Eflin gece bizde kalmıştı ve gecemiz paylaştığımız fotoğrafa yapılan yorumlarla eğlenmek ile geçmişti. Dolunay'a zaten sinir oluyordum, Eflin'e yaptığı şey paylaşmamı tetiklemişti. Deniz'in fotoğrafı hâlâ güvendeydi tabi. Sadece ben görsem yeterdi.
Sabah okula gittiğimizde tüm okul Dolunay'ın arkasından fısıldayıp, gülüşmeye başlamıştı. Dolunay'ın okula geleceğini sanmıyordum. Rezil olmuştu, gelmezdi herhalde.
Merdivenleri çıktığımda sınıfımızın bulunduğu koridorun duvarına yaslanmış Dolunay ve birkaç kız arkadaşı vardı. Anında gözleri beni bulmuş, öldürecek gibi bakmaya başlamışlardı.
İstemsizce sırıtmaya başlayıp sallana sallana yürüyerek karşılarına geçmeye başladım. "Yalnız gözler yanlış tarafta kızlar." dediğimde Dolunay yaslandığı duvardan ayrılıp üzerime doğru gelmeye başladı.
"Sen paylaştın." dedi yeni aydınlanmış bir edayla. Kıkırdadım.
"Sen bu zekayla bu yaşa kadar nasıl geldin acaba?" Sinirden dişlerini sıkmaya başlamıştı. Sikimde miydi? Hayır.
Bir şey demedi. Ben de onun kudurmasının verdiği zevkle gülerek sınıfa ilerledim.
Sınıfa girdiğimde kafamı çevirip Deniz'in sırasına baktım. Oradaydı ve kafasını kollarının arasına gömmüş, büyük ihtimalle uyuyordu. Gece uyuyamamış mıydı acaba?
Kaşlarımı çatıp kendi sırama doğru ilerledim. Niye uyuyamamıştı ki? Dolunay meselesi yüzünden olamazdı, olmamalıydı. O gerizekalıyı bu kadar çok umursadığını öğrenirsem ağlardım. Gerçekten ağlardım.
Çantamı sırama koyup Deniz'e bakmak için kafamı çevirmiştim ki dibimde biten Deniz ile kısa süreli bir korku yaşadım. En son uyumuyor muydu?
"Dediğini yapmışsın." dediğinde gülümsedim. Gözleri yakından daha güzeldi.
"Blöf yapmak bana göre değil boncuk." Kollarımı göğsümde birleştirdim. "Sevgilin koridorda. Neden yanına gitmiyorsun?"
"Sende Dolunay'ın göğüslerinin seni yükselttiğini mi söyleyeceksin?" Gülerek dediği şeye kahkaha attım. Hayatımda duyduğum en komik şeydi.
Kafamı iki yana sallayarak "Bilâkis," dedim. "midemi bulandırıyor."
Dediğime gülüp kafasını omzuna eğdi. "Sen yine de fazla alışma böyle hamleler yapmaya. Yeni düşman edinmek istemem."
Yüzümdeki sırıtmayı sildim. "Biz hiçbir zaman düşman olamayız Deniz."
"Nedenmiş o Azra?" Çünkü sen benim aşık olduğum kadınsın.
Sadece baktım. O da bana cevap bekler gibi baktı. Cevap vermedim. Veremezdim. Kendim bilsem yeterdi, ona itiraf etmek istemiyordum.
Sınıfa giren öğretmenin "Herkes yerlerine!" diye bağırması ile içimden şükrederek arkamı dönüp sırama oturdum. Deniz de sırasına geçmişti.
Ucuz kurtulmuştum...
Herkes yerine geçince hoca konuyu anlatmaya başlamıştı. Ders yine mi matematikti ya? Oflayarak arkama yaslandım. Neyse, Deniz'i izleyebilirdim.
Kafamı yana çevirip Deniz'e baktığımda gözlerini kısmış bana bakan Deniz ile göz göze gelmeyi düşünmüyordum tabi.
Boğazımı temizleyip önüme döndüm. Üzerimdeki bakışlarını hissediyordum ve bu hem heyecanlanmamı hem de rahatsız olmamı sağlıyordu.
Çantamdan kulaklığımı çıkartıp telefonuma taktım. En mantıklısı uyumaktı.
Kulağımı dolduran birçok bağırtı sesleriyle yüzümü buruşturarak gözlerimi araladım. Kafamı kaldırıp kulaklıklarımı çıkarttım. Sınıfta anlamadığım bir konu için anlamadığım bir şekilde anlamsız bir tartışma vardı. Uyuyanları hiç düşünmüyorlar, çok saygısızlar.
Esneyerek gerindim. Her yerim uyuşmuş. Okulda uyumak çok dertliydi aslında. Ama seviyorum. Aslında bakarsak bana yasak olan her şeyi seviyorum. Örnek olarak Deniz..
Telefonu açtığımda saatten anladığım kadarıyla son derse girecektik. Instagram'dan gelen bildirimlere baktığımda Eflin mesaj atmıştı. Üzerine basıp ekranda belirmesini bekledim.
Okulumuzun itiraf sayfasında gizli biri tarafından paylaşılan Eflin ve benim ifşamı bana atmıştı. Bunu Deniz'in yaptığına eminim ama kanıtlayamam.
Bildirim penceresinden önüme inen "Deniz: ;)" bildirimi ile göz devirdim. Kendi çapında eğlenmesi de çok tatlıydı. Bildirimin üzerine basıp sohbete girdim.
Deniz: ;)
Siz: Kendi çapında eğlenmen çok hoşuma gitti
Deniz: Yüzünde bir sinirlenme göremiyorum?
Sohbetten çıkıp telefonu kilitledim. Ayağa kalkıp Deniz'e baktım. Gözleri beni bulduğunda sinir bir sırıtış sergileyip tuvalete gitmek adına yürümeye başladım.
Beni hiç tanımıyordu..