~Poyraz'ın ağzından~
Telefonumun çalmasıyla koşuya ara verdim. Arayana baktığımda Ali abi olduğunu gördüm.
"Efendim Ali abi?"
"Poyraz bey rahatsız ediyorum kusura bakmayın ama Toprak kızım evden çıkmadı daha. Aradım ama telefonu da açmadı. Ben ne yapacağımı bilemedim."
"Tamam Ali abi. İyi ettin beni aramakla, ben hemen geliyorum."
Telefonu kapatıp cebime koydum. Hemen bir taksi çevirip Toprak'ın evinin adresini verdim.
Yol boyunca Toprak'ı kaç defa arasamda telefona cevap vermedi. Kaç defa arayıp kaç tane mesaj attığımı hatırlıyorum bile.
Acaba ne oldu? Ya yine düşüp başını çarptıysa? Ya yine bacaklarını ya da ellerini hissedemiyorsa? Ya diğer belirtiler ortaya çıktıysa? Ne demişti doktor? Hafıza kaybı, unutkanlık olabilir. Ya öyle bir şey olduysa?
Bir yandan Toprak'ı ararken bir yandan da taksi şoförüne hızlı gitmesini tekrarlayıp duruyordum.
Benim için uzun geçen yolun ardından nihayet Toprak'ın evine geldim. Aceleyle taksi parasını ödeyip kapının önünde duran Ali abinin yanına gittim.
"Toprak'a ulaşabildin mi?"
"Maalesef Poyraz bey. Aradım ama telefonunu açmadı. İçeride bir ses falan var mı diye dinledim telefonun sesini duydum. İçeride çalıyor."
Daha fazla beklemeden zile ardı ardına bastım. Bir yandan da kapıyı yumruklayıp Toprak'a sesleniyordum. Ama içeriden en ufak bir ses yoktu çalan telefon dışında.
"Bu böyle olmayacak. Ya içerde başına bir şey geldiyse?"
"Ne yapacaksınız Poyraz bey?"
"Kapıyı kırmamız gerek. Başka yapacak bir şey yok. Toprak zor durumda olabilir."
Geriye çekilip kapıya sert bir omuz darbesi attım. Ama kapı kırılmadı. Tekrar geriye çekilip bir omuz darbesi daha attığımda kapının kilidi oynadı. Ama yine açılmadı. Gevşeyen kilitle birlikte üçüncü olarak attığım omuz darbesiyle kapı sonuna kadar açıldı.
Açılan kapıyla beklemeden içeriye daldım. Arkamdan da Ali abi girdi. Odaları dolaşırken bir yandan da Toprak'a sesleniyordum.
"Toprak! Nerdesin? Toprak!"
Baktığım hiç bir yerde Toprak'ı bulamadım. Son olarak girdiğim odada yatakta uyuyan Toprak'ı gördüm. Üstünde bornoz vardı. Yanına gidip uyandırmak için seslendim. Hatta bir iki kere kolundan dürttüm ama yinede uyanmadı.
Ne olur ne olmaz diye numarasını aldığım Suat beyi aradım.
"Alo, Poyraz bey?"
"Alo Suat bey ben rahatsız ettim ama Toprak ile ilgili bir durum var."
"Buyurun Poyraz bey sizi dinliyorum."
"Toprak'a ulaşamayınca onu aradım ama açmadı. Bende evine geldim. O kadar aramama ve kapı kırılma sesine uyanmadı. Şimdi de sesleniyorum ama uyanmadı. Sizce bir terslik mı var? Hastaneye getireyim mi?"
"Poyraz bey biliyorsunuz ki Toprak hanımın ilaçları değişti. Yeni ilaçların dozları eski ilaçlara oranla daha fazla ve etkileri daha ağır. Dün de bildiğiniz gibi yorucu bir gün geçirdi ve bedeni çok yoruldu. Bir de ilaçları da kullanınca derin bir uykuya dalmıştır. Vücudu ne zaman dinlenir ve kendine gelirse o zaman uyanır. Merak etmeyin."
"Peki Suat bey teşekkür ederim."
"Rica ederim Poyraz bey. Ne zaman ihtiyaç duyarsanız arayabilirsiniz beni."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Mucizem
Teen FictionKimsesi olmayan bir kız. İşinde başarılı bir adam. Kız tek başına bu hastalığı yenebilecek mi? Adam kızın yanında olacak mı? Bu hastalık nelere yol açabilir? Bu Toprak ve Poyraz'ın hikayesi. Gelin bu hikayede onların yanında olalım. Toprak ve Poyraz...