Soğukluğun tenimi hafifçe yalaması ile hafifçe irkildim. Bilincimin açılması ile aynı anda bedenime soğuk rüzgarın gelmesi biraz üşütmüştü beni.
Üstümdeki halsizlikten dolayı göz kapaklarımı kaldırmak istemesem de beynimde canlanan son anlardan dolayı nerede olduğumu merak etmiştim. Büyük ihtimalle revirdeydim.
Gözlerimi yavaşça açtığımda göz alanıma girenin sandalye oturmuş defterine bir şeyler karalayan Deniz olmasını beklemiyordum. Dizlerini kendine çekmiş başımdaki koltukta oturuyordu. Derslere girmeyip beni mi beklemişti?
İrisleri beni bulduğunda kalemi oynatmayı bırakıp defteri kapadı ve yanına koydu. "İyi misin?" diyip elinin tersini alnıma koydu. Bayıldıktan sonra ateşim hiç çıkmazdı ama bunu söylememek en iyisiydi.
Ateşim olup olmadığını anlamamış olacak ki kaşları çatıldı. Bu sefer elini çekip dudaklarını alnıma bastırdığında istemsizce nefesimi tuttum. Bunu yapmaktan acilen vazgeçmem gerekiyordu.
Geri çekilip kıkırdadı. Nefesimi tuttuğumu farketmişti..yine. "Tamam, ateşin yokmuş." dediğinde göz devirip sırtımı yataktan ayırarak oturur pozisyona geçtim.
"Zaten hiç olmuyordu." dediğimde gözlerini kıstı.
"Yani seni öpmem için beni uyarmadın." Deniz'e garip garip baktığımda ciddi ifadesini bozup gülümsedi. "Çok tatlı duruyorsun."
Dediği şeyi sindirmek için birkaç saniye beklemem gerekti. Kalbimin atışını burdan duyuyordum. 'Sen daha tatlısın' dememeliydim. Sus Azra.
Cevap vermeyeceğimi anlamış olacak ki iç çekerek yerdeki çantasını koltuğa koydu ve defteri içine attı. "Kalbinde dayanamadı."
Ayakkabımı sol ayağıma geçirip kendime çektim ve bağcıkları bağlamaya başladım. "Neye?" dediğimde Deniz anında konuşmuştu.
"Benimle konuşmamaya, beni görmezden gelmene..."
Gülümseyişimi damağımı ısırarak durdurdum. Benimle konuşmamayı dert edinmiş bir de. "Niye dayanamayacakmış?" Hâlâ bakmasam da kulağımı dolduran adım seslerinden yanıma geldiğini anlamıştım. Boynumda ve kulağımda hissettiğim sıcak nefes ile bağcıklarımı bağlamayı bırakmış kısa süreli gözlerimi kapatıp açmıştım.
"Çünkü bana aşıksın kızıl." diyerek fısıldadı.
Cümlesinin doğruluğunu vurgulayan bakışlarımı ona çevirip aksini iddia ederek "Sana aşık değilim boncuk." dedim. Aramızda bir parmak mesafe vardı ve sanki hiç öpüşmemişiz gibi dudaklarını dudaklarıma bastırmak istiyordum.
Büyük bir çabayla gözlerine bakmaya devam ederken kirpiklerini birbirine yaklaştırdı. "Yani şu an seni öpsem karşılık vermeyeceksin." demişti ama bunu daha çok soru olarak söylemişti.
"Bunun aşkla bir ilgisi yok."
"Benim için var."
Tek kaşımı kaldırdım sorgularcasına. "Yani o gece bana aşık olduğun için mi beni öptün?" Cevabını hemen vermiş olsa da benim için saniyeler yavaş geçmişti.
"Hayır, arzuladığım için." Evet diyebilirdi...
Moralim bozulsa da belli etmemeye çalışarak dudaklarımı araladım. "Aşık olursam birini öperim dedin." dedim ama soru biçiminde demiştim. Sırtını dikleştirip aramızdaki mesafeyi baya bir açtı.
"Artık öyle."
"Ne değişti?" dediğimde verdiği cevap aklımın karışmasına neden olmuştu.
"Duygularım."