19-Seni Asla Bırakmayacağım Sevgilim

193 12 2
                                    

Bölüm şarkısı: Rita Ora- R.I.P (Accoustic session)
-ALİN-

Kıvanç demir kapıyı çekip çıktığında öylece bakakaldım.Canım yanıyordu.Ama bu bana vurmuş olmasından kaynaklanan fiziksel bir acı değildi.Kalbim parçalanıyordu.
Kıvanç kalbimi ellerinin arasına almış hiç acımadan parçalıyordu.Nasıl inanmıştım?Bu kadar aptal mıydım gerçekten?Bu kadar kısa bir sürede nasıl açmıştım kalbimin kapılarını?Oysa yıllardır o kapı kilit altında değil miydi?Lanet olsun nasıl güvendim?
"İyi misin?" Diye fısıldadı Derin kırık sesiyle.
"Nasıl güvendik Derin?" Diye sordum aklımdan geçenleri dışa vurarak.
"Aklıma sıçayım.Ben nasıl aynı hatayı ikinci kez yaptım Alin?" Diye cevapladı beni kısa bir sessizliğin ardından.
"Onlar çok...Çok inandırıcıydı.Bakışı, gülüşü,dokunuşları..." Derken Kıvanç'ın beni ilk kez öptüğü an geldi aklıma.O anın büyüsüyle anlamamıştım.O öpücük aslında hiçbir şey barındırmıyordu.Boştu, bomboş.Duygudan yoksun bir öpüşmeydi.Elim istemsiz olarak dudaklarıma gitti.Onu hissetmek istedim sanırım.Gözlerimi yumduğumda, lütfen bütün bu olanlar bir kabus olsun diye geçirdim içimden.Gözlerimi tekrar araladığımda gerçekler can acıtıcıydı.Sert ve soğuk bir zeminde ellerim ve ayaklarım bağlı bir şekilde yatıyordum.
"Alin, sürünerek yanıma gelebilir misin?" Diye fısıldadı Derin.
"Evet ama neden ?" Diye sordum kafa karışıklığıyla. Onaylamaz bi ses çıkararak,
"Hiç mi film izlemedin kızım,arkama geçip ellerimi açman lazım. " Dedi. Aslında çok hollywoodtan çıkma bi fikir gibi gözükse denemekten zarar gelmez diyerek sürünmeye başladım. Altımda eteğim olduğu için her gidişimde dizlerim acıyordu. Sabahki aklıma esaslı bi küfür savurup acıyı umursamadan yanına gitmeye çalışırken karanlık olduğu için bi taraflarımı sandalyenin bacaklarına çarpmıştım.Sonunda sandalyenin arkasına geçip bağlı ellerimin izin verdiği ölçüde birkaç deneme yaptım. Derin ikimizi de motive etmek için,
"Hadi,hadi bitanem. Az kaldı,kurtulmak zorundayız tatlım. Hadi bak. " Diye mırıldanıyordu.
En sonunda düğümün açıldığını hissettim. Derin ellerini çözdükten sonra ayaklarını açmak için yere eğildi. Yanıma gelip benim ellerimi çözüyordu ki yine o lanet kapının açılmasıyla ağzımdan 'hih' diye bir nida kaçtı.
-DERİN-
Bu sefer gelen Kıvanç değil Arda'ydı. Alin'in ellerini açmak için uğraştığım ipi gerginlikle avuçlarımın içine almıştım.
"Uslu durmayacağınızı tahmin etmiştim. " Diyerek bana yöneldi. Gözlerimle Alin'e sakin ol bakışımı yolladığımda başını yavaşça salladı. Ben yerimden kıpırdayamadan Arda beni sertçe ayağa kaldırdı. Çırpınmaya başladığımda,
"Bırak beni,bırak! Senden nefret ediyorum! " Diye bağırdım. Arda,kollarımı arkamda birleştirip sırtımı göğsüne yaslayarak hareketsiz kalmamı sağladı. Sıcak nefesini boynumda hissediyordum. Dudaklarımı kulağımda hissettiğimde titredim.
"Rahat dur!" Diye fısıldadı hırıltılı sesiyle. Dizlerim beni taşımayacak kadar güçsüzleşmişti. O an anladım ki bu yaptıklarından sonra bile lanet olasıca bi yakınlaşmasıyla etkilenebiliyordum. Beni bu kadar kolay yenebildiği için kendimden nefret ettim.
"Bırak. " Diye son kez çırpınıp ondan uzaklaşmaya çalıştım. Arda aramızdaki hiç denilebilecek mesafeyi bi anda açıp beni az önceki sandalyeye sertçe oturtturdu. Yerdeki ipleri alıp ellerimi ve ayaklarımı canımı acıtacak kadar sıkı bağladı. Moraracağını şimdiden biliyordum.
"Yavaş,hayvan. " Diye tısladığıma ellerime odaklı gözleri gözlerimi buldu. Ardından işine devam etti,ancak ipleri biraz gevşetmişti. Bunun için ona teşekkür etmeyecektim. Ayaklarımı da bağladıktan sonra odadan çıktı fakat çok geçmeden Kıvanç'la birlikte tekrar geri geldi.Arda henüz bağladığı ipleri çözmeye başlamışken, Kıvanç da Alin'e yönelmişti.
"Ne o?Bizi bırakacak mısınız yoksa?" Diye alaycı bir tavırla sordu Alin.
"Seni asla bırakmayacağım sevgilim." Diye gülerek cevap verdi Kıvanç.
"Şerefsiz." Diye tısladığımda Arda kolumdan tutup beni kapıya doğru çekiştirdi.Arkamızdan Kıvanç ve Alin de geliyordu. Bizi odadan çıkardıklarında daha önce hafızamda yer etmemiş bi evde bulunduğumuzu anladım. Burayla ilgili tek bi anım bile yoktu. Nerede olduğumuzu bilmiyordum.Ahşaptan yapılmış çok hoş bir evdi ve biraz önceki soğuk,karanlık olan odayla alakası yoktu.Üst kattaki tırabzanlardan aşağı baktığımda salonu gördüm.Daha çok bir dağ evi havasında döşenmişti..Bir umut Alin biliyordur diye başımı ona çevirdiğimde Arda bunu fark edip sıkıca tuttuğu kolumu sarsıp önüme dönmemi sağladı. Sağımızdaki birkaç odayı geçince en köşedeki kapının önünde durduk. Kıvanç sert bi sesle Utku diye bağırdığında,
Sert ve hızlı adımlarla yanımıza bi adam yaklaştı. İsminin Utku olduğunu öğrendiğimiz adam cebinden bi anahtar çıkarıp kapıyı açtı. Odanın içine girdiğimde ya da Arda tarafından zorla itildiğimde demeliyim, iki tane yatak olduğunu ve ön bahçeye baktığını tahmin ettiğim bi pencerenin varlığından başka bi şey olmadığını gördüm.
"Camdan atlamaya çalışırsanız bu sefer sizi zincirle bağlarım. " Dedi Kıvanç büyük bi sakinlikle.
"Zaten odanın içinde kamera var,adamlarımızdan biri sizi sürekli izleyecek. " Dedi Arda Kıvanç'ı takiben.
Ne yani bizi bağlamayacaklar mıydı ? Kafamı Alin'e çevirerek durumunu kontrol ettim. Doğukan'dan alışıktım kaçırılmaya. Ancak Alin'in zarar görmesini istemiyordum. Bana iyiyim der gibi baktı. Bu sırada ikimizin de karnından gelen gurultular sessizliği böldü. Kıvanç Utku'ya dönerek,
"Yiyecek bir şeyler getir. " Dedi.
"İstemiyoruz." Dedim büyük bi kararlılıkla. Alin'de yanıma gelerek beni desteklemişti.
"İstemiyorlarmış,Utku. Getirme. " Dedi Kıvanç bize dönerek. Arda'nın bakışlarının bi anlığına değiştiğini görsem de hemen kendini toparlayarak eski sert görünümünü aldı. Ve bir şey söylemeden odadan çıktı. Kıvanç'la Utku da peşinden. Ve ardından kapının kilitlenme sesi.

HatırlamadığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin