4.BÖLÜM

4.2K 135 25
                                    

~Hatırlatma~

"Toprak hanım testlerin sonuçlarına bakıldığında tek bir şey söyleyebilirim size."

"Ne?"

"Toprak hanım test sonuçlarına göre sizin vücudunuzda bir tümör tespit ettik."

"Tümör mü?"

"Maalesef evet. Yapılan testlere bakılırsa hem beyninizde hemde omuriliğinizde tümör var."

"Testlerde sorun olamaz mı? Ben kendimi iyi hissediyorum. Benim tümörüm falan olamaz. Bir yanlışlık olmalı."

"Toprak hanım bakın korkunuzu anlayabiliyorum ama testlerde herhangi bir yanlışlık yok."

Ben hala duyduklarımı sindirmeye çalışırken Poyraz bey konuştu.

"Peki doktor bey bundan sonra ne yapmamız gerekiyor?"

"Bakın Poyraz bey tespit ettiğimiz tümörler riskli bölgelerde ve oldukça büyük durumdalar.Beyinde bulunan tümörler hafıza ve motor sistemini etkileyen bölgede. Omurilikteki de oldukça riskli.Böyle bir durumda ameliyat çok tehlikeli. Şunu belirtmek isterim ki oldukça uzun ve yorucu bir süreç sizi bekliyor. Bu süreç içerisinde oldukça sabırlı ve anlayışlı olmalısınız Toprak hanıma karşı. Toprak hanımın da moralini yüksek tutması önemli. Çok yorulmaması gerekli. Zaten bu süreç oldukça yorucu olacaktır. İlk önce ilaç ve kemoterapi tedavisi ile başlayacağız. Size vereceğim ilaçları aksatmadan kullanmanız gerekecek. Belli sürelerde kemoterapi tedavisi uygulayacağız. Kemoterapi tedavisi aldığınız günler oldukça yorucu olacak. Bu tedavi sonucunda vücudunuzda birçok değişiklik olacaktır."

"Ne gibi değişiklikler?"

"İştahsızlık, yorgunluk, uyku hali, zayıflama, göz altlarında ve vücutta morluk, saç dökülmesi, mide bulantıları,baş dönmeleri olacaktır."

"Yani yaşayan bir ölü olacağım öyle mi?"

"Toprak hanım böyle düşünmeyin. Lütfen moralinizi yüksek tutun. Bütün bunlar sizin iyileşmeniz için gerekli. Sonunda iyi olmak için bazı savaşlar vermeniz gerekiyor. Bu savaşı kazanırsanız iyileşmiş biri olarak hayatınıza devam edeceksiniz. Bunu düşünerek moralinizi yüksek tutun. Sizin gibi birçok hastam oldu. Ailelerinin destekleri ile bu savaşı kazanıp çıktılar bu hastanenin kapısından."

"O zaman ben buradan çıkamayacağım."

Bunu der demez Poyraz bey bana döndü ve sinirli çıkan sesiyle konuşmaya başladı.

"Ne demek burada çıkamayacağım? Ne saçmalıyorsun sen?"

Başımı birleştirmiş ellerime çevirdim. Küçük bir yutkunmadan sonra derin bir nefes aldım.

"Duymadınız mı Poyraz bey. Ailelerinin destekleri ile dedi doktor bey benim hiç kimsem yok ki. Ne ailem ne de..."

"Peki ben burada neyim Toprak? Seni burada böyle bırakacağımı mı zannediyorsun?"

"Poyraz bey ben.."

"Sen ne Toprak? Ne yani şimdi ben sen bu durumdasın diye seni işten çıkarıp bir daha arayıp sormayacağım ve seni bu halinle yalnız mı bırakacağım? Unut bunu Toprak ben her zaman senin yanında olacağım."

Artık tutmakta zorlandığım gözyaşlarım teker teker akmaya başladı yanaklarımdan. Peşinden ağzımdan kaçan hıçkırıklarım takip etti. Kendimi tutamıyordum. Ellerimi yüzüme kapatıp hıçkırarak ağlamaya devam ettim. Bir süre sonra kapanan kapıyı duydum. Beni yalnız bıraktıklarını düşünürken bana sarılan kolları hissettim. Daha sonra Poyraz beyin sesini işittim.

"Şşş geçti Toprak ben burdayım."

Biraz daha ağladıktan sonra yavaş yavaş kendime geldim. Poyraz beyin verdiği peçete ile yüzümü temizledim. Son kez gözyaşımı silip Poyraz beye baktım.

"İyi misin?"

Konuşmak istemediğimden sadece başımı sallayarak onayladım. Poyraz bey bana bakıp bir şey söyleyecekken odanın kapısı açıldı ve doktor içeri girdi.

"Daha iyi misiniz Toprak hanım?"

Doktora da aynı şekilde kafa sallayarak onayladığımda konuşmaya devam etti. İlaçlarımdan ve kemoterapi seanslarından konuştuktan sonra verilen reçeteyi alıp odadan çıktık. Duvarların üstüme gelen havasından hala kurtulamadığım için Poyraz beyi arkamda bırakarak hızlı adımlarla dışarıya çıktım. Bir elim boğazımda hastaneden çıktığımda hiç duraksamadan yola çıktım. Arkamdan Poyraz beyin ve Ali abinin bana seslenmelerini bile duymazdan geldim.Yolun karşısına geçip bankalardan birine oturup önümdeki denize gözlerimi diktim. Birkaç derin nefesten sonra gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. Ne kadar orada öyle durduğumu hatırlamıyorum ama deniz havası iyi gelmişti. Yavaşça gözlerimi açtığımda Poyraz beyin ve Ali abinin arkamda olduklarının bilincinde denizi izlemeye başladım. Bundan sonra neler olacaktı hayatımda bilmiyorum. Poyraz bey bana her zaman yanımda olacağını söyledi ama nereye kadar yanımda duracak ki? Nereye kadar katlanabilecek bana?

"Toprak iyi misin kızım?"

Ali abinin sesiyle arkama dönüp bakmadan cevap verdim.

"Bilmiyorum Ali abi."

"Toprak ne konuştuk biz? Böyle yaparak kendine zarar veriyorsun."

"Poyraz bey ne kadar bana katlanıcaksınız?"

"Ne demek istiyorsun Toprak?"

"İlerleyen zamanda ne olacağını bilmiyorum. Doktorda zor bir süreç olacağını söyledi. Ya çok kötü bir durumda olursam ve siz benden bıkarsanız o zaman ne olacak?"

"Öyle bir şey olmayacak Toprak! Sence ben bunların olabileceğini bilmiyor muyum? Ben sana yanında olacağım dediğimde bütün bunların bilincindeydim."

"Ama..."

"Ama falan yok Toprak. Hadi şimdi toparlanıyorsun ve seninle hazırladığımız şu ihaleye gidiyoruz."

"Poyraz be.."

"Toprak!"

"Peki."

Birlikte arabanın yanına gittik. Ali abi şoför koltuğuna geçerken Poyraz bey arka koltuğun kapısını açtı ve bana baktı. Neden baktığını düşünürken bana bakmaya devam ediyordu.

"Toprak binsene ne bekliyorsun?"

"Teşekkür ederim Poyraz bey ama ben öne geçerim."

"Toprak patronuna karşı mı geliyorsun sen? Sana benim yanımda oturmanı söylüyorum."

"Ama Poyraz be.."

"Toprak!"

"Peki."

Poyraz beyin açtığı kapıdan içeriye geçip cam kenarına kaydım. Poyraz bey de yanıma oturup kapıyı kapatınca Ali abi arabayı çalıştırdı. Ben camdan bakıp akan yolu izlerken bir yandan da ne yapacağımı düşünüyordum. Poyraz beyin seslenmesiyle daldığım düşüncelerden sıyrılıp Poyraz beye döndüm.

"Toplantı için hazırsın değil mi Toprak?"

"Evet Poyraz bey hazırım."

"Güzel. Hadi gidip şu ihaleyi alalım."

"Tamam Poyraz bey."

İlk önce Poyraz beyin şirketine gidip dosyaları aldık ve toplantının yapılacağı şirkete gittik. Bize ayrılan masaya geçerek diğer katılımcıların sunumlarını dinledik. En son sıra bize geldiğinde Poyraz bey hazırladığımız sunumu yaptı. Kimin kazandığını açıklamak için vakit geldiğinde heyecandan sürekli ellerimle oynuyordum. Poyraz bey bana sakin olmamı söylese de bu hiçbir işe yaramadı. Sonunda ihaleyi kazananın bizim şirketin olduğunu söylediklerinde yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamadım. Sonunda bugün güzel bir haber duymuştum.Poyraz beye baktığımda onunda tebessümle bana baktığını gördüm.

Benim MucizemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin