15-Bar

424 16 0
                                    

-ALİN-

Derinler'le buluşacağımız mekanın önüne geldiğimizde Kıvanç durup elimi tutmak istedi.Ben de hiç düşünmeden buna izin verdim.Elim onun avucunun içinde kaybolmuştu sanki.Öylece girdik içeri.

İçerisi gerçekten çok kalabalık ve gürültülüydü.Kıvanç elimi bırakıp beni belimden kavradı ve önüne doğru çekti.İnsanların arasından zar zor arka taraftaki localara ulaşabilmiştik.Arda'yı görünce Kıvanç'a dönüp onları gösterdim.O da tekrar elimi tutup masaya doğru yürümeye başladı.Derin bizi gördüğünde ufak bir sevinç çığlığı attı.
"Sonunda be oğlum." Diyerek Kıvanç'a sarıldı Arda ardından da bana.Derin de yanınıza gelmişti.
"Çok ama çok sevindim biliyorsunuz değil mi?" Diyerek ikimizinde boynuna kollarını doladı.Sarılma faslı bittiğinde koltuklara oturduk.Kıvanç elimi bir saniye bile bırakmıyordu.Başımı onun omzuna düşürdüm ve insanları izlemeye başladım.O an dünyadaki en rahat yer burası gibi gelmişti.Kıvanç saçlarıma bir öpücük kondurdu.
"Mutlu musun?" Diye fısıldadı kulağıma.
"Çok mutluyum ya sen?"
"Senin gülen yüzünü görmek bile beni mutlu ederken şuan yaşadıklarımız...Havalarda uçuyorum sevgilim."
Daha önce sevgilim kelimesi hiç böyle anlamlı gelmemişti.En çok Kıvanç'a yakışıyordu bu söylemek.Hep söylesindi.
Yanağına masum bir öpücük kondurup başımı tekrar omzuna yasladım.
"Kıvanç gel içecek bir şeyler alalım." Diye seslendi Arda.Benim canım sevgilim önce bana baktı izin ister gibi.Bu davranışı çok hoşuma gitmişti.Hemen gözlerimi kırptım ve onayladığımı gösterdim.Alnımı öpüp,
"Geç kalmam." Dedi.
Onlar gidince ben de Derin'e yemeği tüm ayrıntılarıyla anlattım.Normal bir konu olsa Derin sözümü on defa kesmişti.Ama bu kez gözünü bile kırpmadan beni dinliyordu.Nefes aldığına şüpheliydim.Biraz sonra Arda elinde içkilerle döndü fakat Kıvanç yoktu.
"Kıvanç nerede?" Diye sordum hemen.
Arda sıkıntılı yüz ifadesini normale döndürmeye çalışırken cevapladı beni.
"Bir arkadaşı gördü gelecek birazdan."
"Sen tanımıyor musun bu arkadaşı?" Dediğimde başını hafifçe sallayıp, içkisinden bir yudum aldı.
"Tanıyorum balyenge."
"Arda inanmıyorum sana aşkım ya balyenge ne?" Diye cırladı Derin.Şuan Arda'nın hitap şeklini değil de Kıvanç'ın hangi arkadaşını gördüğünü düşünüyordum.Buraya yeni dönmüşlerdi fazla kimseyi tanımıyorlardı.Selen olabilir miydi?Ama öyle olsa Arda neden geri dönsün.Ya da Selen'le bu kadar zaman konuşacakları ne olabilirdi ki?
Nasılsa döndüğünde cevaplarımı alacaktım, beklemeye başladım.Beklerken de üçüncü bardağı bitirmiştim bile.Yerimden kalktığımda sendeledim.Arda hemen beni yakalayıp ayakta durmamı sağladı.
"Nerde o hala neden gelmedi?" Diye sordum.Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum.Derin de diğer koluma girdi.
"Aşkım sen bekle biz bir hava alalım." Dedi Arda'ya.Ardından beni çıkışa doğru yürütmeye başladı.Biraz ilerledikten sonra Derin durdu.Bakışları bir noktada takılı kalmıştı.Onun baktığı yere baktığımda zaman durdu sanki.Kıvanç'la sarışın uzun bacaklı bir kız öpüşüyordu.Hemen Derin'in kolundan çıkıp çıkışa doğru koşmaya başladım.Derin'in arkamdan seslenmelerine cevap vermeden.
Dışarı çıktığımda derin bir nefes aldım önce.Gözlerim yanıyordu ve ben gözyaşlarımı daha fazla içimde tutamadım.Cadde boyu yürürken bir yandan ağlıyor bir yandan da bağırarak içimdeki zehri atmaya çalışıyordum.Arkamdan seslenen Kıvanç'ı duymazlıktan geldim ve yürümeye devam ettim.Kolumu tutup beni durdurduğunda, kolumu sertçe çekip
"Bırak,dokunma." Diye bağırdım.
"Sevgilim lütfen anlatmama izin ver."
"Sus Kıvanç sus!Sevgilim deme bana sakın!" Dedim ve ayakkabılarımı çıkartıp yürümeye devam ettim.
"Alin böyle yapma hiçbir şey gö..."
"Hiçbir şey göründüğü gibi değil mi Kıvanç?Yanlış anladım değil mi ben?Açıklayabilirsin değil mi?" Diye alayla sordum sorularımı.
İçim öyle acıyordu ki onu dinlemek yerine zehrimi akıtıp rahatlamak istiyordum.
"Alin yeter! Evet tam da söylediğin gibi ve sen beni dinleyeceksin." Diye bağırdı.
"Bağırma bana! Ben sana inandım ya kahretsin.Çok aptalım.Daha 2 saat olmadı biz birlikte olalı...Lanet olsun.Senden nefret ediyorum." Derken sonlara doğru sesim iyice alçalmıştı.Hem hıçkırıklarla ağlıyor hem de yumruklarımı indiriyordum göğsüne.
"Hayır etmiyorsun." Deyip yüzümü avuçlarının arasına aldı ve dudaklarını dudaklarımın üstüne örttü.Nazikçe öpüyordu beni.Kırgınlığımı unutturmak istercesine...Kendimi ona bırakmak istemiyordum.Onu hızla ittirdim ve tokadı yanağına geçirdim.Yüzü sağa doğru dönmüştü.Yüzünde şaşkınlıkla pişmanlığın karışımı bir ifade vardı.
"Cidden mi Kıvanç?Az önce o kızın dudaklarını öptüğün gibi şimdi beni mi öpeceksin?" Dedim usulca.
"Onu ben öpmedim bir dinlesen." Dedi yalvarırcasına.
"Karşılaştığın arkadaşın o muydu?" Diye sordum tek nefeste.
"Evet." Dedi.
"Hah!" Diye bir nidada bulunup kaldırımın kenarına oturdum.Arda'nın bahsettiği kız oydu.Kıvanç'ın arkadaşıydı ve ben onları öpüşürken yakalamıştım.O da yanıma oturdu ve eliyle çenemi kavrayıp başımı kaldırdı.
"Beni dinleyecek misin?" Dediğinde başımı salladım.O da rahatladığını belirtircesine bir nefes verip konuşmaya başladı.
"Her şeyi en başından anlatacağım.Arda'yla içkileri alıp dönecekken Ceyda çıktı karşımıza.Ceyda benim eski sevgilimdi yani Amerika'dayken.Biz hiçbir zaman onunla normal bir çift olmadık.Birbirimize karışmazdık ya da öyle romantik konuşmalarımız olmazdı sadece arada birlikte takılırdık o kadar.Zaten ayrılığımızda telefonda olmuştu.Bitti demiştim ve bitmişti.Ama anlaşılan onun için bitmemiş.
Çok sarhoştu ve bizi içeri girerken birlikte görmüş eğer onunla konuşmazsam seni rahat bırakmayacağını benimle ilgili saçma sapan yalanlar anlatacağını söyledi.Onunla son kez konuşmayı kabul ettim.Arda'yı da yanınıza gönderdim.Dediğim gibi çok sarhoştu uzun süre konuşmadı sadece ağladı ben de susmasını bekledim.Sonra içindekileri dökmeye başladı.Sadece dinledim ve sonunda ona seni sevdiğimi, onunla birlikte olamayacağımı söyledim.Bunu duyunca deliye döndü bağırıp çağırmaya başladı.Sonra da birden ben ne olduğunu anlamadan beni öptü.Yemin ederim ona karşılık vermedim ve ona karşı hiçbir şey hissetmedim Alin.Kendimi hemen geri çektim o sırada da Derin'in senin arkandan bağırdığını duydum.Gerisini biliyorsun zaten...Sevgilim lütfen inan bana.Seni seviyorum ve üzülmene dayanamıyorum lütfen..." Deyip başını ellerinin arasına aldı ve dirseklerini dizlerine dayadı.
Ona inanıyordum belki de inanmak istiyordum bilmiyorum.Ama bana yalan söylemeyeceğine neredeyse emindim.Koskoca adam karşımda ne hale gelmişti.Yola sabitlediğim bakışlarımı Kıvanç'a çevirdim.Eline uzanıp tuttuğumda başını kaldırıp bana baktı.
"Özür dilerim." Diye mırıldandım.Onu en başında dinleseydim, çekip gitmeseydim şuan bu halde olmayacaktık.Uzattığım elimi tutup avucumun içini öptü.
"Dileme...Senin bir suçun yok.Benim hatam." Dedi.Ona iyice yaklaşıp kollarımı ona doladım ve yüzümü boynuna gömdüm.O da beni sıkıca sarmıştı ve başını boynuma gömmüştü.Derin derin içine çekiyordu kokumu.Bir süre böyle kaldık ve ayrılmak için hareketlendiğimde Kıvanç boynuma minik bir öpücük bıraktı.Bu içimin titremesine sebep olmuştu.Gülümsedim.
Alnını alnıma yaslayıp,
"Bana inanıyor musun?" Dedi.Gözleri adeta yalvarıyordu ona inanmam için.
"Evet." Dedim sessizce.
Ona inanıyordum.
Ardından kalkıp el ele yürümeye başladık.
"Oraya tekrar girmek istemiyorum." Diye itirafta bulundum.Kıvanç, Arda'yı arayıp eşyalarımızı kapının önüne getirmesini istedi.
Mekanın önüne geldiğimizde Derin ve Arda bizi bekliyordu.Derin eliyle Kıvanç'ı gösterip bana doğru konuşmaya başladı.
"Bak o kızla ne işi vardı bilmiyorum ama Kıvanç onu öpmedi hem sen arkanı dönüp gitmeseydin Kıvanç'ın onu ittiğini de görebilirdin.Kızı görmen lazımdı sinir krizi geçirdi reddedilince.Bir dakika ya siz el elesiniz?" Dedi benim şaşkın arkadaşım.
Kıvanç da bende onun bu haline gülüyorduk.
"Her şeyi biliyorum sarışınım." Deyip kollarımı onun boynuna doladım.Ardından Kıvanç'ın yanına geri döndüm.
"Teşekkür ederim Derin." Dedi Kıvanç.
"Ne için?"
"Bu konuda bana destek olduğun için."
"Hıı...Tabiki seni korumak için değildi ben Alin'in üzülmesini istemiyorum o kadar." Diye huysuzlandı Derin.Ama belliydi o da Kıvanç'ı çok sevmişti.
Arabalara binip eve doğru giderken bugün yaşananları düşünüyordum.
Önce çok mutlu olmuş sonra dünyam başıma yıkılmış gibi hissetmiştim.Kıvanç beni öpmüştü fakat ona karşılık vermemiş hatta bir de tokat atmıştım.Bu aklıma gelince elimi Kıvanç'ın yanağının üzerine koydum.
"Çok acıdı mı?" Diye sordum masum bir ifadeyle.Kıvanç gülümsedi ve elimi tutup dizinin üstüne koydu.
"Seni öyle görünce sadece kalbim acıdı.Fiziksel açıdan bir şeyim yok merak etme sevgilim." Dedi.Bu cevabı beni gülümsetmişti.Arabayı durdurduğunda eve geldiğimizi anladım.
"Ayrılık vakti ha?" Dedim dudaklarımı büzerek.
"İstersen ayrılmayız." Dedi muzip bir ifadeyle.
"Ya sonra Derin beni mahvetsin değil mi?" Dediğimde ikimizde gülmeye başladık.
Gülmelerimiz sona erdiğinde Kıvanç bakışları gözlerimle dudaklarımın arasında gidip geliyordu.Vaktinin geldiğini hissettim ve ona biraz yaklaştım.Eliyle saçlarımı geriye atıp yanağımı okşadı.Ben de başımı sağa yatırıp yüzümü avucuna biraz daha bastırdım.Yüzünü yüzüme iyice yaklaştırdı ve kulağımın arkasına doğru nefesini üfleyip
"Seni seviyorum." Dedi boğuk bir sesle ardından aynı noktayı öptü.Biraz geri çekilip çenemi öptü ve sıra dudaklarıma gelmişken gözlerini gözlerime sabitleyip izin istercesine baktı.Sanırım bu geceki yaşadıklarımızdan dolayı tepkimden korkuyordu.Gözlerimi yavaşça kapattım ve onu hissetmeyi bekledim.Çok geçmeden Kıvanç dudaklarımızı buluşturmuştu yavaşça.Soğuk dudakları içimi titretmişti.Ona karşılık vermemle hızını biraz arttırdı daha tutkulu öpmeye başladı.İlk pes eden ben oldum ve kendimi geri çekip sesli ve derin nefesler aldım.Kıvanç da alnını alnıma yaslamış soluk soluğa kalmıştı ve göz rengi koyulaşmıştı.
Biraz önce bana söylediği şeye heyecandan cevap veremediğim aklıma geldi ve daha fazla bekletmemek için konuşmaya başladım.
"Seni seviyorum sevgilim." Dedim dudaklarına masum bir öpücük kondururken.Kıvanç da alnıma bir öpücük kondurdu ve benden ayrıldı.
"Gitsen iyi olacak yoksa biraz daha kalırsan seni bağ evine kaçıracağım." Dedi gülerek.
Bu söylediğine ben de güldüm ve başımı sallayarak onayladım.Kapıyı açıp tam inecekken Kıvanç kolumdan tutup beni kendisine döndürdü ve yüzünü boynuma gömüp derin bir nefes aldı.
"Şimdi gidebilirsin aşkım." Dediğinde arabadan inip eve doğru yürüdüm.

HatırlamadığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin