Leave yourself to your daddy •|Yoonkook|•

At your service daddy

Kim Taehyung~

Yıllar sonra böyle bir haberle karşıma çıkması beni epey bir şaşırtmıştı. Neyine güveniyordu bu kadar? Yanındaki küçüğe mi? Hah beni güldürüyor. Sanırım çok boşladım. Kendimi tekrar bir gözler önüne sermem lazım. Varlığımı ne çabuk unuttu. Şehir dışından yarın dönecektim şimdiden ona bir not göndermem lazım. Beni, sarfınazar gibi bir durumu olamazdı. Aksi takdirde onun canı yanar...

____

Jungkook'tan~

Jungkook
"Sevgilim hazır mısın artık?"

Yoongi
"Geliyorum bir saniye!"

Merdivenlerin başında dikildi. Ağzım açık onu izliyordum. Gözlerim bir saniye bile ayrılmıyordu. O çok güzeldi, üstelik bu sefer boynundaki elmas taşlarından oluşan tasma tarzı kolye onu seksi ve itaatkar gösteriyordu. Tam bir feminen işte benim sevgilim. Her şekilde kendini gösterişli yapabiliyordu. Elini omzuma koymuş destek alarak parmak uçlarına çıkıp burun buruna gelmemizi sağlamıştı. Kokusu beni bir kez daha esir almıştı. Dudaklarına uzun şehvetli bir öpücük bırakmıştım.

Yoongi
"Artık gitsek iyi olucak sevgilim. Geç kalmak istemeyiz?"

Jungkook
"Beni delirtiyorsun"

Yoongi
"Biliyorum"

Çeneme hafif ısırık bıraktı ve geri çekildi. Elimden tutup beni arabaya kadar sürüklenmesine izin verdim. Tam vaktinde restorana geldiğimizde Bay Ahn'larda bizi bekliyorlardı. Koluma girmesi için Yoongi'ye uzsttigimda bekletmeden girdi. Yanlarına ilerledik.

Bay Ahn
"Hoşgeldiniz Jungkook. Eşim Do ile tanışmış mıydınız?"

Jungkook
"Hoşbulduk Min Hyuk. Uzun zaman sonra görüşmek ne güzel. Memnun oldum bayan Do. Artık duymuş olmanızı düşünüyorum ki eşim Bay Min"

El sıkışma faslından sonra yerlerimizde geçtik. Kısa bir muhabbetin ardından yemeklerimiz ve içkilerimiz gelmişti. Bol konuşmalı gülümsemeli geçen gecenin ardından saat geç olmuştu ve bu gecemi Yoongi'nin sarhoş halleriyle gecirmezdim. Bay Ahn'larla vedalaşıp arabama ilerledik.

Yoongi
"Tatlı bir çiftler"

Jungkook
"Bay Ahn benim liseden arkadaşım"

Yoongi
"O kadar çok samimi olmanızdan, anılarınızdan anlamak zor değil"

Jungkook
"Uykun mu geldi?"

Yoongi
"Biraz"

Jungkook
"Bu gece uyku yok güzelim özür dilerim gerek sabaha kadar uyanıksın"

Yoongi
"Ne! Neden!?"

Jungkook
"Bir iddiamız vardı"

Yoongi
"Ama daha dün gece yaptık"

Jungkook
"O senin elindeydi bu gece ipler benim elimde"

Yoongi
"Kaç desen daha yeriydi şuan"

Jungkook
"Kaçacak yerin olmayacak, hatta bana bile dokunamayacaksın...kedicik"

Yoongi
"Siktir! Beni bağlayacaksın"

Jungkook
"Bedenin benim elimin altında kıvranacak Yoongi. İtaat ediceksin"

Bir anda yüz şekli değişti ve,

Yoongi
"Emrindeyim babacık"

Jungkook
"Uslu bir kedicik ol ve eve kadar sabret"

Yoongi
"Jeon...mırrr"

Jungkook
"Ah sen yokmusun"

Daha fazla beklemeden. Arabayı çalıştırdım ve otoparktan çıktıktan sonra çok trafik olmayan yollarda gazı kökledim. Acelemi anlamış olan Yoongi elini sertliğime atmıştı. Pantalonum patlayacak gibi hissediyordum. Onu o kadar çok istiyordum ki. Arabayı bahçede rastgele bir yere park ettiğimde elim Yoongi'nin beline gitti onu kendime çekip uzun bir öpüşme başlattım. Şehvetle yanıyordu dudakları. Benim kadar olmasada sekse aç olan bu kedicik sabırsızdı. Hızlıca eve girip odamıza çıktık...

Üstüne çıktığım bu meraklı beden her hareketimi detayına kadar izliyordu. Boynunu şimdiden hickeylerimle doldurmuştum. Üstünden kalkıp,

Jungkook
"Benim için hazırlan. Bir kaç dakikaya döneceğim"

Onu dahada meraklandırıp odadan çıkmıştım. Bir gün lazım olucak diye gizli tuttuğum odaya ilerlerken gömleğimin düğmelerini çözüyordum. Kilidi açıp burnuma dolan ateş, şehvet, arzu, acı ve seksin kokusuyla gözlerim kelepçeleri olduğu dolabı aradı. Bir çok seks oyuncağı barındırdığım bu odayı uzun zaman sonra açmak harika bir histi. El kelepçeleri, vurmak için yatay ince bir sopa ve göğüs ucu mandallarını alıp çıktım. Bir çok kullanabileceğim şey olmasına rağmen bu gece sadece bunları kullanmak İstiyordum. Mutfak dolabından soğuk bir viski alıp odaya yöneldim. Yoongi çoktan soyunmuştur.