Bay Min

668 43 4
                                    

Bugün çok yorucu geçmişti. Arabayı Yoongi'nin evine doğru sürerken kolumdaki saate baktım sandığımdan geç kalmıştım. Hava iyice kararmıştı. Eve geldiğimde biraz bekleyip açık kapıyı izledim fakat giren çıkan yoktu. Arabadan inip içeri doğru ilerledim.

Jungkook
"Bebeği-"

Cümlem yerdeki dağınık kutudan dökülmüş eşyalar ve yukarıdan gelen bağırma sesiyle yarım kaldı.

Bay Min
"Ben sana model falan olmucaksın demedim mi! Hangi cürretle ailemizin adını kirletirsin ha! Oranı buranı açıp binbir türlü magazin sayfalarında dolaşmak için uğraşacağına gidip bı barda birine sürtünseydin daha kolay ünlü olurdu! Ailenin yüz karasısın sen!"

Yoongi
"Sizden uzaklaşıp kendime güzel bir iş buldum. Yıllar sonra hangi delikten çıkıp beni buldun!? Ne battı kıçına? Paran mı bitti yoksa yine!? Ha! Söylesene asıl sen hangi yüzle geliyorsun buraya!"

Bay Min
"Bana bak! Benimle düzgün konu-"

Jungkook
"Konuşmazsa ne olur?"

Bay Min
"Sende kimsin!?"

Jungkook
"Bay Jeon, Jeon model şirketinin sahibi! Ya sen kimsin? Yoongi'yle böyle konuşma hakkını sana kim veriyor!?"

Bay Min
"Şimdi anlaşıldı senin hangi bok olduğun, ben Yoongi'nin babasıyım! Ne o şirket müdürleri çalışanlarının evlerine kadar mı geliyor artık?"

Alkol kokuyordu. İçmişti belliki, alaycı şekilde güldü.

Jungkook
"Ne için buradasınız bay Min? Söz konusu paraysa istediğiniz kadarını verebilirim. Tabi sonrada burdan siktir olup gidicekseniz?"

Bay Min
"Dilimden anlıyorsun yani?"

Yoongi
"Jungkook buna hiç gerek yo-"

Jungkook
"Ne kadar istiyorsunuz bay Min"

Bay Min
"300.000 won!"

Jungkook
"O para az değil mi?"

Bay Min
"Pekala, 500.000 won!"

Yoongi
"Ne! Hayır!"

Jungkook
"Tamam, para yarın elinize ulaşacak"

Bay Min
"Sana neden güveneyim?"

Jungkook
"O zaman yarın sizi ofisime bekliyorum. parayı aldıktan sonra sizde Yoongi'yi ömrünüz boyu görmeyeceksiniz"

Bay Min
"Anlaştık"

Yoongi'ye döndü.

Bay Min
"Görüyor musun dakikada çözdü işi, patron tabi o, senin gibi bir sürtük değil!"

Jungkook
"Yeter!"

Yoongi şaşkınlığa uğrayarak bakmaya başladı. Bay Min bana baktı ve yanımdan geçerek kapıya ilerliyordu. Yoongi'ye baktığımda yüzü düşmüş bana bakıyordu. Bay Min'i evden çıkarıp kapıyı kapattım ve Yoongi'nin yanına çıktım. Dizlerini kendine doğru çekmiş ağlıyordu. Son söylenen şey çok dokunmuştu ona. Öyle değildi ki o. O benim meleğimdi. Ağlayamazdı...

Yanağımda hissettiğim ıslaklıkla gözümden yaş geldiğini anladım. O böyle ağlarken bende çok üzülüyordum. Kapıda dikilmeyi bırakıp yanına gittim ve minicik bedenini kollarımın arasına aldım. Sessizce hıçkırarak ağlıyordu. Biraz önce bağırırken güçlü duran Yoongi bay Min'in tek bir sözüyle yerle bir olmuştu. Ama bay Min'in onun hakkında söylediği şey gerçek değildi model olmak sürtük olmak değildi ki. Ben utanmıştım onun adına şuan.

Yoongi
"J-jungkook!"

Jungkook
"Söyle bebeğim"

Yoongi
"Gidelim bu evden, nolursun!"

Jungkook
"Gidelim güzelim. Yeterki sen iste"

Ayağa kalktığımda elimi uzatıp onuda kaldırdım bir kaç saniye bana baktıktan sonra başını eğip yanımdan geçecekti ama buna engel olup tekrar bana bakmasını sağladım. Ellerimi yanaklarına koydum ve gözünden düşen damlaları sildim, gözlerini kapadı ve dinlenmek istercesine alnını göğsüme yasladı. Saçlarına öpücük kondurup sırtını okşamaya başladım. Bir çocuk edasıyla, annesinden ayrılmak istemeyen bir çocuk gibi sımsıkı sarılıyordu. Geri çekildiğinde,

Jungkook
"Şimdi iyi misin?"

Yoongi
"Hıhı"

Elimden tuttu ve beni aşağı sürükledi. Son kalan kutularıda arabaya yerleştirip bizde yerimizi aldık. Hâlâ elimde olan elini sımsıkı tutup öptüm. Bu hareketim onu gülümsetmişti. Ağladığından dolayı kızarmış gözleriyle bana bakıp gülümsüyordu. Bir çiçeği tekrar canlandırmak bu kadar kolaydı işte. Üzmek kadar kolaydı...

Leave yourself to your daddy •|Yoonkook|•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin