5-Efsane

522 17 2
                                    

-ALİN-

Telefonu kapatınca Derin'in yüzünü düşünceli bi hal aldı. Ne oldu der gibi kafamı salladım ama elini sallayarak geçiştirdi. Merakla onu izleyen çocuklara dönüp,
"Beyler,bizim mekana gitmemiz lazım. " Dedi. Bizim mekan mı ne alaka ya ?
"Sizin mekan mı, ne alaka?" Dedi Kıvanç. Tövbest. Bu çocuk benim içimi mi okuyor acaba? Hayır,tırsmadım değil.
"Evet,bizim mekan. Melis çağırıyor. Siz de gelmeliymişsiniz." Dedi Derin sesindeki emir tonuyla.
"Derin'ciğim,tatlım,belki çocukların bi işi vardır, biz bölmeyelim,gideriz biz." Dedim. Yeni tanıştık sonuçta abartmamak lazım ne bu gece gündüz birlikteyiz.
"Ne işi ya,görmüş oluruz biz de mekanı işte." Dedi Kıvanç. Hayır şu an gözümden düştün Kıvanç. İn'din Out oldun Kıvanç. Sen salak mısın Kıvanç? Bak hala gözümün içine baka baka piç smile atıyorsun Kıvanç.
"Tamam,o zaman gidelim haydi " Dedi Arda. Geldiğimiz arabaya binip,yola koyulduk. Mekanı tarif etmeye başladım ben de. Bir yandan da nasıl bulduğumuzu anlatıyordum.
"Mekanın ismi Efsane. Aslında burayı biz inşaa ettik de diyebiliriz."
"Nasıl yani?" diye sordu Kıvanç. Haklı çocuk. Zengin ailelerin çocukları niye bar inşaa etsinler ki? Ama işler daha karışıktı tabi.
"Yani,aslında biz ilk tanıştığımızda bu kadar düzgün değildik. Hep beraber içmeye gider,mekanları sırayla dağıtır,gazetelerde boy boy sarhoş resimlerimizi bulurduk. Sonra gece turlarımızın birinde burayla karşılaştık. Eski,dökük bi yerdi. Ama Yankı yine Yankı'lığını yapıp tutturdu burayı satın alacağım diye. Babası da izin vermedi tabi. Para sorun değildi ancak amaçsız ve değersiz bi işti Efsane'yi satın almak. Biz de Yankı'ya yardımcı olmak için ailelerimizle konuştuk. Desteklememeleri bi yana,resti çekip 'bıktık artık sizin sarhoş hallerinizden,burnunuz sürtülsün,büyüyün biraz' diye azar işittik. Sonra Semih Amca, çok istiyorsanız çalışır alırsınız dedi. Hiç unutmam,Melis'le Ceren kuaförde,Yankı çiçekçide,Emre McDonalds'da,Arsal kitapçıda işe girmişti. " Dedim.
"Ee,siz n'aptınız?" diye sordu Kıvanç.
"Ben restaurantta aşçılık yaptım,Derin'de çocuk baktı." Dedim.
"Hepiniz çalıştınız yani ?" diye sordu Arda.
"Sonuna kadar. " Diye cevap verdi Derin. "Hala aramızda dalga geçeriz,hepimiz bi kereste koymuşuzdur diye,zor bi dönemdi. Çalışmanın ve zor yoldan kazanmanın değerini o zaman öğrenmiştik. "
"İyiymiş,inşallah öldürmemişsindir çocukları." diye dalga geçti Arda Derin'le. Derin ağzını açamadan ben cevap verdim.
"Derin,çok iyi çocuk bakar Arda. Tıpkı benim çok iyi yemek yaptığım gibi. " Dedim yüzüme sahte bir gülümseme kondurup. Benim sözümden çok Derin'in öldürücü bakışlarıyla yerine sinen Arda,sustu. Vay be bu kız harbi iyi korkutuyor. Tam bu sırada Derin,
"Geldiik!" diye şakıdı adeta. Arabadan inip mekana geçtik. Özellikle bizim elimizin değmesi buraya hep ayrı gözle bakmamızı sağlamıştı. İçeriye adım attığımızda gözümüze rengarenk koltuklar çarpmıştı. Evet,koltukları ve renkleri de biz seçtik. Her renk birimizi temsil ediyor. Bu kadar da bağlıyız işte. Diğer barların aksine samimi ve renkli bi ortam yaratmak için küçük bi sahne koyduk ama dediğim gibi küçük. Bazen bu sahnede karaoke partileri yapıyoruz. Duvarlarda rahatlatıcı olması için mavi tonları kullandık,hem gece açtığımız renkli ışıklarla uyum göstermesini sağladık. Barın bi duvarında birlikte çekindiğimiz anı fotoğraflarımız var. Yardım fonlarında,başka barlarda,partilerde veya piknik gibi günlük etkinliklerde. Karşı duvarda ise burayı inşaa ederken çekindiğimiz komik fotoğraflarımız var. Biz buraya Cehennem Köşesi diyoruz. Bu da eşek gibi çalıştığımız için. İlk fotoğraflarda hepimiz başka başka iş yerindeyiz. Melis bi müşterinin saçını keserken Ceren manikür yapıyor. İkinci fotoğrafta Arsal kitapçıda kitapları düzenliyor. Üçüncü fotoğraf Emre'nin McDonalds'da hamburger yaparken,dördüncüsünde Derin o dönem baktığı hala görüştüğümüz küçük fıstığımız Deniz'le. Beşinci fotoğrafta ben içli köfte yaparken ve son fotoğrafta hepimiz bi tuğlayı bar için koyarken. Evet,burası bizim gözbebeğimiz. Bu yüzden buraya Efsane diyoruz. Çünkü 7 zengin ailenin çocuğu bir bar inşaa ediyor. Bu efsanevi bir şey. Bizim genelde oturduğumuz bölüme doğru yönelirken çocukların resimleri dikkatle izlediğini fark ettim.
"Resimler,çok güzelmiş,gerçekten çabalamışsınız. " Dedi Kıvanç.
"Evet,öyle. " Dedi Derin benim yerime. Sanki hala arabadaki espriye takılmıştı. Arda'yı öldürmese bari.
Bizimkilere sarılıp,erkeklerin makas alma,yanak mıncırma veya burun sıkma gibi hareketleri yapmasına izin verdik. Ne yapalım onlar da böyleler işte. Hepimiz oturunca Kıvanç'la Arda ayakta kaldı. Tabi ya,burayı biz kendimize göre dekore ettik. Bi nevi bizim locamız. Çocuklar buna bozulduklarını bariz bi biçimde belli edip sandalye çektiler. Haklılar tabi onları buraya biz çağırdık.
"Millet,bu akşam burayı coşturuyoruz. Karaoke yapalım diyorum. " Diye olaya girdi Yankı.
Olur dedik sözleşmiş gibi. Arsal,
"Beyler,kızların size yolda burayı nasıl yaptığımızı anlattığını varsayıyorum.Açık konuşayım burnu büyük tiplerden hiç hoşlanmam ve grupta bulunmasına da izin vermem."
"O ne demek şimdi Arsal, sanki biz çok normal tipleriz?"dedim.
"Sen niye karışıyorsun ki Alin Arsal'la Amerika'lılar arasında bir konu."dedi Emre.
İki gündür Emre'nin neyi var Allah aşkına?Kafasını bir yere mi çarptı bu çocuk?
"Hey hey!Tamam hemen gerilmesin ortam, burasının nasıl efsane olduğunu ve arkadaşlığınızı uzun uzun dinledik kızlardan her şeyin farkındayız yani." Dedi Arda.
Bu çocuk Arsal'a çok benziyor.Ortamı sakinleştiren,konulara açıklık getiren Kıvanç'ın aksine hep Arda oluyor.
"Alin ve Derin'le iyi anlaştık.Sizinle de anlaşabileceğimizi düşünüyoruz. "Dedi Kıvanç.
Emre bir anda,
"Ben hiç düşünmüyorum. "dedi. Derin'in aklına başka bi şey takılmış olacak ki,
"Ha yani sen bizimle anlaşabileceğini düşünmüyordun,öyle mi Kıvanç? Bizim neyimiz varmış Kıvanç Bey?"
Allah,çocuğu kurtarmazsam Kıvanç öldü. Derin bunu yapar,vallahi de yapar. Gözünü kırpmaz yani.
"Derin'ciğim,senin sinirlerin bo.." Diyordum ki,Derin bir desibel yüksekten cırladı.
"Sen hala onları koru tamam mı Alin? Çocuk resmen anlaşamayabilirdik de diyor,sen hala onları koru. Hayır ben Derin Baykan'ım kızım. Gözde bekarlar peşimde,ben elin Amerikalılarına mı kaldım.." diye söylene söylene masayı terk etti. Yankı,
"Allaah,kayışı kopardı yine. Arsal,gitsene şunun peşinden."dedi. Ben atladım tabi,sarı böceğim çok değerli. O üzülürse ben yıkılırım.
"Ben hallederim,sinirleri bozuk bu aralar. " Dedim. Arda bana dönüp,
"Sen otur ya,zaten bizim yüzümüzden oldu. "Dedi. Valla anlayışlı çocuk. Harbi gözüm tuttu. Hepimiz de Derin manyağıymışız bu arada. Arda da Derin'e mi asılıyor ne ? Bizimki cırlaya cırlaya öldürür çocuğu valla. Hadi bakalım hayırlısı.

Derin ve Arda'nın dışarı çıkmasında sonra hemen hemen yarım saat geçmişti.Melis ve Ceren hararetli hararetli bir şeyler konuşuyorlardı.Kıvanç, Yankı ve Arsal anladığım kadarıyla araba muhabbeti yapıyorlardı.Evet ortak bir nokta bulmuş olmalılar.Umarım böyle devam eder.Emre tahminlerimde yanılmadığımı bana gösterdi.Hiç hoşlanmamıştı yeni çocuklardan ve bunu açık açık ifade etmekten de çekinmiyordu.Kısa bi işinin olduğunu, karaokeye yetişeceğini söyleyip yanımızdan ayrılmıştı.Benimse aklım tabiki Derin'deydi.Neyi vardı benim sarı böceğimin?Yalnız kaldığımız ilk anda onunla konuşmalıydım.Silkinip düşüncelerden kurtulduğumda Kıvanç'ın bana baktığını farkettim.
"İyi misin, bi sorun mu var Alin?"
Şaşırdım.Beni merak mı etmişti?Bu kadar kişinin içinde bir tek o mu sıkıntılı olduğumu anlamıştı?
"Aklım Derin'de kaldı, onu düşünüyordum."
"Dur ben bi Arda'yı arayayım."
Onayladığımı belirttiğimde kapıdan giren Arda ve Derin iklisini gördüm.Derin gülümsüyordu.Arda, Derin'e iyi gelmişti ha?Kıvanç'ı durdurup gelenleri gösterdim.
"Ee hadi millet!Karaoke zamanı!"diye şakıdı Derin.Evet Arda ona iyi gelmişti.Benden başka biri Derin'i mutlu etmişti.Hayır tabiki kıskanmadım.
"Kelebeğimiz normale dönmüş!" dedi Ceren.
"Tamam o zaman herkes şarkısını seçsin."dedi Arsal bunun üzerine.
Kısa bir sessizlikten sonra Yankı,
"Kim, ne söylüyor bakalım?"dedi.
Kıvanç ve ben aynı anda 'Just give me a reason' dedik.Ah hadi ama bu kadar da olmaz!
"Onu ben söyleyeceğim Kıvanç, lütfen başka bir şarkı seç."
Umarım uzatmaz ve başka bir şarkı seçer.Gerçekten bu gece bunu söylemek istiyorum.
"Birlikte söylemeye ne dersin." Dedi yakışıklı yüzüne takındığı sıcak gülümsemeyle.
"Ha?"
Of!Böyle bir teklife gerçekten 'ha' diye mi cevap vermiştim?Benden bir bok olmaz.
"Birlikte söyleyelim diyorum." Diye tekrar etti.
Şu an cevap verememin sebebi şaşkınlıktan dilimi yutmuş olmam.
"Aaa çok güzel bir fikir, hadi çabuk sahneye nasıl bir ikili olacağınızı çok merak ediyorum!" diye resmen haykırdı Melis.
Gerçekten ben de merak ediyordum.Bizden nasıl bir ikili olacaktı?

Kafanızda canlandırabilmeniz için multimedia'ya temsili resim koyduk :) Desteklerinizi eksik etmeyin,iyi okumalar :)

HatırlamadığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin