Herkese merhaba! Yorumlarınızı bekliyoruz. Hepinizi seviyoruuz 😍
-ALİN-
Tam 2 hafta geçmişti o barda olanlardan sonra.Kıvanç'la aramız gerçekten çok iyiydi.Hatta gerçek olamayacak kadar iyiydi.Bana öyle güzel davranıyordu ki adeta bir bebekmişim gibi üzerime titriyordu.Bu durum bazı zamanlar kafamı kurcalasa da bu duruma belli bi zaman sonra alışmıştım.
Yüzümü yıkadıktan sonra Derin'in yanına adımlarken bağırmaya başladım.
"Deriiin,kalk kalk kalk! Bugün Arsal'la Mel..." Diyordum ki başka zaman olsa bana yastık atacak olan Derin,yüzünü asarak kalktı.
"Biliyorum,Alin. Kaç dakikamız var çıkmak için?" Dedi bıkkınlıkla.
"Yarım saat sonra evden çıkmamız lazım sarışınım. " Diyerek kıyafet aramaya gittim. Kot şort üzerine sıradan bi tişört geçirdikten sonra saçımı da gevşekçe bağlayıp ayağıma açık pembe Vans'larımı giydim. Derin de hızlıca odasına gidip günlük çiçekli bi elbise giyip ayakkabılarımın mavi renkte olanını giydi. Kafamı ona çevirerek konuşmadan 'sen mi ben mi kullanırsın' bakışımı yolladım. O kadar zaman geçirdikten sonra en normal hareketlerimizden biriydi bu. Bu sabah keyifsiz olması gözümden kaçmamıştı,elini uzatıp benim geçmemi işaret edince arabanın şoför koltuğuna geçerek sohbeti başlatmaya çalıştım.
"Geri gelecekler,biliyorsun değil mi?" Dedim ona kaçamak bir bakış atıp.
"Biliyorum fakat yine de ne bileyim.Onların yokluğu hissedilecek." deyip başını cama yasladı.Evet sahiden yıllardır hiç ayrılmayan 7 yakın arkadaştık biz.Şimdi onlar yokken nasıl eskisi gibi devam edecektik.Zaten grubun dağılmasını engelleyen ve her zaman bizim arkamızı toplayan kişiydi Arsal, gitmemesi gereken son kişiydi yani.
Yol boyunca ikimiz de sessizliğimizi koruduk.Havalimanına geldiğimizde girişte bizimkilerle karşılaştık.
Ceren'in gözleri şişmiş ve kanlanmıştı.Kendini harap ettiği çok belliydi.
"Herkese selam." Deyip elimi kaldırdım. Gruptan hayal kırıklığıyla dolu birkaç yalancı selam sesleri yükseldi. Arsal'la Melis her ne kadar üzgün olsalarda gözlerinde mutluluk da vardı.Birbirlerine aşkla bakıyorlardı ve gitmeyi ne kadar istediklerini hepimiz farkındaydık.
Yankı,Emre ile Ceren'i kollarının arasına alıp yanımıza geldi. Bize dönerek,
"Kimsenin mutsuz olmasını istemiyorum. Gidecekler ve bi gün geri dönecekler. Biz de tıpkı diğer günler gibi bir arada kalıp bunu atlatacağız. "
İlk kez bu kadar ciddi bir Yankı görüyordum. Derin bu kadar dramanın içinde ağlayarak Arsal'a koştu. Arsal da ona sımsıkı sarılıp başından öptü. Daha sonra beylere dönerek,
"Kızlar size emanet. Siz de kendinize iyi bakın. Kavga istemiyorum. Nasıl bırakıyorsam öyle bulayım sizi. Ölüme gitmiyoruz biz,ağlamayın daha fazla. Hem düğüne gelirsiniz,tatile gelirsiniz. Bizim üzülmemizi istemezsiniz değil mi ?" Diyerek gülümsedi. Melis de onu onaylayarak,
"Sizi seviyoruz. " Dedi. Hepimiz kafamızı sallayarak onları onayladık. Uçak için son çağrı duyunduğunda Melis'le Arsal hepimizle vedalaşıp sıraya girdiler.Melis arkasını dönüp son olarak, "Nasıl bırakıyorsak öyle. " Diye bağırdı. Arsal da gülümseyerek hepimize öpücük yolladı.Ve birkaç kişiyi geçip gözden kayboldular.Arkalarından el sallamayı bırakıp birbirimize baktık.Kimse tek kelime etmiyordu.Ceren çıkışa doğru yürümeye başladığında Derin de onun koluna girerek yanında ilerledi.Ben ise Yankı ve Emre'nin ortasında ilerliyordum.
"Efsane'ye gidelim mi?" Diye sorarken kolunu omzuma attı Emre.
Başımı olumsuz anlamda sallayıp,
"Eve gitmem gerekiyor." dedim dudaklarımı birbirine bastırıp.
"Ne işin var?Gidelim işte güzellik kafamız dağılır." dedi Yankı.
"Kıvanç ve Arda akşam yemeğe gelecek." dediğimde başını salladı.
"O adamı ne kadar tanıyorsun ki
Alin?" Deyip kolunu hızla çekti Emre.
"O benim sevgilim Emre.Tabi ki onu çok iyi tanıyorum." Dedim kaşlarımı çatıp.
"O adama hiç güvenmiyorum.Bence sen de gözlerini açıp gerçekleri görmelisin."
"Neymiş o görmem gereken gerçekler?" Dedim önüme düşen saçlarımı kulağımın ardına itip.
"Seni üzecek.Onda yanlış olan bir şeyler var."
"Saçmalıyorsun." dedim başımı iki yana hızla sallarken.Emre bana cevap vermeye hazırlanıyordu ki Yankı konuşmamıza dahil olarak onu durdurdu.
"Emre kızı rahat bırak."
"Ben söyleyeceğimi söyledim. " Dedi Emre Yankı'ya ters ters bakarken. Biz de onlarla vedalaşıp arabaya geçtik. Radyoda hüzünlü bi şarkı çalarken Derin'in gözleri dolmuştu yine. Kafasını dağıtmak için konu bulmaya çalıştım.
"Arda'yla aranız nasıl sarışınım ?"
"Fazla mükemmel Alin. O çok iyi. Bu beni bazen ürkütüyor. Sanki biraz daha sevsem gidecek gibi.Korkuyorum bundan. Sizinki nasıl? "
"Bizde de o durum var. Ama çok güveniyorum ben Kıvanç'a. Bir o kadar da enişte beye. Bırakmaz gibi geliyor hep. Bence bunca senenin yalnızlığından ve Arsal'ların korumacı tavırlarından kafayı yer olduk. Fazla kurcalıyoruz." Dedim bi çırpıda. Gerçekten de öyleydi.
"Haklısın" dedi Derin söyleyecek bi şey bulamazmış gibi.
"Hadi gidip dünyanın en iyi çifte randevusunu yaşayalım!" Diye bağırdım. Derin'in hemen yüzü değişti. Hazırlanmak demek onun mutlu olması demekti. Eve girdiğimiz gibi Derin kıyafet arayışına girdi. Ben de yemek hazırlıklarına başladım. Yukarıdan Derin'in neşeli sesiyle söylediği şarkıyı duyabiliyordum. Kendimce gülümsedim. Arda onu gerçekten değiştirmişti. Doğukan'ın aksine. Sonunda diye düşündüm. Sonunda Derin,ölümüne güvenebileceği bi erkek buldu. Koşturarak aşağıya inen Derin,seçtiği kıyafetlerin sürpriz olduğunu söyleyip yemeğe yardıma geldi. İkimizde ilişkilerimizin mükemmelliğinden bahsederek yemekleri ve masayı tamamladık. Daha sonra da hazırlanmak için üst kata çıktık. Derin,benim için yine müthiş bi elbise seçmişti. Zümrüt yeşili sade ama zarifliğinden ödün vermeyen bi elbiseydi. Kendisi içinde gece mavisi bir tulum seçmişti. Elbiseyi giyip makyajımı tamamladıktan sonra saçlarımı bitirdim. Elbiseyi ön planda tutmak için at kuyruğunu tercih etmiştim. Derin'in yanına giderek saçlarını dalgalandırmasına yardımcı oldum. Hazırlığımızı bitirdikten sonra birbirimize iltifatlar yağdırıp yorum yaptık. Tam biz kendimizce havaya girmiştik ki zil çaldı.Kapıyı açtığımızda Kıvanç ve Arda tüm yakışıklılıklarıyla karşımızda duruyordu.İkisininde elinde bir buket çiçek vardı.Onları içeri davet edip, çiçekleri vazolara yerleştirdik.
"Burnuma çok güzel kokular geliyor." Dedi Arda gülerek ve mutfağa adımladı.
"Siz yemek yapacaksınız diye hiçbir şey yemedi çok aç." Deyip başımın üstünü öptü Kıvanç.
"Ya kıyamam ben ona." Deyip dudaklarını büzdü Derin ve arkasını dönüp mutfağa gitti.
Kollarımı Kıvanç'ın beline sararken yüzümü de ona dönmüştüm.Başımı kaldırıp ona baktığımda göz göze geldik.
"Seni özledim." Dedi erkeksi sesiyle.
Kıkırdayıp, "Daha dün akşam birlikteydik." dedim.
"Olsun yine de özledim." Deyip dudaklarıma yapıştığında hiç beklemeden ona karşılık verdim.
Ben de özlemiştim onu.Sanki yanımdayken bile özlüyordum.
Geri çekildiğinde, "Odaya mı çıksak?" Diye sordu muzip bir sırıtışlar.
Kahkaha atıp onu cevapladım.
"Yemek ne olacak?Aç değil misin?"
"Açım ama sana." Derken başını hızlı hızlı sallıyordu.Elinden tutup mutfağa çekiştirmeye başladığımda söylediği şeye cevap verdim.
"Yaptığım yemeklerle yetinmek zorundasın."
Kıvanç'ın homurdanmasını duyduğumda gülmemi zar zor bastırdım.
"Hadi be nerede kaldınız, ölüyorum burda." Diye sinirle konuştu Arda.
"Arda çok ayıp." Dedi Derin bir anne edasıyla.
"Evet çok ayıp Arda bir daha böyle şeyler söylersen sevgilin ağzına acı biber sürecek." Deyip dalga geçtiğinde ayağına vurarak uyardım Kıvanç'ı ama bir yandan da gülmemek için kendimi sıkıyordum.Hadi masaya geçelim Derin'i onaylayıp yerlerimizi aldık.
Masaya geçtikten sonra Derin'le servisi yapmaya başladık.
"Toplantınız nasıl geçti beyler ?" dedi Derin.
Arda çatalına aldığa kocaman lokmayı yutmaya çalışırken,
"Ne toplantısı ?" Dedi. Bunu demesiyle birlikte Kıvanç'tan ayağına tekme yemesi bir oldu. Biz Derin'le birlikte ne oluyor bakışı atarken Arda,
"Haa şu toplantı. Hallettik tabi değil mi Kıvanç ? " Dedi imayla.
"Evet,kızlar Arda'ya bakmayın siz. Yengeciğim bütün gün seni düşündü de ondan böyle salak oldu. " Dedi gülerek. Derin'in de yüzü yumuşadı bi an.
"Ay benim aşkım,sevgilisini mi düşünürmüş sevgilisi onu yer miy..." Diyordu ki oflayarak,
"Tamam Derin, sevgi gösterinizi gidin uzakta yapın. " Diyerek susturdum onu. Arda da gülerek kafasını salladı.
Şu toplantı meselesi kafamı kurcaladı.Neden ikisi de gerilmişti birden?
Yemeğin kalanında Arsal'ların gitmesi üzerine konuştuk. Derin de yakında evlenecek olmalarından bahsediyordu sürekli. Arda'ya evlilik imalarını maalesef ki sadece ben anlamıştım. Yuh be kızım. Dur daha yeni tanıştık. Hemen nikah masasına götürdü çocuğu. Beni de nedime yaptı bu kesin kafasında. Gülümseyerek kafamı ona çevirdiğimde düşüncelerimi anlamış gibi başını salladı. Sonrası yine sohbet muhabbet. Yemekten sonra koltuklara geçince aklıma aniden fikir geldiği için ellerimi çırptım. Bizimkiler bana merakla bakarken dolaba giderek fotoğraf albümlerimizi çıkardım.Orta sehpanın üzerine birçok albümü yığıp yere bağdaş kurarak etrafına geçtik.Alin ve benim birçok çocukluk fotoğrafımızın olduğu albümün sayfalarını çevirirken Kıvanç bir fotoğrafı görüp,
"Bunlar kim?" Dedi.Fotoğrafa baktığımda deniz kenarında yan yana dört çocuk vardı.İkisi Alin'le bendim.Diğer iki erkek çocuğunu ise hatırlamıyordum.
"Hatırlamıyorum." dedim dudaklarımı birbirine bastırıp.
"Arkadaşlarınızdı herhalde." dedi Arda.
"Ya ben hatırlıyorum aslında bir ara sürekli beraberdik sonra ne oldu bilmiyorum bir daha hiç görmedim." Dedi Derin ve devam etti.
"Birinin adı k harfiyle başlıyordu sanki..." Dediğinde Arda şiddetle öksürmeye başladı.Derin yerinden hızla kalkıp su getirmek için mutfağa koşarken Kıvanç da Arda'nın sırtına vuruyordu.Eğilip kulağına bir şey fısıldadığında Arda başını sallayarak onu onayladı.Ne olduğunu sorarcasına Kıvanç'a baktığımda,
"Hiç." Deyip gülümsedi.Arda Derin'in getirdiği suyu içtiğinde kendine gelmişti.
"İyi misin?"
"İyiyim sağ ol balyenge." Dediğinde gözlerimi devirerek fotoğraflara bakmaya devam ettim.O iki çocuk pek çok fotoğrafta vardı.Ne tuhaftı ki ben onların hayatımdaki varlığını bile hatırlamıyordum.
Hatırlamadığım bu iki küçük erkek çocuğunu es geçip lise fotoğraflarımıza geçtiğimizde Kıvanç ve Arda biraz öncenin aksine daha rahat yorumlar yapmaya başlamışlardı.
Derin ve ben kahve yapmak için mutfağa geçtik.
"Az önce ne oldu öyle?İkisi de bi tuhaflaştı." dedi Derin fincanları çıkarırken.
Başımı iki yana sallayıp,
"Bilmiyorum, yorgunlar ya belki ondandır." Dedim.
Derin başını sallayıp beni onayladıktan sonra kahve tepsisini eline aldı ve salona yürüdük.Kıvanç ve Arda hararetli bir şekilde konuşuyorlardı.
"Ben bu oyundan sıkıldım.Artık ne olacaksa olsun!" Deyip sesini yükselttiğinde, Kıvanç daha sert bir şekilde cevapladı onu.
"O siktiğimin çeneni kapat Arda!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hatırlamadığım
JugendliteraturYıllar sonra Amerika'dan kalkıp gelen Arda ile Kıvanç. Müthiş bir arkadaş grubuna sahip olan ancak yıllarını gerçek aşkı bulmaya harcamış Alin ve Derin. Eski hatıraların ve sırların arasında sıkışıp kalmış iki genç kız. İntikam mı aşk mı ? # Kıvanç...