Elimi boşta kalan eline götürüp sıkıca tuttum. Onu hiç bırakmamak istercesine. Kolyesini avucunda sıkarak bana döndü ve kollarını belimde birleştirerek sarıldı. Bu küçük beden o kadar masum, minik bir çocuk gibiydi ki. Dıştan bakınca kimse onu çözemez hale geliyordu. Eskimiş, ama dışında tek bir pası bile bulunmayan bir sandık gibiydi Yoongi. Kilidi ise ona annesi kadar iyi hissettirecek kişiydi. Ve ben, onun için bunu başarıcaktım. Hava iyice kararmış esmeye başlamıştı. Üşüyüp hasta olmaması için onu kucağıma alıp içeri taşıdım. Kafasını omzuma dayamış, mırıldanıyordu. Dediklerini anlamasamda şarkı mırıldandığını anlayabiliyordum. Ah benim minik bebeğim. Bugün çok yorulmuştu. Koltuğa ilerlerken yönümü değiştirdim ve yatak odasına ilerlemeye başladım. Uyumalıydı.
Yoongi
"Neden yatak odana gidiyoruz?"Jungkook
"Uyumalısın meleğim"Yoongi
"Olmaz"Jungkook
"Neden?"Yoongi
"Sensiz olmaz, bu geceyi sensiz geçiremem!"Jungkook
"Seninle yatıcam zaten"Gülümsedi. Kafası omzumda olmasına rağmen verdiği nefesten anlayabiliyordum onu. Odaya geldiğimizde onu yatağa oturtup pijama verdim. İkimizde üstümüzü değiştirdiğimizde ben sıcakladığım için üstümü giymeden yanına yatmıştım. Öylece bana bakıyordu. Bişey söylemek istiyordu. Ama sadece bakışlarını konuşturmakla yetiniyordu. Bende sesimi çıkarmadan gözlerindeki ışıltıya bakıyordum. Yoongi çok zor bir çocukluk geçirmişti. Onu anlamam pek kolay değildi. Hatta aksine hiç kolay değildi. Bu hikayede yanan o oluyordu. Bu sefer masum birinin yanan canı daha çok yanıyordu...
Onun ateşine doğru gidecek, ve onu o cehennemden kurataracaktım. Daha fazla yaklaştı ve koynuma sokuldu. Gözlerimi kapatıp iç çektim. Kendimi onun yerine koymayı denedim, ama düşüncelerim kararıyordu. Uyku beni etkisi altına çekti...
**********†**********†*********
Karanlığın içinde yürüyordum. Sesler geliyordu, ilerde bir kapı vardı. Yaklaştıkça, sesler yükseliyordu.
Bay Min
"O pislik herif paramı vermedi görüyorsun değil mi! Tabi böyle züppe birinden ne beklersin ki! Sen! Tek kelime etmeyeceksin! Benimle Daegu'ya geri dönüyorsun!"Ses çok tanıdıktı. Para konusu geçince, aklıma Bay Min olabileceği geldi. Bağırıyordu. Yoongi! O yanındaydı! Ona bağırıyordu. Adımlarımı hızlandırmayı bırakıp, koşmaya başladım. Kimse ona böyle bağıramazdı! Özelliklede Bay Min! Hiç düşünmeden kapıyı açtığımda. Soluk soluğaydım. Yanağımda hissettiğim süzülen damlayla, ne çabuk terlediğimi farkettim. Kaşlarım çatık, gözlerim Bay Min'i arıyordu. Ama yoktu karşımda sadece ağlayan miniğim vardı.
Jungkook
"Yoongi!"Yoongi
"Jungkook rüya görüyorsun! Uyan! Burdayım ben!"Gözlerimi açtığımda Yoongi üstümdeydi. Oturmuş endişeli gözlerle bana bakıyordu. Sağıma soluma baktığımda yatak odamızda olduğumuzu gördüm. Ne yani rüya mıydı? Gözlerimi ona çevirip sarıldım.
Jungkook
"Ah Yoongi çok korktum!"Yoongi
"Ben burdayım sakin ol kookie, ne korkuttu seni bu kadar ter içindesin?"Jungkook
"Ah hiç sorma, hadi bir an önce hazırlanıp şirkete gidelim"Yoongi
"İyide daha 1 saat var?"Jungkook
"Tamam o zaman güzelce bir kahvaltıya ne dersin?"Yoongi
"Ben Jimin'e hazırlamasını söylemiştim"Jungkook
"İyi yapmışsın meleğim"Gülümsedim, yaklaşıp dudaklarıma uzun bir öpücük kondurdu. Uykumu açmıştı bu güzel öpücük. Geri çekileceği sırada belini sıkıca sardım ve büyük bir öpüşmenin başlangıcına neden oldum. Ah o kadar tatlıydı ki o dudaklar. Hiç ayrılasım gelmiyordu. Acaba o nasıl hissediyordu. İkimizde nefes nefese kalınca geri çekildim. Gözlerinin içine bakarak sordum.
Jungkook
"Yoongi nasıl his veriyor?"Yoongi
"Anlamadım kookie ney?"Jungkook
"Öpüşmek? Benim seni öpmem? Senin beni öpmen?"Yoongi
"Dudakların eşsiz Jungkook, buna bayılıyorum. Bana ilaç gibi geliyor. Doyamıyorum. Bazen beni öpüp çekildiğinde daha fazlasını istiyorum."Jungkook
"Ah buna sevindim. O zaman akşama daha fazlasını görüceksin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leave yourself to your daddy •|Yoonkook|•
Teen Fiction!!Smut içerir!! "Bembeyaz tenin bu gece kırmızıya bürünecek güzelim" "Seni arzuluyorum babacık" "Böyle devam et! Adımı inle!" Gözü korkmuş olan kedicik, cesur olmaya, bu gece Jungkook'un vahşi aslanı olmaya hazırdı.