13.BÖLÜM

1.9K 98 55
                                    


Gözlerimi yavaşça açtım. Ne ara sabah olmuştu ya? Ben hala çok yorgundum. Biraz daha bekleyip uykumun açılmasını bekledim. Saate bakmak için telefonuma baktığımda bende uyku falan kalmamıştı. Gözlerim büyükçe açılmıştı. Ağzımda aynı şekilde. Neredeyse öğlen olmuştu. Alarm çalmamış mıydı yoksa yine duymamış mıydım?

Poyraz bey? Telefonuma gelen cevapsız çağrılar, mesajlar... 50 tane arama vardı. Bunlardan 10 tanesi Ali abinin diğerleri Poyraz beyindi. Attığı mesajlarda cabası.

Hızla yataktan kalkmaya çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü ayağım takıldı ve yere kapaklandım. Yere kapaklanmamla ağzımdan çıkan bir "Ahhh" nidası ile salonumdan odama gelen ayak seslerini duydum. Ayak sesleri mi? Evde biri mi vardı?

Açılan odamın kapısı ile başımı kaldırdığımda tanıdığım bir çift göz bana bakıyordu. Poyraz bey?

Hemen yanıma gelip beni kaldırarak yatağıma oturttu. Gözleri bedenimde dolaşırken ben şaşkınlıktan konuşamıyordum. Poyraz beyin evimde ne işi vardı? Evime nasıl girmişti?

Poyraz beyin beni sarsması ile biraz da olsun kendime geldim.

"Toprak iyi misin?"

"Ben iyiyim de Poyraz bey siz evime nasıl girdiniz?"

Poyraz bey hafifçe sırıttı. Eli ile ensesini kaşımaya başladı.

"Şey biraz kapını kırmış olabilirim."

Biraz kapımı mı kırmıştı. Önemli değil canım. Toprak sen diyorsun adam geçmiş karşına kapını kırdım diyor. Ne? Kapımı mı kırmıştı?

"Anlamadım. Kapımı mı kırdınız?"

Sadece baş sallamayla onayladı. Poyraz bey benim kapımı kırmıştı ve benim ruhum duymamıştı.

"Ben hiçbir şey duymadım ama. Nasıl böyle uyuyabilirim? Demek evime hırsız falan girse rahat rahat işini yapıp çıkacakmış. Resmen gerçek hayatla bağım koparılmış gibi."

"Dün çok yorgundun Toprak. Bir de çok ağladın. Senin bu zamanlarda çok yorulmaman gerekiyor. Bedenin zaten hemen yoruluyor. Üstüne dün olanlarda eklenince bu kadar uyuman doğal."

"Neredeyse öğlen olmuş. İşe de geç kaldım. Size kahvaltı da hazırlayamadım. "

"Toprak, işe bilerek geç kalmadığını biliyorum. Bu senin elinde olan bir şey değil. Sağlık sorunları yaşıyorsun ve bu hayatını ister istemez etkiliyor. Merak etme seni işten kovmam."

Yüzüme bakıp gülümsedi. Ben de ona gülümsedim. Ayağa kalkıp kapının önüne gitti.

"Hadi bakalım elini yüzünü yıkayıp mutfağa gel. Dün de bir şey yemedin. Eminim eve gelince de yemek yememişsindir. Aç olmalısın. Mutfakta seni bekliyorum."

Poyraz bey odamın kapısını kapatıp gitti. Bende banyoya geçtim. Aynadaki suratımı görünce bir göz büyüme seansı daha yaşadım. Ben bu tipimle daha az önce Poyraz beyin karşısındaydım ve o hala benim evimde duruyor.

Allah aşkına tam bir cadıya benziyorum bu halimle. Bu adam birde bana gülümsedi. Tam bir rezillik. Televizyondakiler sabah uyandığında akşam nasıl yatmışlarsa öyle kalkıyorlardı. Resmen bizi kandırıyorlar. Bir tanesinin sabah tipi kaymış bir şekilde uyandığını göremedim. Birde nasıl yatarlarsa öyle kalkmıyorlar mı sinir oluyorum. Ben uyandığında yatakta savaş olmuş gibi uyanıyorum.

Gözlerim üzerime kayınca bir şok daha yaşadım. Dün akşam banyodan çıkar çıkmaz direk yatmıştım ve üzerimde bornoz vardı.

Poyraz bey hiç çaktırmamıştı. Acaba onun önünde bir yerim açılmış mıydı? Offff. Bir kez daha rezil oldum. Ben nasıl çıkacağım şimdi Poyraz beyin karşısına?

Benim MucizemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin