ENGİNCAN

206 6 0
                                    

Annemin o heyecanlı ve bi o kadar iğneleyici sesiyle uyandım

"Hümay kalk artık okul zamanı.Okulun ilk günü geç gitmek istemezsin bence"

gözlerimi açtığımda 'tamam kalkıyorum'demek istediğimi anlamışcasına odamdan çıktı.Komidinin üzerindeki telefonumu aldığımda whatsapp daki 5 kişiden 50 mesaj,normal mesajlardaki 83 mesaj ve 69 aramayı umursamadan telefonumun ekran kilidini tekrar kapattım ve yatağımdan çıkıp akşam ütülediğim ve ütülerken sigortayı  attırıp makineyi bozmama neden olan okul üniformama baktım o nasıl bir renktir ya sanırsın 85-90 yaşındaki ninelerle dedeleri giydiriyorlar.Her ne kadar giymek istemesem de okulun ilk günü okul kurallarına uymayan şımarık bir kız gibi görünmek istemediğim için mecburiyetten üniformamı giymeye başladım,tam pantolonumu giyecekken telefonum çaldı telefonda yazan ismi gördüğümde istemsiz olarak yüzümü buruşturdum.Çünkü beni arayan kişi facebook’ta tanıştığım ve şimdi ki gideceğim okuldan bir çocuktu çocuk whatsapp ta bir gruptan numaramı almıştı ve çocuk oldukça iyi biriydi.Ama çok sıkıyordu beni sürekli arayıp sürekli mesaj atıyordu.Ben bu yıl 11.sınıf a gidecektim oda 12. sınıf.Ben 17 yaşındaydım-olması gerektiği gibi-ama o 19 yaşındaydı ve daha yeni 12. sınıfa geçmişti-bir yıl sınıfta kalmış 9. sınıfta-telefon ısrarla çalmaya devam ederken çalan telefonu umursamadan saçlarıma baktım nasıl bir model yapmam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.En sonunda internette gördüğüm bir saç modelini yapmaya karar verdim hafif bir maşa yapıp iki yanında pek belli olmayan ama şirin gösteren bir örgü yapıp saçlarımı açık bıraktım.En son aynaya baktığımda yüzümün çok renksiz göründüğünü fark ettim.Biraz renklendirmek için ince bir eyeliner çektim ve hafif bir pembe rengi olan parlatıcıyı sürdüm.Aynadan bir eksiklik var mı diye bakıyordum ki telefonumun sesiyle irkildim ekranda yine aynı isim 'ENGİNCAN' en sonunda pes edip telefonu açtım.Açar açmaz onun etkileyici sesiyle karşılaştım.Fazla çocuk gibiydi ama sesi oldukça etkileyiciydi.

"Efendim engin"

"Kapının önündeyim ya gel gidelim ya da kapıyı aç beraber kahvaltı yapalım"

"Engin sen benim evimi nerden biliyorsun?"

"Konumuz şu an bu değil hadi kapıyı aç. Anne ne ben açıklama yaparım"

"Peki. Bekle"

Aşağı indiğimde bana bakan iki çift gözle karşılaştım. Küçük kardeşim Baha.

"Kapının dışında bekleyen sarışın çocuk senin için mi burada"

"Evet. Ne var? Ne olmuş?Bekleyemez mi?"

"Bekler tabii ki ama bunu annem öğrenirse ne olur biliyorsun değil mi benim saf ablacığım?"

"Git söyle ben şimdi onu içeri alacağım zaten"

Ona dil çıkardığımda merdivenlerden bana bakakaldı ve hemen ardında kaşlarıyla 'Kapıyı açmayacak mısın' bakışı attı bende tabii ona söylediğim şeyin doğruluğunu kanıtlamak için kapıyı açtım.

"Selam. Günaydın. Nasılsın?"

"Selam Engin. Günaydın. İyidir sen nasılsın?"

"Seni gördüm daha iyi oldum"

" Tamam yalakalığı bırakta anneme nasıl açıklama yapacaksın onu düşün"

Bu iğneleyici konuşmam karşısında korkup annemin çok mu sinirli olduğunu soracağını düşünüyordum.  Ama beni şaşırtarak "Sen o işi bana bırak" dedi. Ne demek istediğini anlamadım tabi. Taki arkasından çıkardığı çiçek buketini görene kadar.

"Annemi bir buket çiçekle kandıramazsın.Hele ki senin bunları onu avutmak için aldığın gerçeğini duyarsa daha fena sinirlenir."

"Annenden fazla korkuyorsun. Ayrıca bunlar sadece bir buket çiçek değil bunlar bir buket karanfil."

KARMAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin