Satır arası yorumlarınızı bekliyorum.
Oy vermeyi unutmayın lütfen.
Bölüm Şarkısı: Athena ~ Beyoğlu 🎶
Umarım bölümü beğenirsiniz. Keyifle okuyun😊
________
On beş dakikalık kısa yolculuğumuzun ardından arabayı park ettim ve arabadan indik. Hep beraber gişenin önüne geldiğimizde gerekli ücreti ödeyerek biletlerimizi aldık ve bir sonraki tekne seferini beklemeye başladık. Üç dört dakika bekledikten sonra gelen tekneye bindik ve dört dakikalık kısa tekne yolculuğunun ardından Kız Kulesine geldik.
_________Önce biraz aşağıda çevreyi seyredip fotoğraf çekildikten sonra üst kata çıkarak masalardan birine oturmuş ve birer kahve sipariş etmiştik. Şu anda kahvelerimizi yudumlarken bir yandan da eşsiz İstanbul manzarasını seyrediyorduk. Kahvelerimizi içerken aramızda kısa bir sessizlik olmuştu. Bu sessizlikte bizi kendisine hayran bırakan manzaranın da payı büyüktü. Daha önce de defalarca görmüş olmamıza rağmen üçümüz de büyülenmişçesine manzarayı seyrediyorduk.
Burcu "Biraz da terasa çıkalım mı?" dediğinde Selin'le onu onayladık ve bitirdiğimiz kahvelerin ücretlerini ödeyerek masadan kalkıp terasa geçtik. Derin bir nefes alarak denizin güzel kokusunu içime çektim ve "Ah İstanbul, güzel şehirsin vesselam." dedim. Aslen buralı olmaya bilirdim ama burada büyümüştüm ve burayı gerçekten çok seviyordum.
Selin "Bir Trabzon olamaz ama gerçekten güzel şehir." dediğinde Burcu da "Trabzon'dan güzel bir şehir var mı?" diyerek kuzenini destekledi. Onların bu hallerine güldüm ve "Zaten Trabzon'la kıyaslanamaz." dedim. Bu sözlerim üzerine onlar da gülmüştü. Selin ve Burcu da çoğu insan gibi memleketlerine aşık kızlardı. O yüzden onlar için Trabzon her şeyden önce gelir.
Trabzon da güzel şehir yani. Ben iki kere yaz tatilinde kızların davetleri üzerine gitmiştim ve çok sevmiştim orayı. E bir de onların orada doğup büyüdüklerini düşünürsek bu kadar sevgiye şaşırmamak gerek.
Kızların üzerinden alarak denize çevirdiğim bakışlarım kısa bir süre sonra kulaklarıma gelen telefon zil sesiyle yeniden onları bulmuştu. Çalan telefon Burcu'nundu ekrana baktı ve bize dönerek "Meryem arıyor. Kesin paylaştığımız hikayeleri gördü." dedi. Meryem üniversiteden arkadaşımız, onunla da aynı bölümde okuyorduk ve Burcu'yla Selin kadar olmasa da onunla da samimiydik.
Burcu telefonu "Alo." diyerek cevapladı ve bizim de duyabilmemiz için konuşmayı hoparlöre verdi. Meryem'in "Size inanamıyorum İstanbul'a mı gittiniz?" diyen sitemli sesini duyduğumuzda üçümüz de güldük. Burcu "Evet İstanbul'dayız. Geziyoruz." dedi. "Bak bir de nispet yapar gibi 'geziyoruz' diyor. Orasını fotoğraflardan da görebiliyoruz canım." dedi hafif sinirle. Onun bu haline tekrardan güldük. Selin "Öyle güzel bir rehberimiz var ki, bizi çok güzel gezdiriyor." deyip tekrar güldü.
Meryem "Yaa ben de çok istiyorum İstanbul'u gezmeyi." dediğinde söze girerek "Sen gel ben seni de gezdiririm Meroşum." dedim. "Yaa canımsın, biliyorum gezdirirsin ama ben gelebilir miyim bilemiyorum." dediğinde "Niye gelemeyecekmişsin?" diye sordum. "Bir şeyden değil de, bir türlü fırsat bulup plan yapamıyorum nedense." deyince Burcu "Merak etme planı ben yaparım." dedi. Selin de "O zaman bir sonraki sefere hep birlikte geliriz." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERYA DENİZ MİSALİ
Novela JuvenilBir kız düşünün... Dini için ailesini terk eden bir kız... Ama her şeye rağmen hayallerinden vazgeçmeyen bir kız... Meslek hayatının başında bir doktor... O, arkadaşlarının gamzelisi... Sevdiğinin deniz gözlüsü... Yıllar sonra yeniden ailesiyle bir...