Topuklu ayakkabılarım sesiyle geçtiğim yerlerde izini bırakırken insanların bakışını umursamadan kalabalıkta ilerlemeye devam ediyordum. Gözlerimin rengi ile uyumlu olan mavi dar elbisemin üzerinde gezdirdim ellerimi.
Kalabalığın başlangıcında durup gözlerimi etrafta gezdirdim. Selin'i ve diğer kızları bulmaya çalışıyordum ama başarısızdı. Ne işim vardı ki zaten burada? Onlar Dolunay'ın arkadaşlarıydı. Benim Dolunay olmadan burada ne işim vardı?
Düşüncelerime kendi kendime hak verip geri dönmek için hareketlenmiştim ki "Deniz!" diye bağıran sesle durmak zorunda kaldım. Selin elinde bardakla bana doğru gelerek kollarını açtı. Ayıp olmasın diye gülümsedim. "Selam."
Kollarını boynuma doladığında tereddüt etsem de ellerimi beline koydum. Selin'in arkasından kimse gelmemişti. Kaşlarımı çattım ve "Diğerleri nerede?" dedim onu kendimden uzaklaştırarak.
"Onlar daha gelmedi. Hadi gel sana içki alalım." Bir şey dememe izin vermeden beni çekiştirdiğinde sessizce oflayarak peşinden ilerledim. Niye gelmiştim ki zaten?..
Bar masasının önünde oturmuş içki içerken aynı zamanda etrafa bakıyordum. Yarım saat olmuştu ve hâlâ gelen giden yoktu. Selin'in elimden tutmasıyla ona döndüm.
"Hadi gel dans edelim." dediğinde omuz silktim.
"Yok, sağ ol."
"Deniz.." dedi ve dudak büzerek devam etti. "lütfen." Böyle tatlı falan olduğunu mu zannediyordu bu?
Elimi elinden çektim. "Hayır." Gözlerimi ondan çekip etrafta gezdirmeye başladım. Yine bir şeyler anlatmaya başlamıştı fakat gördüğüm kişiyle onu dinlemeyi bırakmıştım.
Omzuna düşen kızıl saçları sallanırken gözlerini kapatmış kafasını arkaya yatırarak terden ıslanmış boynunu açığa çıkarmıştı. Kollarını havaya kaldırmış belini sallandırıyordu. Şu saçma dansta bile çok güzel gözüküyordu.
Yanına yaklaşan uzun boylu bir adamla dikkatim tamamen dağılmıştı. Adam dans ederek hafiften Azra'ya yaklaştığında Azra, gözlerini açtı. Bir sorun görmemişti sanırım adamın yaklaşmasına izin vermişti. Napıyordu bu salak?
Kaşlarım istemsizce çatıldığında dişlerimi sıktığımı yeni fark ediyordum. Koluma dokunan el ile irkilerek Selin'e döndüm. "Deniz iyi misin?" dediğinde kafamı salladım.
"Birini gördüm de." Gözlerimi Azra ve adama çevirdiğim de iyice yakınlaştıklarını görmem daha çok sinirlenmeme neden olmuştu. Oturduğum yerden kalktığımda Selin'in "Nereye?" demesiyle durup ona döndüm.
"Sonra telafi ederiz tamam mı? Bir olaya el atmam lazım." Kaşlarını çattı. Anlamamıştı. Anlamasına da gerek yoktu. Göreceği şeyleri Dolunay'a yetiştireceğini biliyordum ama kendimi zor bile tutmuştum.
Arkamı dönüp Azra'ya doğru yürüdüm. Yanına yaklaşmamla kolumu beline dolayıp kendime çektim. Bu hem o adamdan uzaklaşmasına hem de bedeninin bedenime yapışmasına neden olmuştu.
Kafasını çevirip bana baktı ama ben gözlerimi ona çevirmeden sert bir şekilde karşımdaki adama bakıyordum. "Ne duruyorsun? Bas git." dediğimde neye uğradığını şaşırmış bir biçimde ortadan kayboldu.
Gözlerimi hala bana bakan Azra'ya çevirdim. Mayhoş mayhoş bakıyordu.. kesinlikle ayık değildi. İçmiş olması canımı sıkmıştı. Kalbi için içmemesi gerekiyordu.
"Ne işin var burada?" Ne dediğini zar zor anlamıştım. Yüzüne yapışan saç tutamını geriye attım. "Aynısını ben de sana soracaktım kızıl."
Bana bakmayı kesip kafasını önüne çevirdi. Eli belindeki kolumu buldu ve kolumu yavaşça indirdi. "Seni ilgilendirmiyor." dedikten sonra ileri gitti ve başlayan hareketli müzikle dans etmeye başladı. Bu neydi şimdi?
Kendini öldürmeyi falan mı düşünüyordu. Sıkıntıyla iç çekip bir süre olduğum yerde onu izledim. Yavaşça yanına ilerleyip kolunu tutmaya çalışarak "Azra.." dediğimde aniden kolunu çekerek "Senin sorunun ne ya?" diye bağırdı. Birkaç adım geriledi fakat sendelediğinde düşmesini önlemek için elimi beline sarıp kendime çektim.
Kesinlikle düşmesini önlemek içindi..
"Düşeceksin." Beni dinlemeyip gözlerini kapadı. Kendini sakinleştirmeye çalışıyordu sanki. Titrek bir nefes aldığında gözlerim kızarmış dudaklarına kaydı. Gözlerini açtığında mavilerimi kahvelerine çıkardım.
"Beni sevmiyorsun ama sürekli karşıma çıkıyorsun." Sesi çok sessiz ve zayıf çıkmıştı. "Neden?"
Ben de bilmiyordum.
"Bunu şimdi konuşmayalım." Geri çekilmek için hamle yaptığında kolumu sıkılaştırdım. "Azra sarhoşsun. Her an fenalaşabilirsin. Bırak yardım ediyim. En azından sabaha kadar. Sonra gidersin."
"Bana bir şey olmaz." diyerek geri çekildiğinde iç çektim. Arkasını dönüp yürümeye başladı. Ben de arkasından yürümeye başladım. Bu şekilde onu yalnız bırakacağımı zannetmiyordum.