülen saatimi bu kutuya koyacağım. Ortalığı toplayıp eşarbı başıma bağladım. Yatağa yatıp bir elimle Fındık'ın başını okşadım. Kafamdaki düşünceler ile uykuya daldım.

***

Gelen tıkırtılarla gözlerimi açtım. Mutfaktan sesler geliyordu. Yataktan kalkıp başımda düşen eşarbı tekrar başıma bağladım. Şimdilik kimsenin görmesini istemiyorum. Banyoya girip işlerimi halledip mutfağa geçtim. Herkes buradaydı. Seda, Edip ve Poyraz da gelmiş.

"Günaydın."

"Günaydın Toprak."

"Günaydın canım."

"Günaydın Toprak."

"Günaydın."

"Günaydın Toprak abla."

Murat'ın başından öpüp kahvaltı hazırlayan Sevcan ve Seda'nın yanına geçtim.

"Yardım edilecek bir şey var mı?"

"Sağol canım. Biz Sevcanla hallettik herşeyi merak etme."

"Ama olmadı ki böyle. Keşke uyandırsaydınız beni."

"Aaa o ne demek öyle? Yabancı mıyız biz? Hem iki şeyle elimize yapışacak değil ya. Dün sen hazırlamıştın. Bugün de biz hazırladık. Yarın yine sen hazırlarsın. Tamam mı?"

Kafamı sallayarak onayladım. Masaya geçtim.

"Toprak abla sana bir şey sorabilir miyim?"

"Sor tabi Muratcım."

"Şey başında niye örtü var?"

"Murat!"

"Sorun değil Sevcan. Murat'a kızma. Çocuk o daha tabiki merak edecek."

Benim MucizemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin