1 GÜN ÖNCE
Gözlerimi hafifçe araladığımda beyaz duvar karşıladı beni. Görüntü netleşirken bakışlarımı odada gezdirdim. Bir yatakta yatıyordum ve sol kolumdan damaryolu açılmıştı. Hissettiğim acı ile yüzümü buruşturup sırtımı yataktan kalkmak için dikleştirdim ama o gücü kendimde bulamayınca kendimi tekrar yatağa bıraktım.Odanın kapısının açılması ile beyaz önlük giymiş olan hemşire içeri girdi. Gözleri beni bulduğunda tebessüm ederek yaklaştı. "Korkuttun bizi Azra." Her zaman benimle ilgilendiği için artık samimi konuşuyorduk. Gülümseyip kafamı yan yatırdım. "Benim için korkacağını tahmin etmezdim." Göz devirerek güldü.
Kapı tekrar açıldı ve bu sefer içeri doktor girdi. Elinde dosyam vardı ve yüzünden hiç iyi şeyler olmadığını anlayabiliyordum. Burnumun yanını kaşıyıp ellerimle saçlarımı yana attım. "Ölüm günüm erkene mi alındı?" dediğimde doktor dosyayı kapattı ve bana baktı.
"Detayları babanla paylaştım."
"Ne güzel. Bana da söyleyin o zaman."
"Doktor olarak küçük hastalarımın velilerini bilgilendirme yetkim var Azra." Dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı salladım. "Ayrıca baban sana uygun bir dille anlatacaktır."
"Ne demezsin."
Beni duymazlıktan gelerek devam etti. "Senden sadece şu süreç boyunca kendini strese sokmamanı ve olabildiğince hiçbir şeyi kafana takmamanı istiyorum. Başarabilir misin?"
"Denerim."
Kapı tekrar tıklandı ve babam olacak adam içeri girdi. Doktor ve hemşire odadan çıktığında baba-kız kalmıştık odada. Yaklaştı yavaşça. Yatağın yanında olan koltuğa oturdu. "Nasılsın?" dediğinde omuz silktim.
"İdare eder." Kafamı sallandırdım hafifçe. "Ne dediler sana? Neymiş durumum?"
İki elini birleştirip stresle sıktı. Kötü bir şey olduğunu biliyordum da bu biraz garip gelmişti. Bu adamı bile endişelendiriyorsa..duymaya hazır mıydım?
"Doktor durumunun iyice kötüleştiğini, tedavinin işe yaramadığını söyledi." Gözlerim dolmaya başladığında göz kapaklarımı indirip kafamı diğer tarafa çevirdim. "Ama araştırıyorum. Seni kurtaracak bir çözüm bulacağım." Elimin üzerinde elini hissettim. "Söz veriyorum."
Göz kapaklarımı kaldırdığımda bir yaş düştü yastığa. Hemen elimle silip gülerek babama döndüm. "Böyle konuşmaya devam edersen beni düşündüğünü falan zannedicem."
"Tabii ki düşünüyorum." Elini elimden çekip ayağa kalktı. "Şimdi gidip ilaçlarını alacağım. Daha sonra eve geçeriz." Kafamı salladım ve odadan çıkana kadar arkasından baktım.
Kapının kapanmasıyla birlikte koluma bağlı olan kabloyu tek çekişte çıkardım. Kan kolumdan akarken umursamayıp ayaklandım ve dolaba dizilmiş olan üstümü çıkardım. Burda ölmeyi falan düşünmüyordum.