~Poyraz'ın ağzından~
Sabah yine erkenden kalkıp spor yapmak için evden çıktım. Sahilde koşup sporumu tamamladım. Bugün alınması gereken bir ihale vardı. Uzun zamandır bu ihale için çalışıyordum.Eve geldiğimde Ali abinin daha gelmediğini gördüm. Kapıyı açıp içeriye girdiğimde mutfaktan koşarak çıkan Toprak'ı gördüm. Bende peşine takıldım. Alt kattaki banyoya girdi.Kapı açık olduğundan ne yaptığını görebiliyordum. Klozetin başında eğilmiş kusuyordu. Bende içeriye girip bir elimle tutmaya çalıştığı saçlarını tuttum. Diğer elimle de sırtını sıvazladım. İşi bitince onu lavabonun önüne getirdim. Elini yüzünü yıkadıktan sonra ağzını çalkaladı.Yüzü de solgun gözüküyordu. Acaba hasta mıydı? Aynada gözlerimiz kesişti.
-İyi misin Toprak?Ne oldu böyle?
-İyiyim Poyraz bey.Yumurtanın kokusu midemi bulandırdı sadece.
-Hastaysan bugün izin verebilirim.Hastaneye gidersin.
-Gerek yok Poyraz bey.Ben iyiyim.Sadece ihalenin yorgunluğu var üstümde o kadar.
-Peki,eğer kendini kötü hissedersen bilgim olsun izin veririm.Tamam mı?
-Peki Poyraz bey.Ben sizin kahvaltınızı hazırlayayım.
-Tamam yumurtayı hazırlamak zorunda değilsin.Bu günlük yumurta yemem olur biter.Daha fazla rahatsız olma.
-Teşekkür ederim ama benim için kahvaltınızı eksik yemenizi istemem. Siz hazırlanın ben kalan şeyleri ekleyip kahvaltınızı hazırlarım.
-Pekala 10 dakikaya kadar gelirim ben.
-Tamam Poyraz bey.
Yukarıya çıkıp kısa bir duş alıp üzerimi giyindim.Aşağıya indiğimde kahvaltı hazırdı.Ben kahvaltımı yaparken Toprak da bana günün programını özetini geçiyordu.
~15 dakika sonra~
Evden çıkıp arabaya bindik.Yolda bir ara Toprak kendine gelmeye çalışır gibi davranınca iyi olup olmadığını sormak istedim. Seslenmelerime cevap vermeyince elimi omzuna koydum.Koyduğum gibi irkilip bana döndü. İyi olduğunu söylediğinde üstüne gitmemek için sustum. Şirkete geldiğimizde ben toplantı odasına geçerken Toprak da dosyayı almak için gitti. Bir süre sonra içimde bir sıkıntı olmaya başladı. Toprak da daha gelmişti. Ona bakmak için odadan çıkıp Toprak'ın odasına yürüdüm. Kapıyı açıp içeri girdiğimde yerimde donup kaldım. Toprak yerde elleri kafasında kıvranıyor,başından kan geliyor,canının acısını belli edercesine acı içinde inliyordu. Aradan geçen birkaç saniye içerisinde hemen hareketlenip Toprak'ın yanına gittim. Ellerini kafasına olabildiğince bastırırken bir yandan da ağlıyordu. Ne olmuştu burada?
-Toprak iyi misin? Toprak!
Toprak acı içinde kıvranırken beni cevaplayacak durumda değildi.Ne yapacağımı düşünürken Toprak bayıldı.Uyanması için onu sarstım ama hiç kımıldamadan öylece yatıyordu.Hemen onu kucağıma alarak odadan çıktım.Çalışanların şaşkın bakışları arasında şirketten çıktım ve Ali abinin yardımıyla Toprak'ı arabanın arkasına yatırıp yanına geçtim.Hastaneye giderken gözüm hep Toprak'ın üstündeydi.
-Toprak iyi mi efendim? Nesi var?
-Bilmiyorum Ali abi. Bugün zaten bir tuhaflık vardı.Hasta gibiydi.İzin vermeme rağmen gitmedi.Odasında her ne olduysa başını çarpmış galiba. Ben içeriye girdiğimde yerde acı içinde kıvranıyordu.Sonrada bayıldı. Umarım kötü birşeyi yoktur.
-İyi olacak İnşallah Toprak kızım.
İçimden iyi olmasını dilerken hastaneye vardık.Ali abi içerden sedye isterken bende Toprak'ı arabadan çıkarıp kucağıma aldım.Görevlilerin getirdiği sedyeye yavaşça bıraktım.Toprak içeriye alındığında Ali abi ile kapıda bekledik. Dakikalar geçmek bilmiyordu sanki. Bir süre sonra kapı açıldı ve içeriden doktor çıktı. Ali abi ile hemen yanına gittik.
"Doktor bey Toprak iyi mi?"
"Toprak hanım iyi. Başındaki yaraya müdahale ettik. Şu anda uyuyor. Birkaç test yapılması istedim. Test sonuçlarına göre tekrar konuşuruz. İyi günler."
"Teşekkür ederiz. İyi günler."
Doktor yanımızdan gittiğinde Ali abi ile odaya girdik. Toprak kafasındaki bandaj,koluna bağlı serum ile yatakta uyuyordu.
"Poyraz bey ben dışarıda bekliyorum.Bir ihtiyacınız olursa haber verin yeter."
"Tamam Ali abi."
Ali abi odadan çıkınca bende Toprak'ın yanındaki sandalyeye oturdum. Toprak'ı izlemeye başladım. Toprak uzun zamandır benimle çalışıyordu. Ailesi yoktu. Tek başına yaşıyordu.Bu zamana kadar tek bir kusurunu bile görmüşlüğüm yoktu. İşini iyi yapan biriydi. Bugün onun için oldukça telaşlanmıştım. Hafif bir kıpırtıyla dikkatimi Toprak'a verdim. Uyanıyordu. Elinin birini yavaşça başına götürdü. Sonra yavaş yavaş gözlerini açtı. Gözlerini birkaç kez kırpıştırdıktan sonra gözleri odada dolaştı. Beni görünce durakladı.
"Poyraz bey?"
"İyi misin?"
"İyiyim de ne oldu bana?"
"Hatırlamıyor musun?"
"Yani. Odaya girdim dosyayı almak için ama yere düştüm. Düşerken başımı çarptığımı hatırlıyorum. Birde başım çok ağrıyordu."
"Sonra ben odaya geldim sen gelmeyince. Yerde acıdan kıvranıyordun. Birden bayılınca ben de seni hastaneye getirdim."
"Teşekkür ederim Poyraz bey."
"Önemli değil. Birazdan doktor da gelir neyin olduğunu öğreniriz."
Cümlemi bitirir bitirmez odanın kapısı açıldı ve içeriye doktor girdi.
"Uyanmışsınız Toprak hanım. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?"
"İyiyim ben. Sadece biraz yorgunum o kadar. Ne zaman çıkabilirim acaba?"
"Toprak hanım bende bunun hakkında konuşmak istiyordum. Size birkaç test yaptık. Ama sonuçlar hiç iyi görünmüyor. Kesin bir sonuç söylemek için bir emar çekmemiz gerekiyor."
"Anlamadım ne demek istiyorsunuz?"
"Bir dakika Toprak doktor bey emar çektirmek istiyorsa bir şüphesi var galiba. Öyle değil mi doktor bey?"
"Evet Poyraz bey bir şüphemiz var ve doğruluğu ters etmek için emar çekmemiz gerekiyor."
"Peki şüpheniz ne?"
"Yapılan testlerde bazı değerlerinizde değişmeler var. Kesin değil tabiki ama...."
"Doktor bey bana artık neyden şüphelendiğinizi söyler misiniz? Benim neyim var?"
"Beyninizde bir tümör olduğunu düşünüyorum."
"Tümör mü?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Mucizem
Teen FictionKimsesi olmayan bir kız. İşinde başarılı bir adam. Kız tek başına bu hastalığı yenebilecek mi? Adam kızın yanında olacak mı? Bu hastalık nelere yol açabilir? Bu Toprak ve Poyraz'ın hikayesi. Gelin bu hikayede onların yanında olalım. Toprak ve Poyraz...